1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Direnişin sembolü: Suriye
Direnişin sembolü: Suriye

Direnişin sembolü: Suriye

Özgür-Der Üniversite Gençliği ile beraber Suriye’deki Müslümanları ziyaret eden Muhammet Onur Yıldırım izlenimlerini okuyucularımız için paylaştı.

23 Mayıs 2022 Pazartesi 00:20A+A-

Muhammet Onur Yıldırım / Haksöz-Haber

Suriye yolculuğumuz başladığında aklımda hep üzüntü duygusunun hat safhada olacağı anlar geliyordu. İnsanların kendilerini harap ettiği, hiçbir şey yapmadığı anlar… Lakin Cilvegözü sınır kapısından geçtiğimiz ilk andan itibaren Suriye halkı beni bu düşüncelerimden ötürü utandırdı. Evet, belki insanlar çadır kentlerde yaşıyor, ekonomik sıkıntılar içerisindeler, hava koşulları ciddi problem teşkil ediyor, her an bombardıman altında kalma tehlikesi yaşıyorlar fakat Suriye halkı bu şartlara rağmen Müslümanca duruşlarından taviz vermiyorlar. Bu durum beni kendilerine hayran bıraktı.

Suriye’de ilk ziyaretimiz Babiska Görme Engelliler Kur’an Kursu ve Babiska Yetimhanesi idi. Çoğu bombardımandan ötürü görme yetisini kaybeden her yaştan kardeşimizin bulunduğu bu kursta onlara özel olarak hazırlanmış Kur’an-ı Kerimler ile Kur’an okumayı öğrenip hafızlık eğitimi alıyorlardı. Yani engellerinin, bölgesel şartlardan ötürü hareket alanlarını kısıtlıyor olması onları bahaneler arkasına saklamıyordu. Ardından yine aynı alanda olan yetimhaneye gittik. Erkeğin yokluğunun getirmiş olduğu zor şartlara rağmen gayretkeş anneler ellerindeki kumaşlar ile kıyafet dikiyor ve onları satarak kendilerine geçim kaynağı oluşturuyordu. Bir yandan da tablo, saksı, oyuncak gibi hediyelik eşyalar yapıp yine onlar ile evlerini geçindirmek için uğraşıyorlardı. Ayakları öpülesi annelerin bu çabasına hayran kalmamak elde değildi.

Gittiğimiz bir başka bölge de yoğun bir şekilde bombalanmış olan Cebel-i Zaviye bölgesiydi. Okulların, hastanelerin bombalandığı bir bölgeden bahsediyorum... İnsanların evlerini ziyaret ettiğimizde orada yaşayanların bizleri “oraya basma yıkılır” diye uyardıkları evlerden bahsediyorum... Varsın gerisini siz düşünün artık!  Orada yoğun bombardıman olmasına rağmen insanların bölgelerini terk etmeden döküntülerin arasında yaşamını kısıtlı imkanlar içerisinde devam ettirmesi çok önemli bir husus. Eğer oradaki halk orayı terk ederse bölge savunması düşecek ve rejim güçleri tarafından karadan işgal edilecek. Bunun bilincinde olan halkın bu kısıtlı imkanlara rağmen fedakarca duruşları bizleri gururlandıran bir şeref tablosuydu resmen.

İdlib bölgesine gittiğimizde ise etrafın cıvıl cıvıl oluşu bizleri çok mutlu etti. Dükkânlar açılmış ticaret dönüyor, çocuklar okullarına gidiyor, gençler ise lise ve üniversitelerine devam ediyordu. Ellerindeki imkanlar dâhilince ye’se kapılmadan yaşam mücadelelerini Müslümanca bir şekilde devam ettiriyorlardı. İdlib bölgesinde ziyaret ettiğimiz ilim yuvalarından birinde de insanların Suriye savaşını kaleme aldığı ve ayriyeten Ortadoğu’daki diğer savaşları, Taliban-Amerika savaşını ve son olarak Ukrayna savaşını anlatarak ders çıkarılabilecek gelişmeleri tahlil ettiğini görmek bu insanların başına buyruk hareket etmediğinin bir göstergesiydi benim için. Bölgedeki düzeni sağlamaya çalışan yerel hükümetin ciddi bir kaynak gerektiren eğitime önem verişi takdire şayan bir duruş. Onun dışında bölgedeki güvenlik ortamını kurmaya yönelik çalışmaları, mahkemeler kurarak hukuku düzeni sağlamaya yönelik adımları göz ardı edilebilir çabalar değil. Bu insanların savaş içerisinde oldukları unutulmasın; savaş halen devam ediyor. Lakin deprem sonrası ilk olarak eğitime başlandığı Japonya örneğini takdir etmek için sıraya giren insanların Suriye halkının bu örnekliğini görmemesi biz Müslümanlar için düşünülmesi gereken bir durum.

Bu yazıyı yazma sebebim bizlerin Suriye tahayyülünde sürekli oradaki mağduriyetlerin olması. Halbuki orada verilen mücadelenin ne kadar önemli olduğu ve Müslümanların başarılarının arkasında yatan duruşun nasıl olduğunu anlamak/anlatmak lazım. Zorlu şartlar altında düzeni kurmaya çalışan, yorulmadan çırpınan insanların varlığı Suriye halkı ve biz Müslümanlar için adeta birer gurur tablosudur. Oradaki insanları sadece mağduriyetleri ile hatırlamayalım, duruşları ve başarıları ile de hatırlayalım.

HABERE YORUM KAT

8 Yorum