Darbeyi öven, soluğu mahkemede alsın!
Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devleti, öyle mi? Öyleyse şu sözlerin sahibi olan devlet memuru derhal memuriyetten atılmalıdır:
"Bizde bir devlet yapısı var… Bir şekilde belli bir mesafe katettik. Maalesef ordunun her 20-25 yılda bir siyasilerin elinde yozlaşan sistemi tekrar rayına oturtmak uğruna müdahalesiyle oluştu bunlar. İnşaallah bir daha o noktalara gelinmez. Ama Demokles'in kılıcı gibi perde arkasında bu iç güvenlik ve iç istikrara dayalı misyonumuz bence devam ediyor."
Konuşma, bir "Eğitim ve Öğretim Komutanı"na ait.
Subay adayları / genç subaylar bu komutanın elinde nasıl bir eğitim-öğretimden geçiyor, varın siz hesap edin.
* * *
Seçimle gelen hükümetler askeri cuntalar tarafından silah zoruyla devrilmiş, milletvekillerine ve hükümet üyelerine dünyanın işkencesi yapılmış, halkın sevgilisi olan bir başbakan ve iki bakan idam edilmiş, bu mezalimin her an tekrarlanabileceği mütemadiyen hissettirilerek seçilmiş hükümetlerin saygınlığı yerlerde süründürülmüş, askeri müdahale tehdidi canlı tutularak sistem istikrarsızlaştırılmış, sivil otorite zafiyete düşürülmüş, terörle mücadeleden iktisadi hayata kadar her konuda dayatmalarda bulunularak demokratik hukuk devleti yozlaştırılmış, ama sayın komutan "siyasilerin elinde yozlaşan sistemi rayına oturtmak"tan bahsediyor!
Askeri idareciler Kürt dilini sokaklarda bile yasaklamış, Diyarbakır Cezaevi'nde Kürt kimliğini ezeceğiz diye milleti bir köpeğin önünde selam durmaya zorlamış, insanları tahrik etmiş, binlerce Kürt'ü PKK saflarına itmiş, milyonlarca Kürt'ü PKK sempatizanlığına sevk etmiş, ülkeyi bölünmenin eşiğine getirmiş, ama sayın komutan "iç güvenlik ve iç istikrara dayalı misyon"dan dem vuruyor!
Sistemi korumak veya kurtarmak adına yapılan askeri darbelerin demokrasiyi nasıl 'spastikleştirdiği', hukuk devletini nasıl tahrip ettiği ve terörü nasıl azdırdığı ayan beyan ortada değil mi? Öyleyse, "Demokles'in kılıcı gibi perde arkasında bu iç güvenlik ve iç istikrara dayalı misyonumuz bence devam ediyor" cümlesinde geçen "misyon"dan kasıt, aslında iç güvenlik ve iç istikrara kasıt olsa gerek!
* * *
Ne olacak şimdi? Bu komutanın askeri darbe müdafaası yanına kâr mı kalacak? Demokratik hukuk devletine askeri müdahalenin (yani anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmenin) belli durumlarda meşru ve dahi zorunlu olduğunu ileri süren bu komutan cezasız mı kalacak? Bu komutanı (ve benzerlerini) memuriyetten atmak, ayrıca da yargı önüne çıkarmak için harekete geçilmeyecek mi?
Derhal harekete geçilmeli! Ortada bir mevzuat engeli varsa, o engel derhal kaldırılmalı! Askeri darbeyi savunan subayların memuriyetten atılıp sivil mahkemelerde "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" veya en azından "suç olan bir fiili övmek"ten yargılanmalarına imkân verecek bir yasal düzenleme mutlaka yapılmalı! Darbe şakşakçılığı sözkonusu olduğunda, yüksek yargı üyelerinin 'dokunulmazlığı' bile otomatikman kalkmalı. 27 Mayıs Eşkıyası'nı baş tacı eden Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan'ın kulakları çınlasın…
Bunlar yargılanmıyor da, bir askeri darbe teşebbüsünü ifşa eden Nokta dergisinin sorumluları yargılanıyor. Demokratik hukuk devletinde bu ne yaman çelişki?
Yeni Şafak
YAZIYA YORUM KAT