Depremzede ve mültecileri hedefe koymak
Ali Osman Aydın, CHP'nin mülteci karşıtlığı üzerinden seçim kazanma derdine girmesini değerlendiriyor.
Ali Osman Aydın / Yeni Akit
Depremzede ve mültecileri hedefe koymak
Yıllardır olduğu gibi, CHP bir kez daha yenildi. Fakat yine yıllardır olduğu gibi yenilgisinden ders çıkarmak yerine, iktidarı, YSK’yı, depremzedeleri, mültecileri, küresel ısınmayı mağlubiyetinin sorumlusu ilan ederek hesap vermekten kurtulmaya çalışıyor. Bir mucize olmazsa CHP iktidar olamayacak çünkü yöneticiler kasıtlı bir şekilde kabahatin başka yerde aranmasını istiyorlar. Çünkü hesap vermek istemiyorlar.
Ben CHP’li seçmen olsam, 12. kez tekrar yenilen bu yönetimin asıl derdinin iktidarı yenmek olmadığından, seçmeni hayallerle oyalayarak yan gelip yatmak olduğundan şüphe duymaz, yöneticilerin yakasına yapışırdım!
MÜLTECİLERİ HEDEFE KOYMAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan 11 Mayıs’ta yaptığı konuşmada :“ ‘Biz gelince mültecileri tekrar göndeririz, bunları burada yaşatmayız’ diyorlar. Ben böyle bir anlayışa taraftar değilim. Bu zulüm olur.” dedi. Ve kendisine oy kaybettirecek böyle bir açıklamayı yapma cesareti göstererek şimdiden tarihe geçti. Sadece bu değil, açlıktan, katliamdan, tecavüzden, varil bombalarından kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli kardeşlerimizin korku, belirsizlik ve endişe ile çarpan yüreklerine su serpti.
Kemal Kılıçdaroğlu ise ırkçı oyları avlamak için Suriyeli antipatisini kaşıyacak, Suriyeli düşmanlığını körükleyecek bir taahhüt ile seçmeninin karşısına geçti. En başından beri zaten en önemli vaadi Suriyelileri göndermekti Kılıçdaroğlu’nun.
Bu iki tutum yarışacak seçimlerde. “Suriyelileri tecavüz, katliam ve açlığın girdabına gönderelim” diyenlerle, ahlakı böyle bir tehcire müsaade etmeyenler yarışacak. İnsanlık ile ırkçı nefret yarışacak. Biz bu yarışta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında olacak ve ona tüm gücümüzle destek olacağız. İnsanlık adına utanç verici bu taahhüdü yerine getirmek isteyenlere mani olacağız. Olacağız, yani olmak zorundayız!
BU LAFLARI ÖNCE ONLARA SÖYLE
Ali Babacan gençlere seslenmiş ve, “mahalle duvarlarını yıkmak gerektiğini, ülkenin kutuplaştırıldığını, öfkeyle parmak sallayan siyasete ” son vermek gerektiğini söylemiş.
Mahalle duvarları, kutuplaşma ve öfkeyle parmak sallama deyince aklıma seçim sonrasında kendi mahallelerinden yükselen ve insanın suratına bir tokat gibi çarpan nefret dili geliyor.
Mahalle duvarlarından bahseden Babacan, AK Parti’ye oy veren milyonlara aptal, çıkarcı, cahil muamelesi yapan kendi mahallesine seslenmeli. AK Partiye oy verdiler diye depremzedelere küfür, hakaret, tehditle saldıran insanlıktan nasibini almamışlara söylemeli bu sözleri. Ama söyleyemez!
Söylerse o nefret dalgası onu da yutar, düşmanlık kasırgası onu kökünden söküp atar. Çünkü CHP tabanının bir kısmında hala güçlü bir halk düşmanlığı var. Bu zehirli düşmanlık, birlikte yaşama kültürümüzü dinamitleyen bu kibir seli bulduğu ilk çatlaktan tazyikle fışkırarak ülkenin temellerini çatırdatıyor.
Millet İttifakının bileşenleri, “değer temelli, ilke merkezli” siyaset yapacağını söyleyen Davutoğlu, Babacan ve Karamaollaoğlu bu saldırgan düşmanlığı kamufle etmeye çalışarak CHP velinimetimizdir demek istiyorlar!
DEPREMZEDELERE HAKARET
Depremzedelere bedavaya yüzbinlerce konut sözü veren CHP, kendisine bağlı Tekirdağ Belediyesi bünyesinde ikamet ettirilen depremzedeleri kapıya attı. Hem sosyal medyadan yükselen hakaretlerin hem kapının önüne konulmanın depremzede kardeşlerimizin haysiyetini yaraladığından şüphemiz yok.
Depremzedelere reva görülen muameleyi gören vatandaş şunu soruyor: “Kendilerine oy vermediler diye depremzedelere hakaret eden, küfreden, yardım yapmamakla tehdit eden, ‘Allah’ın bir bildiği varmış! Size iyi oldu! Sizi affetmeyeceğiz!’ diyerek depremzedelerin canlarını yakmaya çalışan bir siyasal zihniyet, bir sosyoloji, iktidara geldiğinde kendisine oy vermeyen insanların hukuklarını gözetir mi? Yardım gücünü bir şantaj aracı olarak kullanabilen bir ahlak anlayışı devlet gücünü kontrol ettiği anda sevgi pıtırcığı rolünü daha fazla sürdürür mü?”
En temel insanlık meselesinde bile partizanca ve düşmanca tutum alan bir siyasal yapı kendi gibi düşünmeyen insanlara neler yapar anlamak için, iyimserliği elden bırakmayanlar Tek Parti iktidarı dönemindeki insan hakları ihlallerine, baskıya, despotizme bakabilirler. Fakat toplum önemli bir kesimi CHP’nin bu kronik hastalığını yakinen bildiği için onun vaatlerine kanmıyor.
İMAMOĞLU KAMPANYASI
İmamoğlu laubali biri. Neden böyle söylediğimi merak edenler, seçim gecesi henüz sandıkların %20 si sayılmışken söylediklerine bakmalılar. O gece Erdoğan açık ara öndeyken çıkıp “Şimdi bu oranlara baktığımızda biz şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, bu gece Kemal Kılıçdaroğlu ülkemizin 13. Cumhurbaşkanı olarak ilan edilecektir” diyerek ne kadar gayri ciddi olduğunu tekrar ispat etmiştir.
Fakat İmamoğlu’nun tek kabahati laubalilik değil. İmamoğlu “Erdoğan’ın oyu %45 dedikten sonra, kimsenin milleti aldatmaya hakkı yok, yazıktır günahtır” diyerek aynı cümle içinde hem rahatlıkla yalan söyleyip hem de gerçekleri manipüle edebildiğini göstermiştir. Ayrıca 3-4 saat sonra yenilgi, ittifak tarafından kabul edildiğinde de hiçbir şey olmamış gibi sahneye çıkıp gülümseyerek “utanma” duygusuyla arasındaki mesafeyi kamuoyuna göstermiştir.
Hem gayri ciddi hem de yalan konusunda ihtisas sahibi olan bu zat 2. tur seçimlerinin kampanyasını yönetecekmiş! Aranan kan bulunmuş bence. Eskisinden daha fazla boş laf, yalan, iftira ve manipülasyona şahit olacağız demek ki.
FLAMAN BÖLGESİNDEKİLER VE BAYBURTLULAR
Belçikalı Bakan Zuhal Demir çifte vatandaşlığın kaldırılmasını istemiş.
Gerekçesi çok tanıdık: Erdoğan’a oy verilmesin... Demir: “Erdoğan Flaman bölgesinde çok popüler, %70’in üzerinde oy alıyor” diyerek rahatsızlığını dile getirmiş.
Neden tanıdık dedim? Çünkü ülkem muhalefeti de yurtdışı oylardan rahatsızlar. “Neden Avrupa’da yaşayıp Türkiye için oy kullanıyorlar” diyorlar.
Bence de! Bence Erdoğan’a yüksek oy çıkan her yerde, Flaman bölgesi de dahil tabii, seçmenlerin oy vermesine mani olunmalı, çünkü CHP bu şekilde kazanamıyor. Mesela memleketim Bayburt. Köyümüz Eymur’da 115 oyun tamamı Erdoğan’a çıkmış. Ne bu şimdi? Oluyor mu yani böyle! Bence Eymurlular, hatta Bayburtlular oy kullanmamalı. Flaman bölgesindeki Türkler işlerine bakmalı. Onlara ne Türkiye’den (!)
HABERE YORUM KAT