“Devlet benim” kafası işte bu!..
Devlet bunların. Onlar neyi arzu ederlerse, o olmalı.. Onlar suç işleseler de, ifade vermemeliler. Tutuklanmamalılar.
Onlar bir şey istiyorlarsa, onu hemen almalılar.
Onların isteklerinin dışında hareket eden biri çıkarsa; ister hakim olsun, ister savcı.. Anında ayağı kaydırılır.
Çünkü onlar, “devletin sahibi”dirler..
28 Şubat’ta Çevik Bir, İçişleri Bakanı için ne demişti: “(Ayağını denk alsın, Emniyet İstihbaratı’na sahip olsun, hareketlerine, konuşmasına dikkat etsin, yoksa iktidarı devraldığımızda onu avanesi ile birlikte İçişleri Bakanlığı önünde yağlı kazığa oturturuz.”
“Devlet benim” diyen kafanın, sıradan bir ikazı bu..
Medyaya intikal eden, sıradan ikaz..
Medyaya intikal etmeyen, daha ne tehditleri vardır onun..
Yine 28 Şubat’ın bir başka generali Erol Özkasnak, bazı gazetecilere atfen ne demişti: “Makadına süngü takar cepheleri gezdiririm!”
Uzaklara gitmeye gerek yok..
Ergenekon davasında tutuklanan Hurşit Tolon, yakın tarihlerde neler diyordu: “Sen kimsin lan?”
Diyor ve kısa bir süre tutukluluğun arkasından tahliye ediliveriyordu..
Birlikte tutuklandığı ŞenerEruygur’un skandal tahliyesinin ardından..
Şimdi söyler misiniz, bu lafları, “Devlet benim” diyenlerden başka kim sarfedebilir?
“Ben devletim.. Bana kimse bir şey yapamaz, benden hiç kimse hesap soramaz. Beni 2 aylığına tutuklasalar da, bir şekilde yolunu bulur, yine çıkarım” mantığındaki insanlardan başka, kim bu lafları sarfedebilir?
Bunların, hukuk devletine inançları yoktur. Kendilerinin; devletin tek sahibi olduklarına inanıyorlar. Ve onun gereği olarak, böyle pervasızca tehditler savuruyorlar..
Bu kafadaki adamların sadece askeriyede olduğunu sanmayın.
Bunların bir uzantıları da medyadadır. Bir uzantıları bürokraside.. Bir uzantıları kısmen yargıda.. Ve hemen hemen her yerde..
Bürokrasideki uzantıları, yargıya sızan adamlarını bir başka yazıda ele alırız.
Ama kamuoyunu en fazla etkileyen güç olan medya sektöründeki uzantılarından bir örnek verelim..
Darbecilerle nasıl iş tutmuşlar görün.
Ne diyordu, dün internet sitelerinde konuşma bandı yayınlanan Atilla Uğur? İfade aynen şu: “Zekeriya Öz’ler, şunlar bunlar hepsi kaçacaklar. Bakın Ferhat Sarıkaya diye bir adam vardı, biliyorsunuz. Bu adamla ilgili çeşitli davalar açıldı, tazminat davaları... Tazminat davalarının çoğunu kaybetti. Bu ne demek? Bu her şeyi gösteriyor.”
Atilla Uğur bunu söylüyor.
Onun medyadaki uzantısı Ertuğrul Özkök de, o dönemde köşesinde şöyle yazıyordu: “Bu başsavcının Van Üniversitesi Rektörü için hazırladığı iddianamenin ve ondan sonra izlediği yolun hukukla bir ilgisi var mıydı? Hepimiz bu iddianamenin ne kadar hukuk dışı olduğunu söylemedik mi? O olayda affettik. Peki Şemdinli iddianamesi için hangi vicdan sahibi insan, ‘Evet, bu hukuki bir iddianamedir’ diyebilir? Bir soru daha: Aramızdan kaçımız, bu kişilikte birinin savcılık yapmasını doğru buluyor? Eee o zaman... Böyle bir insanın savcılık gibi bir makamda oturmaya devam etmesinde toplumsal yarar mı var, yoksa zarar mı?”
Ne kadar kibarca ifadelerle, darbeci kafanın dediğinin aynısını söylüyor; görüyor musunuz?
Darbeci kafanın dediğinin aynısının tıpkısını söylüyor.
“O savcı, görevde kalamazdı” diyor..
Darbecinin dediği gibi.. Ergenekon sanığı albayın dediği gibi..
Bazı arkadaşlar diyebilir ki, “Ama haksızlık etme.. Özkök’te küfür yoktur..”
Siz öyle sanın.. Ne diyordu Güneş Taner ile görüşmesinde: “Ana avrat küfür edeceksin.. Kötü olacaksın.. Sonra ...”
Ne kadar kibar görünseler de, “Ben devletim” kafasına sahip oldukları için, küfürden kaçamazlar..
Cumhuriyet balolarında “çağdaş”lık gereği, eş değiştirerek dans ederler.. Ama en sorunsuz cümleleri, savcıyı kastederken bile “Sen kimsin lan” diye başlar!
“Ben devletim” kafası işte bunlardır..
Savcıları tehdit eden, görevden ihraç ettiren kafa; bunlardır...
Ama dönemleri bitti.. Askeriyede de, bürokraside de, yargıda da, medyada da..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT