1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. KUR'AN

  4. “De ki: Ben ve bana tâbi olanlar, insanları Allah’a basiret üzere dâvet ediyoruz”
“De ki: Ben ve bana tâbi olanlar, insanları Allah’a basiret üzere dâvet ediyoruz”

“De ki: Ben ve bana tâbi olanlar, insanları Allah’a basiret üzere dâvet ediyoruz”

“De ki: ‘İşte benim yolum budur. Ben ve bana tâbi olanlar, insanları Allah’a basiret üzere dâvet ediyoruz.’” (Yusuf Suresi/108)

05 Ocak 2025 Pazar 09:38A+A-

قُلْ هٰذِه۪ سَب۪يل۪ٓي اَدْعُٓوا اِلَى اللّٰهِ عَلٰى بَص۪يرَةٍ اَنَا۬ وَمَنِ اتَّبَعَن۪يۜ وَسُبْحَانَ اللّٰهِ وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ ﴿١٠٨﴾

“De ki: ‘İşte benim yolum budur. Ben ve bana tâbi olanlar, insanları Allah’a basiret üzere (delillere dayanarak) dâvet ediyoruz. Allah’ı her türlü noksanlıktan tenzih ederim ve ben, O’na ortak koşanlardan değilim!’” (Yusuf Suresi/108)

"Allah onların kendisine izafe ettikleri şeylerden kesinlikle münezzehtir. Şirk'e düşmüşlerin kendisine atfettiği her türlü zaaf ve noksanlıktan, sırf sahip oldukları Tanrı tasavvurunun mantıki sonucu olarak kendisine atfettikleri her türlü kusur, hata ve kötülükten münezzehtir.

Sen onlara de ki; işte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar, benim safımda yer alanlarla, tercihini benden yana kullanan mü’minlerle birlikte insanları bu yola, Allah’a bir basiret üzere, bilinen, görünen, kimsenin yadırgamayacağı bir basiretle çağırıyorum. Allah’ın şanı şerefi çok üstündür. Allah yüceler yücesidir. Ve ben asla müşriklerden değilim. Ben hayatımda Allah’tan başka söz sahibi kabul etmiyorum. Benim hayatıma karışacak Allah’tan başka efendilerim, velîlerim yoktur. O’ndan başka sığınacak, O’ndan başka dua edecek, O’ndan başka rızasını kazanacağım ve arzularını, yasalarını uygulayacağım varlık yoktur. Ben Rabbimin sıfatlarını, Rabbimin yetkilerini parçalayıp yerdekilere de yetki verenlerden değilim. Evet, dâvet Allah’adır. Dâvet sadece kendisinden başka Rab, Melik ve İlâh olmayan Allah’a kulluğadır. Ve bunu yapacak olan da Allah’ın kutlu elçileridir.

     (BASAİRUL KUR’AN)

Evet ey Muhammed, sen onlara de ki:

İşte benim yolum budur!”

En ufak bir eğrilik, bir kuşku ya da şüphenin asla sözkonusu olmadığı, dosdoğru biricik yoldur benim yolum.

“Ben inandırıcı kanıtlar göstererek insanları Allah’a çağırırım. Bana uyanlar da öyle yaparlar.”

Bizler Allah ve O’nun ışığı sayesinde doğru yoldayız. Yolumuzu iyi biliriz. Bu yolda her adımımızı görerek, anlayarak, bilerek atarız. Allah’ı, O’nun ilahlığına yaraşmayacak niteliklerden uzak tutarız. Kendimizi, Allah’a ortak koşanlardan ayırır ve uzak tutarız:

“Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.”

Şirkin, Allah’a ortak koşmanın açığına da gizlisine de yer yoktur bende! İşte benim yolum budur!

Allah yolunun davetçisi konumundaki insanlar, işte bu ayrımı mutlaka yapmak durumundadırlar. Kendilerinin tek bir ümmet olduklarını; inançlarını kabullenmeyenlerden, kendileri gibi hareket etmeyenlerden, liderlerinin buyruklarını yerine getirmeyenlerden ayrı olduklarını mutlaka açıkça duyurmak durumundadırlar! Bu dine mensup insanların, cahili toplum içerisinde eriyip gitmiş bir biçimdeyken, başkalarını kendi dinlerine davet etmeleri yeterli değildir! Zira böylesi bir davetle, kıymet-i harbiyesi olan hiçbir sonuç elde edilemez! Bu insanların daha ilk günden itibaren yapacakları birinci iş, kendilerinin cahiliyeden bütünüyle farklı apayrı bir grup olduklarını açıkça ortaya koymaktır. Özetle Allah yolunun davetçileri, kendilerini cahiliye toplumundan ayırmak zorunda oldukları gibi, yöneticilerini de cahiliye toplumunun yöneticilerinden ayırmak zorundadırlar.

Bu gerçek, sadece müşrikler arasında çağrıda bulunan Peygamberimizin durumuyla sınırlı değildir. Cahiliye hortladığı ve insanların hayatına egemen olduğu her dönemde ve her durumda geçerlidir… Üstelik yirminci yüzyıl cahiliyesinin, temel öğeler ve ayırıcı nitelikler açısından, İslâm çağrısının tarih boyunca yüzyüze geldiği diğer cahiliye sistemlerinden farklı olduğu da söylenemez!

Kimileri cahiliye toplumuna ve cahiliye çevrelerine karışarak; bu tür toplumlara ya da çevrelere yavaşça sızarak sonuçta İslâm’a davet noktasında bir şeyler yapabileceklerini sanıyorlar… Bu biçimde düşünenler, İslâm inancının özünü kavrayamadıkları gibi, insanların yüreklerine nasıl girilebileceğinden de habersizdirler!..

    (FİZİLALİL KUR’AN)

HABERE YORUM KAT

1 Yorum