Devrik rejimin kimyasal silah saldırısıyla ilgili yalancı tanıklığa zorladığı doktor Hameş, AA'ya konuştu
Suriye'de devrik Esed rejiminin en ağır biçimde zulmüne ve kimyasal silah saldırısına uğrayan Doğu Guta bölgesinin Duma beldesindeki Suriyeliler, saldırı konusunda rejim tarafından uluslararası toplum önünde yalan söylemeye zorlandıklarını anlattı.
Suriye'de devrik Beşşar Esed rejimi, Ağustos 2013'te Doğu Guta'da kimyasal silah kullanmasının ardından uluslararası toplumdan gördüğü yoğun baskı ve ABD'nin askeri müdahale tehdidi karşısında uluslararası Kimyasal Silahların Yasaklanması anlaşmasını imzalamıştı. Devrik rejim, Rusya'nın yönlendirmesiyle Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünün (OPCW) Suriye'de çalışmasına izin vererek askeri müdahalenin önüne geçmeye çalışmıştı.
Ancak devrik Esed rejimi, Doğu Guta'nın Duma beldesine ikinci yoğun saldırısı ve kuşatması sırasında Nisan 2018'de yine kimyasal silah saldırısı düzenledi.
Duma'daki saldırıda Birleşmiş Milletlerin açıkladığı rakamlara göre, çoğu kadın ve çocuk 50 kadar kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi gazdan etkilendi.
Duma'da Suriyeliler bölgenin altına kazdıkları tünellere sığınıyordu
Duma'daki siviller ve muhalif güçler, bu dönemde bölgede yer altında kazdıkları geniş tünel ağıyla hayatta kalmaya çalıştı. Tünelin içinde aynı şekilde bir sahra hastanesi de kuruldu.
Sahra hastanesinde görev yapan Ortopedist Cerrah Dr. Mümtaz el Hameş, o dönem yaşananları AA muhabirine anlattı.
Hameş, devrik rejimin istihbaratı tarafından kimyasal silahlara ilişkin ifadesinin değiştirilmesi için yoğun baskı gördüğünü, Doğu Guta'dan sivilleri tahliye eden "yeşil otobüsler" ayrılırken rejimin adamlarının kendisine telefonla ulaşarak "ailesinin Şam'da olduklarını bildiklerini, yeşil otobüslere binmemesini" emrettiğini aktaran Hameş, son tahliye otobüsü ayrılana kadar Şam'da bir otelde ev hapsinde tutulduğunu belirtti.
Devrik rejim ve Rus medyasına verdiği röportajların, montajla "kimyasal silah kullanıldığını yalanlayacak biçimde değiştirildiğini" ifade eden Hameş, "BM'den gelen raportörlere ifade vermeye gittiğimizde, rejimin adamları cebimize dinleme cihazı koydu." dedi.
Hollanda'nın Lahey kentindeki toplantıya gittiklerinde de sağlık ekiplerinin ifadesine, uluslararası temsilcilerin yanında Rusya ve Esed rejimi yetkililerinin katıldığı açık toplantıda başvurulduğunu paylaştı.
Hameş, Şam'ın Doğu Guta bölgesi ve Duma'da düzenlenen saldırılarda işlenen katliamların göz ardı edilmesini, uluslararası toplumun sadece kimyasal silah kullanımına karşı harekete geçmesini de eleştirdi.
Ebu Ali, saldırıda dört çocuğunu ve karısını kaybetti, saldırıyı inkara zorlandı
Duma'daki kimyasal silah saldırısında dört çocuğu ve karısını kaybeden Ebu Ali, o sırada binada yaşayanların tamamının yoğun bombardıman nedeniyle evin altındaki sığınakta olduğunu söyledi.
Kimyasal silahın çok yoğun biçimde gaz çıkarmaya başladığını, pudra gibi göründüğünü aktaran Ebu Ali, bu sırada sığınaktaki ailesine yiyecek almak için dışarı çıktığını ve eve dönmek üzere yolda olduğunu anlattı.
Ebu Ali, eve yaklaştığında bir anda nefesinin kesildiğini ve öğürdüğünü, sığınaktan çıkanların kapının önünde feci biçimde can verdiğini gördüğünü belirterek bir noktadan sonra kendisinin de bilincini kaybettiğini aktardı.
Devrik rejimin adamlarının yoğun baskısıyla ifadesini değiştirmek, Rus ve Suriye basınına ailesinin "kimyasal silah değil bombardımanda öldüğünü" söylemek zorunda bırakıldığını anlatan Ebu Ali, Esed rejiminin kendisini de yaklaşık 18 ay farklı cezaevlerinde tuttuğunu söyledi.
Ebu Ali, 6 yıl boyunca ailesinin kimyasal silah saldırısında öldüğünü inkar etmesi için Esed rejimine bağlı Çavuş Abdulmunim Ahmed Nuh'un kendisine işkence ettiğini de belirtti.
Saldırıda çocukları Ömer (12), Ali (11), Muhammed (10) ve Cudi'yi (8) kaybettiğini ifade eden Ebu Ali, "Tiran Beşşar Esed; Rusya, İran, Hizbullah'tan hakkımı almayı istiyorum. Evlatlarım için adalet istiyorum." diye konuştu.
Ebu Ali, hala daha kimyasal silahın etkisiyle kalp rahatsızlıkları yaşadığını sözlerine ekledi.
Rejim delilleri ortadan kaldırmaya uğraştı
Bölge sakini Ekrem Killis de saldırıda kimyasal silahtan etkilenerek evinin önünde bayıldığını, elektrik olmadığı için sağlık ekiplerinin nefes açıcılarla kendisine müdahale ettiğini söyledi.
Killis, rejimin bölgeyi ele geçirdikten sonra kimyasal silahtan ölen sivillerin gömüldüğü apartmanların ortasında blokların merkezinde çocuk parkına iş makineleriyle geldiğini ve etraftaki binalara ışık tutup cesetleri buradan çıkardığını anlattı.
Rejimin buradaki cesetleri başka yere taşıdığını ifade eden Killis, "Buradaki parka hemen çevre düzenlemesi yapıldı, uluslararası raportörler geldiğinde 'Bakın burada ceset yok' diye onları yanılttılar." diye konuştu.
Killis, kimyasal silah nedeniyle saçlarının döküldüğünü ve vücudunda kalıcı sivilcelerin çıktığını belirtti.
Bölge halkı rejimin, bu alana ikinci bir kimyasal bomba daha attığını ancak bunun patlamadığını, daha sonra Rusların bombayı alıp götürdüğünü ifade ediyor.
Esed rejiminin hazırladıkları maket kimyasal bombaların muhaliflere ait olduğu yönünde çarpıtma yaparak bu görüntüleri basına servis ettiğini anlatan bölge sakinleri, AA muhabirine, Esed rejiminin hazırladığı bu maket kimyasal bombaları, saldırının düzenlendiği evin karşısında kepenklerin arasından gösterdi.
HABERE YORUM KAT