“Dengelerin Batsın” Sisi’yi Tebrik Eden Gül’e Eleştiri mi?
Erdoğan, dün partisinin il danışma meclisi toplantısında cumhurbaşkanı seçiminde aday olacağının işaretini verirken ilk kez ‘kendisinden sonra partinin başına kim geçecek’ tartışmasına değindi.
Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte yeni bir test sürecine girdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, “Kimin dava peşinde olduğunu, kimin koltuk peşinde olduğunu yakında göreceğiz.” dedi.
Ardından ekledi: “Cumhurbaşkanlığı için adayımız her kim olursa olsun, kaygılanacağımız en son şey AK Parti’nin geleceğidir. AKP şahıslarla değil ilkelerle, sınırları belli politikalarla ve dava şuuruyla var olan ve var olacak bir partidir. Partinin başına Ahmet gelmiş, Mehmet gelmiş bunun tartışmasını yapmak davaya ihanettir. Bizler şahısların peşinde mi gidiyoruz? Şahıs dediğiniz nedir ya? Hepimiz ölümle mukayyediz. Bugün Tayyip Erdoğan var. Bir an sonraya garantim var mı? Allah korusun eyvallah da, her an ölümle baş başayız. O dava devam ettiği sürece siz o arkadaşınıza, o liderinize saygıyı göstermiş olursunuz. Eğer sahiplenmiyorsak kusura bakmayın, orada başka tezgâhlar var demektir. Orada başka oyunlar oynanıyor demektir. AK Parti tek adam partisi değildir. Kim diyorsa ki ‘Ben olmazsam dava olmaz’ o büyük bir kibrin, gururun içindedir.”
“100 Binler Ölüyor; Hala Denge Diyorsun!”
Hz. Ömer'e, "Seni kılıcımızla düzeltiriz Ey Ömer" diyebilen bir istişare, bir danışma kültürünün içinden geldiklerini ifade eden Erdoğan, partinin başında Abdullah Gül'ün olmasının parti içi dengeler açısından daha iyi olacağını ifade edenlere de dolaylı olarak şu cevabı verdi:
"Her işinizde istişare ediniz' hükmü gereğince böyle bir inancın içinden geliyoruz. Herkes, Ömer olmak, Ömer gibi olmak ister ama kılıcıyla Ömer'i düzeltecek yol arkadaşları olmadıktan sonra Ömer olunmaz, Ömerlik makamına erişilmez. Teşkilatımız içinde, Allah'a çok şükür, sağlam yol arkadaşları sayesinde Ömerlik makamına ulaşabilecek nice kahraman var. Bundan da kimsenin endişesi olmasın. Bizim davamız tabii ki bir insanlık davası, bir Türkiye davasıdır. Türkiye davasında her türlü isim tartışması, makam tartışması, her türlü ikbal tartışması gereksizdir, aynı zamanda yaralayıcıdır. Şunu herkesin bilmesini isterim; 12 yıl boyunca elde ettiğimiz başarıların ve zaferlerin altında şu ilke yatıyor: Biz, siyaseti tavırsız dengecilikle yapmadık, krizlerin üzerini örterek yapmadık, milli ve uluslararası meselelerde konjonktürün tarafını tutarak, tarafsız kalarak, susarak, gözlerimizi yumarak siyaset yapmadık. Plan yaparken, proje yaparken öncelikle vicdanımızın sesine itibar ettik, gönlümüzden geçene baktık, kararlarımızı hak terazisinde tartarak aldık. Siyasetine vicdanını değil, dengeleri hakim kılmak bizim dava şuurumuzda hiçbir zaman olmadı ve olmayacak. 'Efendim dengeler'... Ne dengesi ya? Hak ne hak? Önce bunu söyle. Adalet neyi gerektiriyor? 'Efendim dengeler var'. Batsın dengelerin senin. Dengeler uğruna yüzbinler ölüyor, hala denge diyorsun ya... Ne dengesi? Teraziyi elinde tutanlar, Suriye'ye, Irak'a ses çıkarıyor mu? Olanlar ortada."
HABERE YORUM KAT