Dersim’den Çıkarılamayan Dersler
Yazısında herkesi Türk ve Türkçü olmaya icbar etme zorbalığını değerlendiren Kenan Alpay, buna tenezzül edenlere Mustafa Kemal'in kurmay kadrosundan Mahmut Esat Bozkurt ve İsmet İnönü’nün insanlık dışı beyanlarını hatırlatmış.
Kenan Alpay’ın “Türk ve Türkçü Olmayanları Ne Zaman Kesip Atacağız?” başlıklı yazısının (28 Mayıs 2019) konuyla alakalı kısımlarından biri şöyle:
Dersim bölgesinde idari ve güvenlik açısından problem olduğu, vergi toplamak ve askere alma gibi sıkıntılar yaşandığı meçhul değil. Ancak Dersim Harekâtı bu sebeple değil bu sebepleri bahane ederek Şark Islahat Planı çerçevesinde yapılmıştır. Şark Islahat Planı’nın özünü ve hedefini İkinci Adam’dan, İsmet İnönü’den dinleyelim: “Vazifemiz, Türk vatanı içinde bulunanları mutlaka Türk yapmaktır. Türklüğe ve Türkçülüğe muhalefet edecek unsurları kesip atacağız. Vatana hizmet edeceklerde arayacağımız nitelikler her şeyden evvel o adamın Türk ve Türkçü olmasıdır.”
Dönemin ruhunu bire bir yansıtan ifadelere bir daha bakalım: Türk yapmak, Türklüğe ve Türkçülüğe muhalefet edenleri kesip atmak, vatana hizmet için ilk aranacak vasıf olarak Türk ve Türkçülük kriterine uymak. Ne güzel Cumhuriyet, ne tatlı demokrasi, ne müthiş halkçılık değil mi? Benim diyen demokratik cumhuriyetlere parmak ısırtır Billahi! Türkçülük meselesinde dönemin Başbakanı İsmet İnönü’yle yarışan Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt şöyle diyordu İzmir Ödemiş’teki bir nutkunda: “Bu memleketin kendisi Türk’tür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır, o da hizmetçi olmak, köle olmaktır.” Bir Reşit Galip, Recep Peker, Şükrü Kaya, Ali Çetinkaya Ata/Türkçü ideoloji ve pratikler açısından neyse İsmet İnönü ve Mahmut Esat Bozkurt da o idiler.
Dersim’i büyük bir yıkıma uğratıp, kan ve gözyaşına boğup Tunç-eli/Tunceli yapan irade işte bu Kemalist ideoloji ve kadrolardır. Yıllar boyunca Dersimli gençleri Kemalizme payanda, sol-sosyalist örgütlere militan yazıp bozuk para gibi harcayanlar bugün Tunceli ismini, Tunceli’nin sembolize ettiği Ata/Türkçülük misyonunu nasıl da tazim edip kutsuyorlar. Halkın sadece iradesini değil tarihte yaşadığı acı tecrübeleri de alay konusu yapıyorlar. Değil ucundan kenarından bir özeleştiri hiçbir pişmanlık emaresi dahi göstermiyorlar. Ancak yine de Mustafa Kemal’in Trabzon’daki Kabayanidis Köşkü’nde ikamet ederken önüne serdiği büyükçe bir harita üzerinde saldırı mıntıka ve yollarını belirleyerek Dersim Harekâtı’nı telgraf talimatlarıyla nasıl yönettiğini anlatmak dönemin ruhuna pek uymuyor şimdilerde.
Celladına âşık olma ve âşık etme modası hiç geçmiyor. Dersim’i Tunceli’ye döndürenlerin isimleri anılmadığı gibi 27 Mayıs’ta Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı idam sehpasına çıkaran ideoloji ve kadroların da isimleri anılamıyor. Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok muhtacız ya karıştırmayalım eski defterleri, kaşımayalım derin yaraları…
Kenan Alpay'ın yazısının tam metni >>>
HABERE YORUM KAT