Derveze’nin Tefsir Metoduyla İlgili Bir Çalışma
Eserleri Ekin Yayınları tarafından basılan İzzet Derveze’nin tefsir metoduyla ilgili bir çalışma, Araştırma Yayınları tarafından yayınlandı.
Kur'an'ın Kronolojik Okunuşu:
Muhammed İzzet Derveze Örneği
Yöneliş ve Ekin yayınlarından daha önce çıkmış olan "Kur'an Cevap Veriyor", "Kur'an'a Göre Hz. Muhammed'in Hayatı", "Et-Tefsiru'l Hadis: Nuzül Sırasına Göre Kur'an Tefsiri" ve "el-Kur'an'ü'l Mecid: Kur'an'ı Anlamada Bir Yöntem Çalışması" isimli eserlerinden bildiğimiz İzzet Derveze ve tefsir metodu hakkında yapılmış olan bir çalışmayı görünce doğrusu kitabı merak etmiştim. Hitit İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapan Mesut Okumuş'un ''Kur'an'ın Kronolojik Okunuşu Muhammed İzzet Derveze Örneği'' isimli çalışması Araştırma yayınları tarafından 2009 yılında yayınlanmış. Giriş ve sonuç dışında 6 bölümden oluşan eser 271 sayfa olarak basılmış.
''Elinizdeki inceleme Kur'an'ın kronolojik olarak okunması gerektiğini savunan ve islam dünyasında bunu ilk defa uygulamaya koyan çağdaş bir İslam âliminin tefsirini ele almaktadır. Çalışmada Filistin direniş hareketinin kurucularından, Arap fikir ve siyaset adamı, edebiyatçı, müfessir ve tarihçi M. İzzet Derveze'nin Kur'an anlayışı, tefsir konusundaki görüş ve yöntem(ler)i incelenmektedir.''(s.8)
Kitabın önsözünden yaptığımız bu alıntı eserin konusu hakkında yeterli bilgiyi vermektedir. Okumuş, giriş bölümünde Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ve batının İslam dünyasındaki birçok bölgeyi işgali ile oluşan büyük travmayı yaşayan müslüman düşünür ve ilim adamlarının karşılaştıkları siyasi ve kültürel meydan okumalar karşısında özeleştiri yapmaya kendilerine biz nere(ler)de hata yaptık sorusunu sorarak mevcut duruma yönelik çareler aramaya başladıklarını belirtiyor.(s.9) Bu duruma karşı İslamcılar bilindiği üzere öze dönüş ismini verdiğimiz Kur'an ve Sünnet'e dönüş, ictihad geleneğinin diriltilmesi, emperyalizme ve istibdat yönetimlerine karşı cihad ruhunun canlandırılması diye özetleyebileceğimiz bir proje geliştirmişlerdi. Bu proje kapmasında İslam dünyasının birçok bölgesinde müslüman müfessirler çağdaş dünyaya cevap verme çabasıyla Kur'an'ı tefsir ettiler. Kur'an'ı anlama ve yorumlama konusunda ortaya konan farklı arayışlar içinde M. İzzet Derveze'nin önemli bir yeri vardır. (s.10) Mücadeleci ve çok yönlü bir kişiliği olan İzzet Derveze edebiyat, tarih, siyaset gibi birçok konudaki ilgisi sayesinde özgün bir tefsir yazabilmiştir. Bu sebeple Derveze'nin Kur'an ilimleri ve tefsir alanına yaptığı katkılar, bu konuda izlediği yöntemler ve yaptığı yorumlar tefsir ilmi açısından son derece önem arzetmektedir.(s.10)
Okumuş, giriş bölümünün sonunda Kur'an'ı kronolojik(nüzul/iniş sırasına göre ) okumanın tarihi hakkında bilgi vermektedir. Bu konuda İzzet Derveze'nin ilk tefsiri yaptığını görüyoruz. Ondan sonra hem ülkemizde hem de başka İslam ülkelerinde bu tür çalışmaların azda olsa yapıldığını öğreniyoruz. Okumuş Kur'an'da vahyolan bölümlerin nüzul/iniş zamanlarını tespit etmenin müslümanların ilk dönemlerinden beri üzerlerinde çalıştıkları bir alan olduğunu belirtiyor.
Bu konuda çalışma yapan batılı müsteşriklerin çalışmalarını da özetleyen yazar son olarak bunu tefsirlerinde uygulayan müfessirleri ve çalışmalarını tanıtıyor.
1. Bölüm
İzzet Derveze'nin Hayatı, İlmi Kişiliği ve Eserleri
M. İzzet Derveze 1887 yılı Haziran ayında Filistin'in Nablus kentinde dünyaya gelmiştir. Neredeyse yüzyıl süren ömrü 1984 yılında Şam'da sona ermiştir. Lise eğitiminden sonra okumamasına rağmen Derveze kendini iyi yetiştirmiştir. Bir yandan geçimini temin için çalışmış öte yanda siyasi faaliyetlerde bulunmuş aynı zamanda ilmi faaliyetlerle de uğraşmıştır. Filistin davası için birçok kez yargılanmış hapis yatmıştır. Hapiste Kur'an araştırmaları yaparak bu zamanları değerlendirmiştir. Derveze, Türkiye'de sürgün hayatı yaşamış İstanbul, Bursa ve Aydın'da elli ay kalmıştır. Derveze Osmanlı İmparatorluğu'nda postahanede memur olarak çalışmış bu dönemle ilgili anıları Klasik Yayınları tarafından ''Osmanlı Filistininde Bir Posta Memurunun Anıları'' ismiyle basılmıştır. Osmanlı sonrasında ise Vakıflar müdürlüğünde çalışmıştır. Osmanlı döneminde de daha sonrasında da aktif siyasetle ilgilenmiş rahatsızlanıp aktif siyaseti bıraktığı 1950'li yıllardan sonra daha çok ilmi konularla iştigal etmiştir. Çok aktif bir yazı hayatı olan Derveze'nin çoğu İslam ve Arap Devletleri tarihi ve Filistin sorunu üzerine olan 52 eseri yayınlanmıştır. Türkçeye de çevrilmiş olan tefsir, Kur'an usulü ve Siret kitapları en önemli çalışmalarıdır. Türkiye'de bulunduğu dönem ve Türkiye tarihi üzerine de yazmış olduğu kitabı Arapça olarak basılmıştır. Bunun dışında İzzet Derveze'nin basılmamış eserlerine de kitapta yer verilmiş.
2. Bölüm
Kur'an Tarihi ile İlgili Çalışmaları
İzzet Derveze Kur'an üzerine yaptığı çalışmalarla elde ettiği bilgiler ışığında geleneksel görüşleri ve rivayetleri kritik etmiştir. Bu konulardan biri de Kur'an'ın cem'i/toplanması konusudur. Okumuş İzzet Derveze'nin bu konudaki itirazları ve yaklaşımlarını doğru değerlendirmek için bu konudaki geleneksel anlayışı özetlemektedir. Bu geleneksel anlayışın zaaflarından ötürü oryantalistlerin iddialarına ve bu konudaki çalışmalarına da yer veren yazar en son olarak Derveze'nin bu konudaki görüşlerini ve geleneksel anlayışa olan itirazlarını da maddeler halinde vermektedir. Derveze "el-Kur'an'ü'l Mecid: Kur'an'ı Anlamada Bir Yöntem Çalışması'' isimli eserinde bu konudaki görüşlerini anlatmıştır. Derveze Hz. Muhammed'in vefatından hemen sonra mushaf'ın peygamberin tertibine göre ashabın ileri gelenlerinde onayıyla resmileşmiş olduğunu ve Hz. Osman döneminde çoğaltıldığını söylemektedir.(s.76) Okumuş da Derveze'nin bu konudaki kanaatlerini önemsemekte ve bu konudaki birbirini nakzeden rivayetlerin ilmi tenkidinin yapılması gerektiğini belirtmektedir. (s.78)
3. Bölüm
"Et-Tefsiru'l Hadis"in Kaynakları ve Genel Özellikleri
M. İzzet Derveze tefsirinin başında bu eseri yazma gerekçesini şöyle anlatmaktadır:
''Üç kitabı, Asru'n-Nebi, Siretu'r Resul ve ed-Dustüru'l Kur'an'i fi Şuüni'l-Hayat adlı eseri kaleme aldıktan sonra, kendileri ile dinlerinin kutsal kitabı arasındaki bağın kopmasına yol açan, onları üzüntü ve endişeye sevk eden, geleneksel yönteme başkaldırarak ondan yüz çeviren gençlerimizden bir çoğunun hissettikleri şiddetli ihtiyaca cevap vermek ve bahsettiğimiz üç kitaptaki konulara göre bölümlere ayırarak , Kur'an'ı Kerim'in tamamını ele almak amacıyla ,tenzilin hikmetini,genel olarak Kur'an'ın umdelerini ve ele aldığı konuları yeni bir yöntem ve tertiple ortaya koyacağımız kapsamlı bir tefsir eseri yazma düşüncesi bizde oluştu.'' (s.79)
Derveze 1941-1945 arası 50 ay sürgün kaldığı Türkiye'de tefsirini yazma şansı bulmuştur. Suriye'de tutuklu olduğu dönemlerde ve Türkiye'de İstanbul ve Bursa'daki bazı kütüphanelerdeki tefsirleri inceleyen Derveze aldığı notları gözden geçirerek tefsirinin ilk cildini 1964 yılında basıma vermiştir. Klasik tefsirlerden yararlandığı gibi çağdaş müfessirlerden de yararlanan Derveze en çok Islah ekolünün önemli isimleri Muhammed Abduh ve Reşid Rıza'nın görüşlerinden etkilenmiştir. Yararlandığı tüm tefsirlere yeri geldiğinde ciddi eleştiriler yönelten müfessir hadis kaynaklarından ve özellikle tarih çalışmalarından yararlanmıştır. Tefsiri nüzul sırasına göre yazmak istediği için nüzul sırasını tespit etmede değişik rivayetleri değerlendirmiş ve kendisine göre bir liste oluşturmuştur. Okumuş, hem Derveze'nin sıralamasını hem de var olan diğer rivayetlerdeki sıralamaları ek olarak kitabın sonuna eklemiştir.
4. Bölüm
Tefsirin Rivayet ve Dirayet Boyutu
İzzet Derveze tefsirini yazarken Kur'an'ı yine Kur'an'daki başka pasajlarla tefsir etme yöntemini benimsemiştir. Kur'an tefsirinde ilk önce kitabın bütünlüğüne sonrada surelerin bütünlüğü ve bağlama dikkat etmiştir. Tefsirinde M. Abdud ve R. Rıza'nın ıslah amaçlı fikirlerinden istifade etmiştir. Derveze ''Kur'an ile Hz. Peygamber'in hayatı baştan sona kadar birbiriyle ilişkili, ilişkiden öte bir bütün halinde, biri diğerini tamamlayan veya tefsir eden bir silsileler yığınıdır.''s.(109) diyerek Kur'an'ın anlaşılmasında isabetli bir bakış açısı tutturmuştur. Tefsirde ikinci kaynak olarak sahih sünneti dikkate alan Derveze, Kur'an'la ilgili siret çalışması örneğindeki gibi Hz. Muhammed'in hayatına, mücadelesine Kur'an'ın anlaşılmasında çok önem vermiştir. Hadis kaynaklarındaki rivayetlerden yaralanırken Derveze rivayetlerin Kur'an'a mutabakatını şart koşmuş ve hadislerin muhkem ayet ve esaslara ters düşmemesi ilkesini esas almıştır. Kütüb-ü sitte gibi temel hadis kaynaklarında yer alsalar dahi bu ilkesini uygulamış bu tür rivayetleri sahih kabul etmemiştir. Sahabe ve tabiun kavilleri konusunda da aynı özeni gösteren Derveze bunlardan istifade etmekle birlikte Kur'an'la çelişir görünen rivayet ve görüşleri geçerli kabul etmemiştir. Esbab-ı nüzulle ilgili rivayetleri de siyak sibak ve sürelerin bütünlüğü, üslubu, indiği zamanla uygunluğu gibi ölçülerle değerlendirmiştir. Nüzul ortamını vahyin indiği dönemdeki Arapların gelenekleri, hayat tarzlarını, inançlarını bilerek değerlendirmek gerektiğini ifade eden Derveze, Kur'an'da bunla ilgili yeterince bilgi olduğunu çalışmasında göstermiştir. Lügat yönünden tefsirinde kelimelerin etimolojik yapılarıyla ilgili açıklamalar yapmıştır. Bu ilgisini sınırlı düzeyde tutan Derveze ayetlerin tefsirinde aşırıya kaçarak konudan uzaklaşmamıştır. Tefsir yazımını akademik bir çabadan çok toplumun ve gençlerin Kur'an'ı anlaması ilkesini gözeterek gereksiz yorumlara itibar etmemiştir. Fıkıh yönünden tefsirinde mezheb taassubunu kabul etmemiş, ahkam ayetlerinin tefsirinde farklı yorumlarda bulunmuştur. Özellikle zinanın cezası hakkındaki yorumlarında Kur'an ayetlerini öne çıkararak recm cezasını kabul etmemiştir. Kelami açıdan Kur'an tefsirinde kelami tartışmalar yapmaktan uzak durmuş, bu konudaki ihtilafların daha çok siyasi,etnik ve mezhebi kaygılardan çıktığını kabul etmiştir. Derveze yaşadığı dönemde çok etkin ve yaygın olan bilimsel tefsir metoduna iltifat etmemiş, bu yöndeki çabaları tenkit etmiştir. Kur'an'ın ne tarih ne de bilimsel teoriler kitabı olmadığını söyleyen müfessir, Kur'an'ı bir hidayet kitabı olarak görmüştür. Derveze siyasi aktif mücadelesi gereği Kur'an tefsirinde siyasi ve sosyolojik tahlillerde yapmış, ilahi emir ve yasakların, Kur'an'ın içerdiği ahkam ve ibadetlerin bireysel yararları gibi toplumsal yararları üzerinde de durmuştur.
5. Bölüm
Tefsirde Kur'an İlimlerine Yaklaşımları
İzzet Derveze Kur'an ilimlerinde geleneksel yaklaşımlara muhkem-müteşabih, nasih-mensuh ve Mekki ve Medenilik gibi konularda eleştiriler yöneltmiş bu konularda farklı yorumlarda bulunmuştur. Derveze 91 sureyi Mekki 23 süreyi Medeni olarak kabul etmiştir. Mekke döneminde inen surelerin içinde olduğu rivayet edilen Medeni 147 ayetin 9 ayetini kabul etmiş diğerlerinin Mekki olduğu görüşünü savunmuştur. Medinede indiği kabul edilen sürelerin içinde olduğu kabul edilen 7 Mekki ayeti de kabul etmemiş onları Medeni saymıştır. Muhkem ve müteşabih kavramları konusunda da geleneksel olan görüşten farklı düşünen müfessir muhkemleri amaçlar/asıllar diye anlamış, müteşabih kavramını da bu amaçlara götüren bu amaçları/asılları destekleyen vesileler şeklinde yorumlamıştır. Ahiretle ilgili ayetleri, Allah'ın sıfatları zatı ve fiilleri ile ilgili ayetleri, melekler ve cinlerle ilgili ayetleri, huruf-u mukatta harflerini müteşabih kabul eden Derveze Kur'an kıssalarını ve kevni ayetleri de müteşabih saymıştır. Kur'an'da nesh konusunda da metnen mensuh hükmen baki anlayışına itiraz eden müfessir geleneksel nesh teorisine tümden karşı çıkmamıştır.
6. Bölüm
Tefsirde Bazı Çağdaş Problemlere Yaklaşımlar
İslam dünyasındaki fiili işgal ve batı dünyasının kültürel, siyasi ekonomik gücü 150 yıldır tüm müslümanları ve İslam dünyasını etkiliyor. Bunlara cevap vermeye çalışan müslümanların Kur'an yorumlarında bazen batılı düşüncelerden etkilenebildiklerini görüyoruz. O dönemin şartları içinde kısmen mazur kabul edilebilecek bu tür yorumlara karşı dikkatli olmakla beraber bu cevap çabasındaki müslümanların genel çerçevede tutarlı bir program ürettiklerini, hala modern dünyaya cevap üretmeye çalışan ıslahatçı damarın perspektifinin ve özeleştirilerinin geçerli olduğunu görüyoruz. Derveze de döneminde bu ıslah ekolünün takipçilerinden olarak kadın erkek konusunda değer açısından eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışı benimsemiştir. Kur'an'ın miras hakkındaki ayetin zahir manasını esas kabul edip ayeti tevil etmemiştir. Mucizeler konusunda tutarlı bir tavır geliştiren Derveze, Kur'an'da bahsedilen peygamber mucizelerini kabul etmiş, Hz. Muhammed'in Kur'an dışında bir mucize getirmediği görüşünü savunmuş bu konudaki rivayetleri kabul etmemiştir. Tefsirinde dönemindeki müsteşriklerin iddialarınada cevap vermiş bu konuda İslam'ı ve Hz. Peygamberi savunmuştur.
Sonuç
Okumuş, birkaç konuda itirazı dışında Derveze'nin görüşlerinin tefsir alanında önemli katkılar yaptığını belirtmektedir. İslam dünyasında nüzul sırasına göre tefsir yazma geleneğini başlatan Derveze tefsir alanına zenginlik ve derinlik kazandırmıştır.(s. 259) Derveze, Kur'an'ı anlama usulü konusundaki ilkeleri, sireti Kur'an rehberliğinde anlama gayreti ve çalışmaları Kur'an ilimlerindeki farklı yaklaşımlarıyla müslümanların düşünce mirasına önemli katkılar yapmış bir yazardır. Dönemindeki Arap milliyetçisi akımlardan etkilenme gibi zaafları olmasına rağmen, dilimize çevrilmiş eserleri onun ıslahat ekolüne yaklaşan önemli bir muhakkik olduğunu göstermektedir.
AHMET DÜZGÜN / HAKSÖZ-HABER
HABERE YORUM KAT