Davet-Der'de "İhvan-ı Müslimin Hareketi" Semineri
Vakar Necmettin’in konuşmacı olarak katıldığı ve Davet Derneği tarafından düzenlenen seminerde ıslah hareketlerinden olan İhvan-ı Müslimin Hareketi konusu işlendi.
İHH İnsani Yardım Vakfı Ortadoğu Masası Koordinatörü Vakar Necmettin’in konuşmacı olarak katıldığı ve Davet Derneği tarafından düzenlenen seminerde ıslah hareketlerinden olan İhvan-ı Müslimin Hareketi konusu işlendi.
İlk olarak İhvan doğduğunda İslam dünyasının durumunu değerlendiren Vakar Necmettin şu noktalara değindi: “İslam dünyası siyasal olarak parçalanmış ve dağılmıştı. Zihinsel, ideolojik ve ahlaki yozlaşmaya uğraşmıştı. Ulus devletlere ayrılmaya başlanmış buna bağlı olarak parçalı yapı kutsanmaya başlamış, güvensizlik ve batılılaşma ortaya çıkmıştır.”
Geleneksel ve modern hareketlere de değinen Vakar Necmettin kısaca şu tanımlamaları yaptı; Benna’ya kadar olan 150 yıllık dönemde ki geleneksel hareketlerde ulema ön plandadır, hedef batılı yok etmek ve işgalcilere karşı silahlı mücadele etmektir ancak örgütlenme yoktur. Benna’dan sonra modern hareketlerde ise aydınlar ön plandadır, hedefte genel işbirlikçiler vardır, öncelik davet ve tebliğdedir ve örgütlenme güçlüdür.
İhvan-ı Müslimin (80 yıl-8 lider)
1928 yılında Hasan El-Benna tarafından kurulan bu hareketin hedefinde toplumu alttan yukarı kaldırmak ve kendini ıslah etmeden toplumu ıslah edemezsin anlayışı vardır. Fikri altyapısını ise hayatın bölünmezliği inancı, bireysel ahlaki reform, selefi-sufi pratikler, içeride siyasi reform, ümmet düşüncesinin yeniden dirilişi, işgallere karşı cihat gibi maddeler oluşturur. Toplumun yeniden inşası için öncelikli olarak birey-aile-cemaat-toplum-devlet-hilafet sırasını takip eder. Diğer hareketlerde ise bu sıralamanın tam tersi olarak toplumu yukarından aşağıya ıslah etme anlayışı vardır. Örneğin; Cemaati İslami, Hizbut Tahrir.
Mısırdaki Olumlu Yansımaları; Bu hareket ile Mısır’da bilinç düzeyinde artış olmuş ve aktif İslami pratikler oluşmuştur. Şube sayısı artmış, yeni bir örgütlenme modeli ortaya çıkmış ve siyasi kararlar etkilenmeye başlanmıştır.
Olumsuz Yansımaları; Bu dönemde baskı ve bölünme tehlikeleri meydana gelmiştir. Baskı alanında harekete karşı tutuklamalar ve işkenceler uygulanmıştır. Radikalleşen yeni bir nesil ve kuşak farklılaşması ortaya çıkmıştır. Örgütün bütünlüğü zedelenmiş ve liderliği zayıflamaya başlamıştır. Bunların sonucunda infazlar başlamış ve 1948 yılında Hasan El-Benna şehit edilmiştir.
Baskı dönemin de Abdul Nasır’a da değinen Vakar Necmettin şunları aktardı; Abdul Nasır’ın darbe ile başa geldiği 1952 yılında, Abdul Nasır Mısır’da destek bulmak için tutuklu bulunan İhvan üyelerini serbest bırakmıştır. Bu sayede İhvan’ın kapatılan okulları, hastaneleri tekrar açılmış ve yeniden ıslah çalışmaları başlamıştır. 52 ve 54 arası dönem sakin geçmiştir. Sonrasında Abdul Nasır da kendisine rakip olacak kişileri ve hareketlere karşı baskıya başlamıştır. Bunun sonucu olarak 54-65 arası dönem Abdul Nasır’ın İhvan’a işkence ettiği dönem olarak bilinir.
Bölünme alanın da ise 4 grup ortaya çıkmıştır;
1.Geleneksel çizgide kalıp muhalefet edenler (Kutupçular)
2.Fikirsel değil ancak örgütsel olarak muhalefet edenler (Cemat-i İslami)
3.İhvan’a tamamen karşı olan tekfirci gruplar
4.İslam devletine giden yol cihad yoludur diyen eylemci gruplar
Son olarak Seyyid Kutub’a da değinen Vakar Necmettin kısaca şunları belirtti; 1965 Seyyid Kutub’un ortaya çıktığı dönemdir. Bu dönemde silah ve eğitim ön planda tutulmuştur ancak Kutub sonrasında askeri taraf kullanılmamış, sosyal çalışmalar ön plana çıkmıştır.
İhvan’ın İslam dünyasında ki yansımaları; İslami hareket külliyatını oluşturdu. Bu hareket farklı ülkelere de yayılmış ve siyasi/İslami uyanışı başlatmıştır. Özellikle Filistin mücadelesine katkıda bulunmuştur. İngiliz emperyalizmine meydan okumuştur.
HABERE YORUM KAT