Depremzede öğrencilerin liselere yerleştirilmesinde proje okullar ve barınma sorunu
"Asrın Depremi" olarak görülen ve 11 ilimizin yanısıra Suriye'de de etkili olan 6 Şubat depreminin etkileri birçok alanda olduğu gibi eğitimde de görülüyor. Üniversite giriş sınavlarının yanısıra liselere giriş sınavlarında da öğrenciler sadece ilk dönemden sorumlu tutuldular.
Deprem bölgesinde yer alan öğrencilerin dezavantajlı durumunu düzeltmek için de Türkiye geneli LGS ile öğrenci alan tüm okullarda her şube için +2 kontenjan tanındı.
Ek kontenjandan Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya illeri ile Gaziantep ilinin Nurdağı ve İslahiye ilçelerindeki okullarda 5 Şubat tarihi ile kayıtlı olan 256 bin öğrenci yararlandı.
"Pozitif Ayrımcılık" Yeni Sorunlara Gebe
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan bu girişim ile dezavantajlı durumdaki depremzede öğrencilere artı bir destek sağlanmasının amaçlandığı net olsa da bu konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz uzmanlar farklı noktalarla ilgili endişelerini dile getiriyorlar.
Bu tanınan ek kontenjan hakkı sonrası birçok ailenin çocuklarını 480 ve üstü (yüzde birlik dilim) puanlarla öğrenci alan proje okullarına yerleştirmeleri çeşitli soru(n)ları da beraberinde getirdi. Biz de bu girişimi daha çok proje okulları bağlamında değerlendirmeye çalışacağız.
Yüzde 12 diliminde yer alan bir okula yüzde 17, yüzde 20 diliminde bir öğrencinin gelmesi çok büyük bir fark/sorun yaratmaya bilir. Ama yüzde 1 diliminde yer alan bir okula bu derece büyük bir yüzdelik farkla bir öğrenci geliyorsa bu fark o öğrenciyi daha büyük bir açmazın içine sürükleyebilir. Çalışma düzeni olarak, akademik başarı olarak yeni geldiği ortama bu çocuk nasıl uyum sağlayacak? Üstelik bu çocuğun tüm yaşamını, alışkanlıklarını, çalışma düzenini, hatta uyuma ve yemek düzeninin bile etkileyen büyük bir felakette tanıklık ettiğini de unutmamamız gerekiyor.
Asıl soru şu olmalı: "Bu çocuk kendisini nasıl ve nerede daha iyi hissedebilir?". Bu büyük akademik başarı farkı ile çocuk kendisini nasıl daha iyi hissedebilecek?
Barınma Sorunu
Bu meselenin bir diğer ucu da barınma meselesi. Deprem sonrası çocuk ailesiyle birlikte şehir değiştirdiyse, akademik başarısına uyumlu bir okul seçmesi şartıyla sürece daha rahat uyum sağlayabilir. Çocuk şehirle birlikte okula, yeni arkadaşlarına uyum sağlamakta zorlanmaz.
Asıl problem daha iyi okula gitsin diye tek başına İstanbul, Ankara, İzmir gibi illere gönderilen çocuklarda ortaya çıkmasından endişe ediliyor. Aileler; şehri, yakınlarımızı, evimizi, birçok şeyi kaybettik bari çocuk kazansın motivasyonuyla böyle tercihlerde bulunmuş olabilir. Ama bunun olumsuz sonuçlarını şimdiden ön görüp önlem almak gerekir. Ailelerin şu soruyu kendilerine mutlaka sormaları gerekir: Bu büyük felaket yaşanmasaydı benim çocuğum yüzde birlik dilime girebilir miydi?
Diğer taraftan okul tercihlerinde kimi ailelerin okulun pansiyonunun olup olmamasını da dikkate almadığı görülüyor. Pansiyonu olmayan okula kayıt yaptıran kimi aileler "Çocuğum nerede kalacak?" gibi büyük bir sorun ile şimdiden yüzyüze kalmış görünüyorlar.
Sorun yeni, sorular çok. Uzmanların ortak tavsiyesi deprem bölgesinden en fazla 2-3 saat uzaklıktaki pansiyonu olan ve akademik başarı farkının çok olmadığı okulların tercih edilmesi. Zaten büyük bir felaket yaşayan ve ergenliğin başında olan çocukların ailelerinden uzakta ve henüz farkında olmadıkları sorunlarla tek başına yüzleşmeleri daha büyük açmazlara sebep olmasından endişe ediliyor.
Not: Bu meseleyi konunun uzmanı proje okulu yöneticileri, öğretmenleri ve uzman psikolojik danışmanlarla konuştuk. Kendileri devlet memuru oldukları için isimlerine yer vermedik. Hepsine teşekkürü bir borç biliriz
YAZIYA YORUM KAT