HAKSÖZ HABER

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş katıldığı bir programda 'çözüm süreci'ne dair açıklamalarda bulundu.

Selahattin Demirtaş çözüm sürecinin devam ettiği dönemde PKK saldırganlığı ve vahşetini unutup Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı baş sorumlu ilan etmiş. Türkiye toplumu şundan emin olsun ki, 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Mutabakatı'ndan sonra PKK’nin Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bırakmasına sadece on gün kalmıştı. Ama Erdoğan buna izin vermedi. Akil İnsanlar Grubu adlı sivil grup, son bir defa İmralı’ya gidecekti. Oradan silahların tümden devre dışına çıkarıldığı mesajını alıp gelecekti. Gerisini artık demokratik siyasetle ve parlamentoda hep birlikte çözecektik.

Ceylanpınar saldırısında iki polisin evlerinde susturuculu silahlarla öldürülmesiyle başlayan çözüm sürecinin bitirilmesi tartışmaları hala herkesin aklında.

11 Mart 2015 tarihinde Dolmabahçe üzerine İMC TV’de Banu Güven’e Kandil’de konuşan Cemil Bayık ve Hülya Oran “PKK silah bırakacak açıklamaları seçim propagandasıdır. Silahların bırakılması, ancak Öcalan’ın bizzat katılacağı bir kongrede karara bağlanabilir. Yani PKK bu kararı Öcalan serbest kalmadan açıklamayacak. Bu adımlar atılmadan hareketimize, halka, Türkiye demokrasi güçlerine güven vermeden kongrenin toplanması, kongrenin onların belirttiği gibi kararlar alması düşünülemez.” açıklamasıyla PKK’nın durduğu yeri göstermişti.

11 Mart’tan önce Dolmabahçe açıklamasının yapıldığı gün PKK önde gelen isimlerinden Mustafa Karasu şu sözleri dile getiriyordu: AKP Hükûmeti Önderliğin ortaya koyduğu 10 başlıkta müzakere edip sorunu çözecek midir, çözmeyecek midir? Bu sorunun cevabı çok önemlidir. Bu sorun çözülmeden PKK silah bırakacak, PKK Kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak biçimindeki yaklaşımlar demagojidir, aldatmak ve sorunu çarpıtmaktır.

Abdullah Öcalan’ın “şartlarını” bir bahane listesi olarak kullanan PKK çözüm sürecindeki rahatlama ortamını politik olarak kullandı ve bölgedeki Müslümanlara zulüm etmeye başladı. Hükümetin çözüm sürecinde attığı olumlu adımlar karşısında örgüt mantığıyla hegemonik bir tavır takınan PKK silah bırakma bir yana Suriye’deki gelişmelerden de güç alarak özerk (otonom) bölgeler oluşturma hevesi içinde olduğunu gösterdi.

Siyasilerin tavırları belki daha yapıcı olabilirdi. Ancak Selahattin Demirtaş’ın bütün sorumluluğu Erdoğan’a yükleyen sözleri baştan aşağı yalandan besleniyor. Erdoğan zaten sürecin başlatıcılarından birisi olarak asıl sorumluluğu üstlenmişti. PKK’nın güven vermekten uzak konumlanışı ve ideolojik arka planı çözüm sürecini bitiren gerçek şeydi.

Demirtaş’ın yalanların arkasına sığınarak hedef şaşırtması PKK ve yandaşlarının hala aynı çizgide olduklarına delil olarak gösterilebilir!