Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Delta force!

16 Mayıs 2008 Cuma 04:11A+A-

Delta gücü! 1.Etap: Etap Mihverde Rusya var!

İlk adım: Rusya, Çin ve İran. Şangay üçlüsü.
2.Etap: Rusya, İngiltere ve Türkiye..
Kendiliğinden oluşan 3. Etap: Rusya, İran Türkiye..
Rusya 4 devletle ilişkili.. Türkiye ve İran 3’er ülke ile ilişkili..
Kanat ülkeler Çin ve İngiltere ikişer ülke ile ilişkili..
Bu ittifak doğu ile batı arasında geniş bir alanı kaplıyor ve iki geniş bir dar üçgenden, toplam 3 üçgenden oluşuyor..
Bu süreç Türkiye merkezli yeni süreçleri de tetikleyecektir..
Mesela Türkiye, İran, Mısır üçgeni.. Türkiye, Hindistan, İngiltere üçgeni..
Hindistan Hindu, Asyalı bir ülke, ama aynı zamanda Türk-İslâm geçmişi var ve İngiliz Commenwalth’ında olan bir ülke..
Bu yeni güç merkezlerinin kesişme noktası Ankara Moskova hattı olacaktır.. Stratejik üstünlük ve derinlik bu hatta polarize oluyor..
Hıristiyan batı, Budist vb Asya ile İslâm aynı uygarlık deltasında yer alıyor.
Rusya'da coğrafi genişlik, Çin'de nüfus, Türkiye'de ise jeopolitik ve jeostratejik üstünlük ve uygarlık zenginliği var..
Delta gücünde yer alan ülkelerin nüfus gücü dünya nüfusunun yarısından fazla, etki gücü dünya nüfusunun üçte ikisi.. Toprak bakımından, ihtiyar kıtanın yarısından fazlasını kontrol ediyor.. Ekonomik potansiyeli ise çok daha yüksek.
Sadece Türkiye, İngiltere, Rusya, Çin, Hindistan, İran ve Mısır'dan söz ettiğimizin, yani sadece 7 ülkeden söz ettiğimizin farkında mısınız?.
İşte dünyanın geleceğine damgasını vuracak 7 ülke.
Dikkat: Bizim batıya ihtiyacımızdan, batılıların bize ihtiyacı daha fazla..
Şimdi bu gerçekler ışığında, bize dürüst, cesur ve bilgili, dünya dengelerini gözeten, bölgenin özelliklerini bilen birileri gerek.. İktidar olma iddiasındakiler ya bu deveyi güdecek, ya bu diyardan gidecek..
5 üçgenden oluşan bu delta gücü, dünya barışı, insan hakları ve çevrenin geleceği açısından bir umud olabilir.
Türkiye toplamda 5 yıldızlı, İran ve Rusya 4 yıldızlı bir ülke konumuna yükseliyor bu diyagramda..
İngiltere kendi özel gücünü, Türkiye'nin gücü ile birleştirebilirse etkinliğini daha da artırabilecek..
Türkiye, AB içinde Almanlarla işbirliği yapacak olursa Almanya AB'nin lideri olur, İngiltere ile işbirliği yaparsa İngiltere, Fransa ile işbirliği yaparsa Fransa AB'nin lideri olur.
Tabii bu Türkiye'nin İslâm kartını kullanması ile mümkün.
Türkiye'nin ayrıca Doğu Roma kartı var, Türk dünyası kartı da var. Çin'in büyük bir bölümü Türk, Rusya'nın da öyle. Balkanlar'ın da. AB'de 30 milyon Müslüman var.. Rusya'nın ve Balkanlar'ın İslâm dünyası ile köklü ve tarihi bağları var..
Türkiye olmadan delta gücünün fazla bir anlamı ve değeri yok.. Ve bu güce Çin, İngiltere ve Rusya'nın bizden daha fazla ihtiyacı var..
Ortodoksluk bizim için bir tehlike değil, aslında bir şans. Tabii bunu bizim nasıl değerlendirdiğimize bağlı. Ruhban okulu tartışmasından ibaret bir yaklaşım aslında bindiğimiz dalı kesmekten başka bir anlam da taşımaz.. ABD'nin Türkiye'yi stratejik ortak olarak yanına alma çabasının asıl sebebi işte bu bizim görünmeyen gücümüzdür.
İşte onun için, başımızda, terör ve irtica, derin devlet belası var. Onun için İslâm ve Müslümanlar tehdit görülüyor. Onun için ılımlı İslâm'dan söz ediliyor..
İngiltere Kraliçesi niçin Ankara'da anlaşıldı mı efendim?.
Size biraz da derin devlet dedikodusu yapalım madem: Aksiyon'daki “BİR ÖZEL HARPÇİNİN ANILARI”nı okudunuz mu? Özel Harp Dairesi’nin ilk üyelerinden emekli albay İsmail Tansu, teşkilatın nasıl oluştuğunu ve kimlerle çalıştığını anlatmış. Öncü gazetesinin başına gelenlerle ilgili bölüm hayli ilginç: İsmail Tansu, kardeşi Ziya Tansu’yu Alparslan Türkeş ile tanıştırıyor.. Alparslan Türkeş’in önerisi ile Ziya Tansu, 27 Mayıs darbesinin felsefesini güçlendirecek ve bunu halka anlatacak bir gazete kurmaya karar veriyor.. Yapı ve Kredi Bankası’ndan alınan 360 bin lira krediyle 26 Ağustos 1960’ta kurulan Öncü gazetesi yayın hayatına giriyor.. Öncü gazetesinin kadrosu, Başyazar Prof. Ayhan Yalçın, Yazı İşleri Müdürü Altan Öymen, İstihbarat Şefi Oktay Ekşi, Muhabirler Nilüfer Yalçın, Mete Akyol, Mustafa Ekmekçi, Yaşar Aysev, Mustafa Özkan, Erdoğan Tokatlı, Örsan Öymen ve Hıncal Uluç’tan oluşuyor. İsmail Tansu da ordudan 1961 yılında emekliye ayrılınca, kardeşinin sahibi olduğu İKA Haber Ajansı’nın genel müdürlüğüne ve Öncü gazetesinin müessese müdürlüğüne getirilir. 13 Kasım 1960 tarihinde CHP’lilerin tahrikleri sonucu Milli Birlik Komitesi’nin 38 üyesinden 14’ü gözaltına alınıp emekliye sevk edilip, Alparslan Türkeş, Hindistan’a sürülünce Öncü gazetesine el konulur. 13 Kasım günü, “Türkeş’in gazetesi” diye gazeteyi basarlar. Zorla, silah tehdidiyle Nilüfer Yalçın (Prof. Aydın Yalçın’ın hanımı) ve Altan Öymen’e devrederler..
İsmail Tansu anlatıyor: “Pazar günüydü. İstanbul’dan uçakla geldiler. Kardeşimi takip ettiler, aldılar, valilik konağına götürdüler. Valinin odasını açtırdılar, valinin huzurunda tehditle imza ettirdiler sözleşmeyi. Valinin huzurunda CHP Milletvekili Turan Güneş de vardı.”
Üstelik Altan Öymen ve Nilüfer Yalçın’ın yanı sıra Oktay Ekşi, Hıncal Uluç, Erdoğan Tokatlı, Mete Akyol, Yaşar Aysev, Mustafa Özkan, Örsan Öymen gibi isimler Türk basınında o güne kadar hiç olmamış sözleşme şartlarıyla işe başlatılmış.
Öncü neymiş? Bir özel harpçinin anısındaki şekli ile derin güçlerin mediaya ilgisi yeni değil ve isimler de çok farklı kişilerden oluşmuyor..
Kimler varmış orada? İsimleri yukarıda.. 1957’de kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) planlamasını, yürütmesini ve koordinatörlüğünü de Özel Harpçi, İsmail Tansu yapmış. Bu gazete de onun eseri. İyi mi? Özel Harbi Amerika kurmuş, TMT'yi Amerika'dan habersiz Özel Harp!
Ah Kraliçe ah! Hani, bizimkiler açmıyor da, sizinkiler şu Çanakkale, İsrail'in Kuruluşu, 19 Mayıs, Lozan, Hilafet, Devrimler ve daha sonra olanları; arşivlerinizi açsanız da biz de tarihimizi öğrensek ne iyi olurdu..
Yanlış bir tarih bilgisi üzerine, doğru bir gelecek umudu bina edilemez..
Selâm ve dua ile..

Vakit gazetesi

YAZIYA YORUM KAT