'Derin Devlet'in ana rahmi
Rauf Denktaş, 'Ergenekon'a beni dahil etmeye çalışıyorlarmış. Söyledim, boşuna gayret...' demiş. Ergenekoncularla ilişkisinin içeriğini bilemeyiz.
Ama ortada ilginç bir olaylar yumağı var Kıbrıs sorunu, Denktaş ve darbe girişimleri arasında.
Hatırlayalım; 2003-2004, Özden Örnek günlüklerine göre Sarıkız ve Ayışığı darbe planlarının en üst düzeyde hazırlandığı yıllar. Bu, aynı zamanda Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarının da yoğunlaştığı dönem. Kasım 2002'de BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın açıkladığı barış planı bu yıllarda müzakere edildi. Ve ilk kez Ankara bu müzakerelerde çözüme yakın durdu, Rumlardan bir adım önde olma politikası izledi.
Bu politikadan en çok rahatsız olan, kuşkusuz 'statüko'nun mimarı Denktaş'tı. 'Örnek günlükleri'nden anlıyoruz ki hükümetin girişimlerinden rahatsız olan veya bu girişimlerin bir müdahale için uygun bir zemin yarattığını hesap eden başka kesimler de varmış: aralarında açıkça darbeyi konuşan dönemin kuvvet komutanları.
Bunlarla Denktaş arasındaki ilişkinin merak uyandırması doğal. Üstelik günlüklerde dönemin KKTC cumhurbaşkanı Denktaş'ın bu komutanlara 'çok gizli ve özel bilgiler' ilettiği ve komutanların da bunları 'değerlendirmek' üzere toplandıkları yazıyor. (14 Şubat 2004)
Ayrıca çok kritik New York görüşmeleri sırasında (10-14 Şubat 2004) Denktaş ve çevresinin Ankara'dan süreci durduracak bir askerî muhtıra bekledikleri biliniyor. Radikal'den Erdal Güven yazdı; Denktaş'ın danışmanı Mümtaz Soysal, New York görüşmelerinin sonuçlanmasının ardından gazetecilere 'hemen sevinmeyin, birazdan asker bildiri yayınlayacak' diyor. 'Mümtaz Hoca' deyip geçmeyin; 9 Mart 1971 cuntasının akıl hocalarından biri ve Doğan Avcıoğlu'nun hazırladığı bakanlar kurulu listesinde bulunan bir eski tüfek... Son yıllarda da hızlı ulusalcı. Darbe günlükleri dikkatlice okunduğunda darbeci komutanlarla Denktaş ve danışmanı Mümtaz Soysal'ın birlikte 'iş tuttukları' açık.
Dahası 3 Mart 2004'te ADD'nin düzenlediği, Sinan Aygün'ün ATO'sunun ev sahipliğini yaptığı, Sarıkız ve Ayışığı ekibinin topluca katıldığı Hilafetin kaldırılmasının 80. yılı etkinliğinde başrolde Rauf Denktaş vardı. 'Örnek günlükleri'ne göre bu etkinlik darbe hazırlığının bir parçasıydı.
Kısaca, 2003-2004 darbe girişiminin dayandırılmaya çalışıldığı zemin Kıbrıs. Darbe hazırlıkları yapanlar 'milli dava'yı darbeye dönüştürmeye çalışmışlar. Ancak, Kıbrıs bugün girmedi devletin 'derin' yapısının içine; tarihi epeyce eski. Ve hatta devletin derin yapısı biraz da Kıbrıs üzerinden yaratıldı.
Bu ülkede kitleleri sokağa taşıyarak yürütülen 'derin operasyonlar'ın anasıdır 6-7 Eylül (1955) olayları. Kıbrıs'ta gerginliğin hüküm sürdüğü, Kıbrıs Türktür Cemiyeti'nin gösteriler düzenleyerek tansiyonu doruğa çıkardığı, yurdun dört bir yanında 'Kıbrıs Türktür, Türk kalacak' sloganlarının atıldığı bir dönemde Atatürk'ün Selanik'teki doğduğu evinin bombalandığı haberiyle binlerce kişi sokağa dökülür ve başta İstanbul ve İzmir'de olmak üzere gayrimüslimlere ait binlerce ev ve işyeri yağmalanır. Resmî rakamlara göre ölü sayısı üçtür. Selanik'te bombayı atan, Türk konsolosluğunda görevli bir Türk'tür! Türkiye'ye kaçırılır, devlet görevine alınır ve sonra vali olur. Olayların arkasındaki Kıbrıs Türktür Cemiyeti son yıllarda ortaya çıkan Kuvvacı dernekler gibi 'fason' bir dernektir. Haberin İstanbul Ekspres'te yayınlanması da bir bilmecedir.
Bilmeceyi Özel Harp Dairesi başkanlarından ve MGK genel sekreterlerinden Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu çözer: '6-7 Eylül olayları bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı'. Orgeneral Yirmibeşoğlu, 1974 müdahalesinin başarısını da 'Özel Harp Dairesi'nin daha önce adada yaptığı operasyonlarla açıklar 1991 yılında Tempo'ya verdiği röportajda.
'Milli dava'lar, arkasına saklanmak için muazzam yapılardır. Ergenekon benzeri oluşumların zemini olan Kıbrıs gibi 'dava'lar oldukça bu 'derin' örgüt de çözülemez.
Kıbrıs sorunu 'derin devlet'in ana rahmidir, Ergenekon'un da doğumhanesi...
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT