Grup adına MAZLUMDER Ankara Şubesi Başkanı Üstün BOL basın açıklamasını okudu.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

GAME OVER! (Oyun Bitti!)

Tunus'ta tutuşan ve yayılarak bugün Mısır'da yanmaya devam eden özgürlük ateşi Ortadoğu halklarını kasıp kavurduğu gibi bütün dünyada heyecan ve ümitle izlenmektedir.

Ortadoğu halkları bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından batılı yönetimlerin oluşturduğu kukla yönetimlerle baskı altına alınmış; batılıların çıkarlarına hizmet edildiği sürece demokrasi, eşit paylaşım, insan hakları ve özgürlüklerin nasıl çiğnenebileceğinin, nasıl yok sayılabileceğinin örneği olmuştur.

Başta ABD olmak üzere İngiltere ve sömürgeci diğer devletlerin Irak ve Afganistan'ı "özgürleştirmek" amacıyla giriştiği operasyonlar hala devam ederken, Mısır'ın özgürleşmesi talebiyle sokağa çıkan milyonlarca Mısırlıya karşı batılı devletlerin, faşist Mübarek rejiminin yanında yer alarak karşı çıkması bu zaten bilinen ikiyüzlülüğün yeni bir turnusol kâğıdını oluşturmaktadır.

Tunus'ta, Sudan'da, Yemen'de, Lübnan'da ve Mısır'da sokağa dökülen insanlar daha adil bir paylaşım, daha fazla özgürlük ve eşitlik talep etmektedir. Bu talepler sadece adı sayılan ülkelerde değil dünyanın bütün coğrafyalarında baskı ve zulüm altında yaşamak zorunda bırakılan, emekleri sömürülen ve çalınan halklar için birer umut ışığıdır.

Mısır'da on bir gündür özgürlük taleplerini dile getiren her kesimden halka karşı, Mübarek rejiminin polislerden ve hapishanelerden çıkartılan adi suçlulardan oluşan birliklerle saldırıya geçmesi Mısır rejiminin iflas ettiğini ve yıkılışın başladığını göstermektedir. Bundan sonra Mısır rejiminin ve batılı yönetimlerin manevraları ancak çöküşü geciktirmek, yıkılışı ertelemek ve bir süre daha zaman kazanmaktan ibarettir.

Yıllarca birbirine karşı kışkırtılan, çeşitli isimlerle kamplaştırılarak baskıcı rejimlerin ayakta kalmasını sağlayan halklar, Mısır'da olduğu gibi hep birlikte eşitlik, adalet ve özgürlük taleplerinde birleşmiştir. Mısır'da Hıristiyan Kıpti'ler, Müslümanlar, Liberaller, sosyalistler ve başkaca etnik, kültürel, dini ve siyasi guruplar birbirlerinin ortak talepleri için bir araya gelerek yıllardır sürdürülen korku imparatorluğuna son vermiştir. Ortadoğu'da kimlikler üzerinden kamplaşma, farklı kimlik tartışmaları üzerinden iktidar tesis etme dönemi sona ermiştir.

Bu tarihten sonra yönetimler, rejimler halkların karşıtlığı üzerine değil, halkların ve farklı kimliklerin kardeşliği üzerine dizayn edilmek mecburiyetindedir.

Mısır'da yaşanan halk ayaklanmasının Ortadoğu'nun ve vicdanlı dünyanın kanayan yarası olan Filistin içinde önem taşıdığı bilinmektedir. Mısır rejimi İsrail ve ABD'nin ileri karakolu vazifesiyle Filistin'de yaşanan dramdan birinci derecede sorumludur ve işlenen cinayetlerin suç ortağıdır. İsrail ve ABD'nin Mısırda rejim değişikliğine karşı çıkmalarında önemli etmenlerden biri de işgalci İsrail'in güvenliğidir. Bu yüzden bu barışçıl ayaklanma sadece Mısır'ın özgürleşmesi değil Arap dünyasının en büyük devleti olması nedeniyle domino etkisi yaratarak bütün Arap yarımadasının ve komşu halkların özgürleşmesinin başlangıcıdır.

Bu domino etkisinin başta Suudi rejimi olmak üzere Ortadoğu ve dünyada krallıklar ve tiranlıklar kurmuş olan bütün rejimlerin yıkılmasına vesile olmasını ve eşitlik, adalet ve özgürlük taleplerinin üzerine yeni bir dünyanın kurulmasını diliyor, istiyor ve bekliyoruz.

Yaşasın özgürlük, yaşasın direniş…

MISIR DOSTLARI