Deyr ez-Zor ve Esed'in Bitmeyen Öfkesi
Önceki Deyr ez-Zor'a geçen arkadaşımız Yılmaz Bilgen'in bölgeden izlenimleri ve objektifinden yansıyan kareler...
YILMAZ BİLGEN / HAKSÖZ-HABER
1,5 milyon yaşayanı ile savaş öncesi refah ve bolluk şehri olarak öne çıkan bir kent Deyr ez-Zor. Bugün ise duman ve top mermisinden motifler oluşmuş evleriyle tam bir hayalet şehir.
Bu şehrin ahalisi nereye gitti ve sağ kalanlar şimdi nerede yaşıyor sormak bile Suriye ve savaş olgusuyla yüzleştiğinizde çok fazla anlam ifade etmiyor.
Zengin petrol yataklarıyla Suriye'nin gözde beldesi olan Deyr ez-Zor bitmeyen ihtirası ve öfkesiyle halkını ve şehirlerini hesapsız kitapsız bombalayan bir diktatörün hışmıyla şimdilerde sokaklarında ölüm ve yokluğun kol gezdiği bir şehir.
Esed güçlerinin Deyr ez-Zor kırsalında hiçbir etkinliği yok. Merkezde ise sadece %25’lik bir bölgeyi kontrolü altında tutuyor. Yaklaşık 2000 askerle bitişini geciktirme çabasındalar. Kaybettikleri her sokağı cehenneme çevirerek çekilen Esed güçlerinin tahribat ve öfkesine mücahitler sabırla ve azimle karşılık veriyorlar. Bütün grupların her sokakta hummalı bir koşuşturma içinde olduğunu gözleyebiliyorsunuz. Her gün yeni bir sokak, cadde daha özgürleşiyor.
Refase, Sina, Ammel, Muvazafiyn, Haviya, Rüşdiye, Hamidiye gibi semtler muhaliflerce özgürleştirilmiş.
Cura ve Harabış gibi birkaç mahalle ise Esed askerlerinin elinde kalan son yerler.
Her geçen gün istikrarlı bir biçimde ilerleyen muhalif Müslümanlar bedeli ne olursa olsun Deyr ez-Zor'un dikta yönetimden tamamen temizleneceğini söylüyorlar.
Her sokağında ölü bedenlerin kokusunu aldığınız Deyr ez-Zor'da neredeyse bombalanmayan cami kalmamış.
35 metre minaresiyle şehrin gerdanlığı olarak gösterilen Osman Bin Affan Camii de tüm şehir gibi şimdi bir harabe halini almış.
Halkın %70' i şehri terk etmiş. Neredeyse her saniye rastgele atılan sniper ve kanas mermilerinden en fazla payını alan ise hiçbir şeyin farkında olmadan sokaklarda oynayan çocuklar olmuş.
Bize tereddüt etmeden zafer işareti yapan minik yürekler masum bakışları nasıl bir zalimin yaşadıkları meskenleri ve vatanlarını mahvettiğini yeterince anlatıyordu.
İçerisinden Fırat'ın aktığı Deyr ez-Zor'da bu diktatörün hıncından nasibini almayan tek bir yapı kalmamış. Bu yapılar arasında köprüler de var... Şehrin girişinde ilk gördüğünüz manzara harabe evler ruhsuz ve insansız sokaklar ve her an yeni ölümlerin habercisi olan bombalar... Bombalardan kurtulanları ise yüksek yerlerde mevzilenmiş keskin nişancı katiller bekliyor. Ancak bu öfke aynı zamanda bir bitişin de habercisi. Tükenen Esed ve küllerinden yeniden doğan bir direniş halkası Deyr ez-Zor’da var olan gerçekliğin bir diğer boyutu.
FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ >>>
HABERE YORUM KAT