Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam

DEM Parti İstanbul'da aday çıkarsın mı?

31 Mart gecesi herkesin en dikkatle takip ettiği seçim bölgesi İstanbul olacak.

İYİ Parti'nin Türkiye genelinde aday gösterme kararının muhtemel etkileri en çok İstanbul üzerinden gündem oldu.

DEM Parti, birçok seçim bölgesinde kendi adayını çıkarma eğiliminde ancak İstanbul için pazarlıklar sürüyor.

Pazarlıklarla ilgili şayialar dolaşsa da şeffaf yürütülen bir süreçten söz edemiyoruz.

Göründüğü kadarıyla, DEM Parti'nin "açık ittifak" talebi CHP'yi zorluyor.

Çünkü bir yandan DEM Parti'nin desteğini isterken öte yandan da kamuoyunun tepkisini çekme kaygısı taşınıyor.

Genel seçimin kaybedilmesindeki en önemli etkenlerden biri olarak görülen "PKK'dan gelen destek mesajları" etkisinden kurtulmak isteniyor.

CHP cephesinde DEM Parti'ye "düşük profilli" aday gösterterek hem toplumun tepkisinden sıyrılma hem de DEM Parti seçmeninin oyunu olma formülü dahi dile getiriliyor.

İçinden çıkılamaz bu açmaza rağmen son kertede CHP'nin, gizli veya açık, her halükarda DEM Parti'nin desteğini istediğini söyleyebiliriz.

Çünkü yapılan oran hesaplamaları CHP'nin bu desteğe muhtaç olduğunu gösteriyor.

Peki, AK Parti için avantajlı olan hangisi?

2019'da Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından aday gösterildiğinde tanınırlığı en düşük seviyedeydi.

İmamoğlu'nun, İYİ Parti'nin açık HDP'nin örtülü desteği ile kazandığı seçimde en büyük avantajı tanınmıyor olmasıydı.

Bugün ise, İmamoğlu fazlasıyla tanınıyor ve en büyük dejavantajı da bu.

31 Mart'ta İmamoğlu'nun mümkün olan en büyük desteğe rağmen kaybetmesi, yenilgi sebebinin bir matematik hesabı değil halkın onu "tanıması" olduğunu daha fazla ortaya koyacak.

Yani, arkasında toplayabildiği desteğe rağmen yaşayacağı bir yenilgi, hezimetin boyutunu büyütecek.

Bu bakımdan, PKK ile aynı safta olmaktan kaynaklı İmamoğlu'na yönelecek kamuoyu tepkisinden bağımsız olarak, DEM Parti ile CHP'nin İstanbul'da ittifak yapması AK Parti tarafından memnuniyetle karşılanabilir.