Devlet Terbiyesi ve Parti Disiplini
‘‘Eleştiri ve özeleştiriye davet eden, öneri ve tavsiyede bulunan kadroların tasfiyesi belki çok kolaydır ancak yol açtığı sorunların telafisi ise en girift problem olacaktır. ’’
Kenan Alpay'ın yazısı:
Siyaseti bir takım protokol haberleri ve temaslarına sıkıştırmaya çalışmanın da manipülasyon amaçlı kulis bilgilerini sistematik olarak toplumun üzerine boca etmenin de bir yere kadar kamuoyu üzerinde etkisi oluyor.
Tecrübelerle sabit olduğu üzere Türkiye’de siyasi gündemi, kontrollü haber ve yorumlarla, atanmış ve kısıtlanmış kadrolarla belirleyebilme imkânı çok uzun ömürlü olmuyor; iyi ki de olamıyor. Çünkü bu durumda siyaset en doğal ve zaruri kaynağı olan toplumsal talep ve itirazlarla günden güne daha fazla iletişim ve temsil sorunu yaşıyor.
Şu hususu kafamıza iyice yerleştirelim: Öteden bu yana devlet terbiyesi ve parti disiplini denilip çokça takdis edilen seçili davranış modelleri Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu gelişmelere, sıçramalara hemen hiç katkı sağlamıyor.
Şaşırtıcı Değil, Tabiatında Var!
Klasik jargon “milli birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz şu zamanda …” gibi cümleler üzerinden üretilen mantaliteyle bir refleks olarak farklı fikir ve yöntemler önermeyi, itiraz ve eleştiri hakkını, hele hele devlet tarafından icra edilen hukuksuzlukları dile getirmeyi büyük bir risk ve tehdit şeklinde kurguluyor. Burada en can sıkıcı olan husus, bürokratik oligarşinin söylem ve örgütlenme mantığıyla uzun yıllar boyunca mücadele etmiş siyasi kadroların ortadan kaldırmaya ahdetmiş oldukları tuzağa düştüklerini fark edemiyor oluşlarıdır.
HABERE YORUM KAT