Depremden sadece "sağlam bina" dersi mi çıkarılacak?
Mehmed Göktaş, Düzce depremine yaklaşım biçimini analiz ediyor.
Mehmed Göktaş / Doğruhaber
Depremden sadece sağlam bina dersi mi çıkarılacak?
Şöyle bakıyorum da Düzce depreminde herkes sözü getirip sağlam bina meselesine bağlıyor. Önceki depremden ders alarak binalarını yenileyen, yenilerini depreme dayanıklı yapanların kurtulduğunu, hasar görenlerin ise öncekinden ibret almayıp yenilemeyenler olduğunu söylüyor. Kısacası kentsel dönüşümün hızlandırılmasının gerekliliği üzerinde ittifak ediyor, özellikle bu anlamda herkes İstanbul üzerinde titriyor.
El hak doğrudur, kim ne diyebilir bu söylenenlere. Bu anlamda yetkililer elbette ellerini çabuk tutmalıdır.
Fakat doğru bundan ibaret midir? Mesele sağlam bina yapmaktan ibaret midir? Düzce depreminden ve bütün depremlerden alınması gereken tek ders bundan ibaret midir?
İnsanoğlunun üzerinde yürüdüğü, ayağını bastığı, oturduğu, yattığı ve yaslandığı yeryüzün sarsılması, sallanması gerçekten insanoğlunun acziyetini, zayıflığını ve bir hiç olduğunu göstermiyor mu? Depreme yakalanan insanların görüntülerine birazcık yakından baksanız ya!
Acizliğimizi, zayıflığımızı, neticede koskoca bir hiç olduğumuzu öğrenmek ve bunu kabullenmek, itiraf etmek öncelikli ders olmalı değil mi?
“De ki, O öyle bir Kâdir-i Mutlaktır ki, sizin üzerinizden size azap göndermeye de, ayağınızın altından, azap göndermeye de, sizi parça parça ederek kiminizin hıncını kiminize tattırmaya da gücü yeter!” (6/69)
Var mıdır Allah Teala’nın elinden kurtulacak, er ya da geç O’na dönmeyecek olan var mıdır?
Diyelim ki sağlamlaştırdığınız binalarınızla depremden kurtuldunuz, planlı yapılarınızla selden kurtuldunuz, sağlık tedbirlerinizle salgınlardan kurtuldunuz. Peki, bir birimizi boğma, büyük küçük savaşlarla yok olup gitmenin önüne nasıl geçeceksiniz
Diyelim ki bir yolunu bulup ondan da kurtuldunuz. Ölmeyecek misiniz?
Olsa olsa varabileceğiniz son noktayı haber verelim mi? Ömrün en rezil dönemine varıp dayanmaktan ibaret olacak. Makinalara, hortumlara bağlı, etrafınızdakileri tanımadan işkenceler içinde ölmek.
Yeryüzünde nice insan depremlerden, sel baskınlarından ve salgın hastalıklardan kurtulmuştur ama ölümden kurtulamamışlardır.
Kendi küçük çevreme bakıyorum da pandemiden kurtulan nice insanı ahirete uğurladık. Biz ne pandemiden sonra ebediyete kavuştuk ne de bir takım felaketlerden sonra ölümsüzlüğü elde ettik. Biz biliyoruz ki bu celp döneminde alınmamışsak önümüzdeki dönemde alınacağız vesselam.
Diyoruz ki depremlerden ve diğer felâketlerden çıkarılacak birinci ders haddimizi bilmek olmalıdır, acizliğimizi bilmek olmaktır, bunu kabullenip itiraf etmek olmalıdır, eninde sonunda bir gün mutlaka Allah’a döneceğimizi unutmamak olmalıdır.
Cumanız mübarek olsun.
HABERE YORUM KAT