Dava ahlakına sahip bir Müslüman: Sezai Karakoç
Sezai Karakoç, Bir inancın/idealin insanda ruh besini haline gelip gelmediği, pratikteki ahlakta görünür. Müslüman, İslam ahlakını pratikte gösteren bir dava eridir.
Alaadin Yurderi / Haksöz Haber
İslam, gerçek inanç ve düşüncenin kaynağı ve ebedi bir ideal olduğu gibi, yüce ahlakını da yeryüzüne ve çağlara altın destan harfleriyle yazdırmış büyük bir davadır. Müslümana göre dava, İslam ahlakıyla, Kur’an ahlakıyla ahlaklanmaktan başka bir şey değildir. Tüm büyük hareketler, dava adamlarının yüce ahlaklarıyla ile zirveye çıkmıştır. Bir ahlak abidesi Karakoç’un veciz deyişiyle: “Dava, dava ahlakına sahip insanların omuzları üzerinde yükselir. Dava ahlakına sahip insanlar yalan ve iftira nedir bilmezler. Dava ahlakına sahip kişiler yalan söylemekten nefret ederler”1 düsturu izleğinde hareket ederler. Samimiyeti, dürüstlüğü ve davasına bağlılığı bağlamında, Gemuhluoğlu’nun: “Sezai, son devirde kendine özgü değil, cümle için mürtefi bir noktadır. Doruk’tur, yeniden dirilmedir, kıyamdır, davettir ve davete icabettir. Sahabe ahlâkı üzeredir”2 ifadeleriyle kendisine yüce/yüksek bir yer ayırması dikkate değerdir.
Bir inancın/idealin insanda ruh besini haline gelip gelmediği, pratikteki ahlakta görünür. Müslüman, İslam ahlakını pratikte gösteren bir dava eridir. İslam’ın güzel ahlakıyla gıdalanan Sezai Karakoç, kâmil bir dava adamı olarak vitrini olmayan, ümmetin tertemiz alnıdır.