1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Devrimle birlikte bütün Suriye hapisten çıkmış oldu...
Devrimle birlikte bütün Suriye hapisten çıkmış oldu...

Devrimle birlikte bütün Suriye hapisten çıkmış oldu...

Yasin Aktay, Suriye halkının devrimiyle yeni bir Suriye inşa etme ve coğrafyaya örnek olma misyonuna eriştiğini vurguluyor.

21 Aralık 2024 Cumartesi 09:00A+A-

Yasin Aktay / Yeni Şafak

“Suriye’nin tamamı bir zindandan çıkmış gibi”

Suriye’de bütün dünyayı etkisi altına almış olan 13 yıllık düğüm 13 gün içinde çözüldü. Ortaya çıkan manzaranın ilk anda görüntüsü bu. Esad rejiminin ardından milletin yaşadığı kurtuluşu coşkusu 61 yıldır bu halkın nasıl bir zulüm ve istibdat altında olduğunu yeterince anlatıyor aslında. Ama burada yaşananlara dair çığlıklar çok önceden ayyuka çıkmıştı zaten. Ülkelerinden kaçarak başka ülkelere sığınmak zorunda kalan milyonlarca insan orada neler olup bittiğini yeterince yansıtan çığlıklardı. Dünyanın bu çığlıklara karşı tepkisi her zamanki gibi Belki ilk zamanlar herkes biraz ilgilenir gibi oldu, hatta epeyce de ilgilendi, ama zamanla olup bitenlere alıştı. Zulüm hangi boyutlarda olursa olsun önlenmediği zaman insanlarda bir aşinalık kazanıyor zamanla. O yüzden hiç kimsenin kuşkusu olmasın burada yaşanan insanlık dışı kıyımlarda sessiz kalan herkesin sorumluluğu var. Bunları konuşacak zamanımız olacak inşallah.

Şimdi Suriye’de bulunduğumuz süre içinde şahit olduklarımızı anlatalım. Suriye’de devrimcilerin şehirleri, kasabaları, köyleri teker teker ve büyük bir hızla Esed istibdadından kurtarışının sırrını merak edenler sadece Sednaya ve diğer hapishanelerde ortaya çıkan vahşet tablosuna baksalar yeter. Yıllardır bu halk bu zindanların tehdidiyle büyük baskılar altında yaşıyorlardı. Bu hapishanelerin varlığını ve burada yaşananları bilmeyen yok Suriye’de. O yüzden Esad’dan gerçek bir kurtulmuş ihtimali belirdiği anda bütün halkın topyekûn devrimcilerin safına katılması zaten mukadderdi.

Şam’daki Hamidiye meydanında gencecik çocukların, gençlerin, lise ve üniversite öğrencilerinin kutlamalardaki coşkusu Suriye’de muhtemelen ilk defa yaşanan bir tecrübedir. Bu gençler muhtemelen daha önce de rejimin zoruyla göstermelik bazı resmi kutlamalara katılıyorlardır, ama ilk defa kendi iradeleriyle, gerçek bir sevinci yaşamak üzere burada toplanıyor ve kutlamada bulunuyorlar.

Halep’te Baas Partisinin merkezini ziyaret ettiğimizde bize pencereden insanların nasıl rahat rahat parti binasının etrafında gezinmeye başladıklarını gösteriyorlar. Daha önce bu partinin yanından yaya olarak geçmek yürek isterdi diyor Halep’li bir esnaf. Parti merkezinin yüksekten baktığı büyük bir parkta öbek öbek toplanmış gençlerin kendi aralarındaki takılmalarını izlerken yine aynı hatırlatma, hepsi hepsi bir hafta öncesine kadar burada bu manzarayı görmen imkansızdı.

Sonra asıl büyük teşhis geldi: Hapishane ve oradan kurtarılan insanların görüntülerine bakarak sadece onların hapisten çıkarıldığını düşünmeyin. Suriye halkının tamamı zindandaydı, devrimle birlikte bütün Suriye hapisten çıkmış oldu. O yüzden ilk günden itibaren meydanlar kutlama için insanlarla dolup taşıyor. En fazla da gençlerin ilk defa tattıkları ve tadını çıkardığı bir özgürlük havası var.

Aslında 27 Kasım’da başlayan süreçte ilk etapta niyet veya plan bütün Suriye’de böyle bir sonucun alınması değildi. Yola koyulunca, devrim adeta yolda düzülmüş gibi. Rejim yıllardır stabil bir hale gelmiş olan ve İdlip ve çevresinde kendi özerk yönetimini kurmuş olan muhalefeti son zamanlarda bertaraf edebileceği zehabına kapılmış ve buraya büyük bir yığınak yapmış. Yapılan operasyonun ilk amacı “düşmanlığa karşı koyma” adına, İdlip’ten rejim unsurlarını süpürmek, eş zamanlı olarak Halep’e yönelik bir operasyondu.

Öteden beri gündemde olan ve köşede de iki yıldır ifade etmeye çalıştığımız Halep’in yönetiminin de muhaliflerce üstlenilmesi aslında hem Türkiye için hem de bütün Suriyeliler için de nispeten geçici ama çok iyi bir çözüm olacaktı. Muhtemelen devrimciler de ilk etapta bu mülahazayla bu hedefe odaklanmışlardı. Ancak Halep’e girdiklerinde halka davranışları, yaklaşımları, verdikleri mesajlar sadece Halep’te değil, sonraki bütün şehirlerde halkın devrim sürecine domino etkisiyle katılımının önünü açmış oldu. Hama, Humus, İdlib’in güneyi ve etrafındaki bütün kasabalarda Baas rejiminin askerleri silahlarını bırakıp üniformalarını çıkaranlara dokunulmayacağı vaadini bu sayede yeterince güvenilir buldu ve silahlarını bıraktı. Bu sayede nispeten çok daha az kanlı bir biçimde Şam’a kadar ulaşıldı.

Halep’ten başlayarak gittiğimiz bütün şehirlerde Türkiye’den tanığımız birçok Suriyeli insanla karşılaştık. “Hangi ara yetişip geldiniz buralara?” diye soruyoruz. “İçimiz içimize sığmadı hemen geldik, 13 yıldır görmediğimiz akrabalarımızla buluştuk, evlerimizi kontrol ettik” diyor çoğu. Ama hepsinin de yüzünde görülmesi bile insana sürur veren müthiş bir mutluluk ve heyecan var. Son derece masum bir heyecan bu. Bir yere hükmetmek, işgal etmek üzere gelmiş birilerinin zafer sevinciyle karşılaştırılamaz. Yurdundan zorla, zulümle çıkarılmış insanların kendi evlerine muzaffer olarak dönüşünün masum sevinci başka hiçbir kavuşmayla karşılaştırılamaz. O kadar haklı, o kadar meşru ve o kadar fetih.

Halep başlıbaşına büyük bir medeniyet beşiği. Buradan çok büyük medeniyetlerin tesisi için her türlü cevher mevcut. Bu cevherler tam bir yüzyıldır bastırılmış durumda. Buradan bir şey çıkmasın, buradan yeni bir şey sadır olmasın diye dünyanın şahit olabileceği en iğrenç, en aşağılık bir rejim tarafından adeta kontrol altında tutuluyordu. Osmanlı zamanında bile Halep en büyük ticaret ve kültür merkezlerinden biri. Nüfusu da Türkiye’nin toplam demografik kompozisyonunun bir nüvesi gibi. Türkmeni, Arabı, Kürdü, Ermenisi ile birlikte bir medeniyetin ihtiyaç duyacağı bütün kültürel çeşitliliği besliyor.

Şimdi zincirlerinden kurtulmuş bir Halep’i kim tutar diyor Türkiye’den buradaki ailesine yeni kavuşmuş ve Türkiye’de okumuş bir akademisyen.

Güçlü ve zengin bir ülke olabilmek için Suriye’nin her türlü malzemesi mevcut aslında. Arazisi tarıma son derece elverişli, insanı olabildiğince çalışkan. Ama bütün bunlara şimdi çok daha büyük bir sosyal sermaye dahil olmuş durumda. İstibdattan bedeller ödeyerek, mücadeleler vererek ülkesinde kalmış olanların şimdi özgürlüklerine kavuşmasının ortaya çıkaracağı büyük bir sosyal enerji var. Ayrıca sığınmacı olarak yurtdışında yaşamak zorunda kalmış olan Suriye Diasporasının evlerine dönerek oluşturacağı sosyal sermaye Suriye’nin yeniden inşasının da ötesinde tarih sahnesine girebileceği önemli bir alan açmaktadır.

HABERE YORUM KAT