
De ki: "Yararlanın. Çünkü elbette sizin varışınız ateşedir."
O'nun yolundan saptırmak için Allah'a eşler koştular. De ki: "Yararlanın. Çünkü elbette sizin varışınız ateşedir." İbrahim 30
وَجَعَلُوا لِلّٰهِ اَنْدَاداً لِيُضِلُّوا عَنْ سَب۪يلِه۪ۜ قُلْ تَمَتَّعُوا فَاِنَّ مَص۪يرَكُمْ اِلَى النَّارِ
O'nun yolundan saptırmak için Allah'a eşler koştular. De ki: "Yararlanın. Çünkü elbette sizin varışınız ateşedir." İbrahim 30
Ayet, kavmin ulularının Allah’dan başka Rabbler edinmekle kavimlerini yüce Allah’ın yolundan saptırmayı hedeflediklerine işaret etmektedir. Çünkü Tevhid inancı her zaman için tağutların iktidarlarına ve çıkarlarına karşı bir tehlikedir. Bu tehlike sadece ilk cahiliye için geçerli değildir. İnsanların ne şekilde olursa olsun mutlak tevhitten saptıkları, liderliklerini ulularına teslim ettikleri, onların iktidarları uğruna özgürlüklerinden ve kişiliklerinden feragat ettikleri, yasalarını Allah’ın vahyine dayandıracaklarına bu uluların sapık arzularına dayandırdıkları her yer ve her çağdaki cahiliye düzenleri için geçerlidir. İlkel cahiliye dönemlerinde Allah’a çeşitli ilahları ortak koşmak tevhide karşı başvurulan bir korunma silahı idi. Günümüzde de Allah’ın emretmediğini emreden, onun yasaklamadığını yasaklayan, insan ürünü kanunları Allah’ın yolundan sapmış gönüllerde ve pratik hayatta Allah’a eş konumuna yerleştirmektedirler.
O halde ey peygamber, kavmine “de ki” yüce Allah’ın, belirlediği bir süreye kadar şu dünya hayatında, dünya zevklerinden “yararlanın” Sonuç ise bellidir: “Sonunda varacağınız yer cehennem ateşidir.
- FİZİLALİL KUR’AN -
Bunun sebebi neydi? Yâni Allah nîmet vermiş, onlarsa nîmet sahibini inkâr etmişler. Nîmet sahibine karşı nankörce bir tavır sergilemişler. Sebep ne? Niye böyle davranmışlar bu adamlar? Allah yolundan sapmak ve saptırmak için Allah’a eşler, şerikler koştular.
Namazda Allah’a şükrettiler, ama hukuk konusunda başkalarına hamd ettiler. Oruçta Allah’a hamd ettiler ama kılık kıyafet konusunda başkalarına hamd ettiler. İşte bundan dolayı Allah da onların yurtlarını helâk etti.
Yâni gerçekten şu insan kadar nankör biri düşünülebilir mi? Hiçbir varlık Allah’a bu kadar kötü, bu kadar nankör davranamaz. Göklerdeki ve yerlerdeki bütün varlıklar iradeli olan şu insan cinsi hariç hepsi Allah’ı tesbih ederler, Allah’a kulluk ederler. Ama şu nankör insan Rabbine şükreden, Rabbini hamdeden, Rabbini dinleyip O’nun istediği hayatı yaşayan bir kul olsa, çok yüce olacak, çok şerefli olacakken öyle sefil bir hayatın içine düşüyor ki nankörlüğüyle kendi kendini alçalttıkça alçaltıyor.
- BASAİRUL KUR’AN -
HABERE YORUM KAT
Mealen buyrulur ki: " Insana bir müsibet( dert gelince Rabbine yönelerek O'na yalvarir.. Sonra (Allah) ona katindan bir nimet verince, önceden yalvarmis oldugunu unutur. O'nun yolundan saptirmak icin Allaha ortaklar kosar. (inkar edene ) Deki Kürünle biraz(daha) yasa! süphesiz ki sen ates halkindansin" (39:8)
Yanıtla (0) (0)Yve Allah nankör insanlarin kendisine her hangi bir zarar ve müsübet dokununca ((41:51) de ifade edildigi gibi"her haliyle Allaha dua ettiginin" haber vermektedir.. Cünkü.(17:83--41:49) da onun "Ümütsüz oldugu" (70:19.21) de "pek hirsli oldugu "ve sabirsiz "yaratildigi, Kendisine bir fenalik dokundugunda sizlanip feryat ettigi" ifade edil ektedir.. Ayrica (16:53--29:65-- 30:33--31:32-- 39:8 ve 49) ayette kendisine bir SIKINTI dokundugunda " yanliz Allaha yalvarip. O'na dua ettigi bildirilmekte.. (44:12) de ise bizzat dualarin icerikleine yer verilmektedir..
Benzer ayetler..(10:12--16:54--17:67--29:65--30:33--31:32--39:49-- 42:48. ve i4 30)
Tesekkür ederim selam olsun..