1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Darbeyi, Bostancı’daki tanklara alkış tutan kemalistler mi önledi?
Darbeyi, Bostancı’daki tanklara alkış tutan kemalistler mi önledi?

Darbeyi, Bostancı’daki tanklara alkış tutan kemalistler mi önledi?

​​​​​​​Bostancı’da, İzmir’de tankları alkışlayan darbe destekçilerini, gözümüzün içine baka baka, “Darbeyi önleyen Atatürkçü halk” diye yutturmayalım..

16 Temmuz 2024 Salı 23:26A+A-

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

Kimisi darbeye “tiyatro” dedi.

Kimisi buna cesaret edemedi, “Darbeye zemin hazırlayanlar” diyerek, kılçıklığını ortaya koydu..

Darbeye “tiyatro” nasıl denir?

Kim diyebilir?

Darbe başarısız olduktan sonra, darbenin faili der.. Ki, Pensilvanya’daki zatın ifadesidir..

Bir de..

Hırsı gözünü perdeleyenler der.. O da CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur..

Henüz darbeciler tümü ile cezaları kesinleşmemiş iken.. Hatta darbeye karışmakla suçlananların, darbeye destek verdiği iddia edilenlerin devletten ihraç edilme dosyaları sonuçlanmamış iken.. Geri dönmeleri için kamuoyu oluşturmaya çalışılırken..

Kısacası, henüz darbeciler tümü ile suçlarının cezasını çekmemiş iken.

Darbecileri bırakıp, “darbeye zemin hazırlayanlar” söylemini kim geliştirir?

CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile.. FETÖ’cüleri dindar gibi gösterip, dindarlara kinlerini kusanlar..

FETÖ’cüleri gösterip, Müslümanları karalamaya çalışanlar..

Daha da somutlaştıralım..

Dünkü Cumhuriyet gazetesinin başyazısının başlığı şöyle idi:

“Cumhuriyet gazetesi yeniden uyarıyor.”

Ne kadar masum, ne kadar mütevazı, ne kadar kardeşce bir başlık değil mi?

Sanırsınız ki, muhteremler dün ülkeyi uyarmış, dinlenmemiş. Sonuçta ülkeyi kurtarmak yine onlara düşmüş.

Şimdi tekrar muhteremler uyarıyorlar. Tekrar bir badire yaşanırsa, yine onlara muhtaç olacağız.

Uyarı dedikleri, özellikle 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi krizinde, “Tehlikenin farkında mısınız?” başlığı ile çıktıkları dönemdeki hatırlatmalar..

Bir avuç kemalist, 80 yıl boyunca TBMM’de yapılan seçimle belirlenen Cumhurbaşkanı’nın, son dönemde eşi başörtülü bir kişi olma ihtimalini önlemek için.

Ortalığı birbirine katmışlar..

Darbe tehditleri yapmışlar. Hatta 27 Nisan muhtırasını verdirmişler..

Olay tamamen başörtü üzerinden kurgulanmış. FETÖ’nün f’si bile yok, tartışmanın göbeğinde..

Ama Cumhuriyet’in akılsız editörleri, bir de “başyazı” takdimi ile kullanmışlar, bu gerizekalı anlatımlarını.

Diyorlar ki “başyazı”larında:

“15 Temmuz 2016’da dünyada bir örneği olmayan gerici bir casusluk darbesi girişimi oldu.”

15 Temmuz’da bir casusluk darbesi yapıldığında hemfikiriz.

Ama o casusluk darbesine çaktırmadan “gerici” sıfatını eklemenizin arkasında, dindar insanları hedef tahtasına koyma niyetinizi görüyorum..

“Gericiliği niye üzerinize alıyorsunuz ki?” diyecekler..

Peki almıyorum..

Peki şu cümle nedir:

“15 Temmuz 2016 gecesi bir tür gerici ve casusluk hareketi, Atatürkçü subayların ve halkın katılımıyla sona erdirilmiştir. Halkın bu gerici harekete karşı çıkması çok önemlidir.”

Darbeyi gerici, casusluk hareketi yapmış.. Atatürkçü subaylar ve halk da önlemiş..

Darbeyi önlemede, 4 yıl sonra hedef tahtasına koyup tasfiye ettirdiğiniz, namaz kılarken sarık takan general ve benzeri dindar subaylar yok muydu?

En önemlisi, halkı sokağa çağıran, kendisi de sokağa çıkan Cumhurbaşkanı yok muydu?

“Casusluk hareketi” ifadesine, çaktırmadan “gerici hareket” eklemesini yapın..

Darbenin karşısında dimdik duran Tayyip Erdoğan’ı es geçin.

Hatta biraz sonra aktaracağım bölümlerdeki suçlamalarınız ile onu da “gerici hareket”in içinde gösterin..

Sonra da..

“Biz uyardık, yeniden uyarıyoruz” deyin..

Nasıl bir sahtekarlık bu..

Suçlayıp bırakmam, delilini de gösteririm ben..

Başyazıdaki ifade aynen şöyle:

“FETÖ hareketinin büyük tehlikesini ilk kez Cumhuriyet gazetesi ortaya koymuştu. O zaman gazetemize saldırılmış, din düşmanlığı ile suçlanmıştık...”

Aaaaa?

Bizler, Cumhuriyet gazetesini din karşıtlığı ile suçladık ama..

Bunun arkasındaki sebep, FETÖ’ye karşı uyarılarınızdan ziyade, “başörtülülere karşı sözde uyarılarınız” idi..

2007’de, FETÖ’cü birisi Cumhurbaşkanı seçilecekti de, uyarıda mı bulunmuştunuz?

27 Nisan muhtırası ne için verilmiş?

“TSK’da FETÖ’cüler var. biz bunları engelleyemiyoruz” diye mi?

Yoksa, “Eşi başörtülü birisi, bu ülkeye Cumhurbaşkanı olamaz” diye mi?

Somut isim de vereyim..

Abdullah Gül idi, o tarihteki engellemek istediğimiz Cumhurbaşkanı adayı..

“Şu olabilir. bu olabilir. Ama Abdullah Gül olamaz diyorsunuz. Niye? Çünkü eşi başörtülü. Bu din karşıtlığıdır” dedik.. Bunu savunduk. Bugün de savunuyoruz..

Peki, Abdullah Gül ve başörtülü eşinin FETÖ ile ne ilgisi vardı ki, karşı çıkmıştınız, Cumhuriyetçiler!!. 

Eğer böyle bir suçlama yapıyorsanız, 2018’de Abdullah Gül’ün Tayyip Erdoğan’a karşı Cumhurbaşkanlığı adaylığı dillendirildiğinde, göbek kıvırarak, “Ne bilelim ki. Olabilir mi yani. Başka türlü Erdoğan’ı indirmemiz pek mümkün görünmüyor ki. Ne yapalım, olsun canım” diyenler, siz değil miydiniz?

Ne oldu, uyardığınız “gericilik ve casusluk hareketi”?

Tayyip Erdoğan karşısında, destek verdiğiniz bir yapıya mı dönüşüverdi?

Yoksa..

Gerici diye, Tayyip Erdoğan’ı kastediyorsunuz da.

Tam da o Erdoğan, “casusluk hareketi”nin tepesine balyozu indirdiğinde, sanki balyozu kendiniz indirmişsiniz gibi ortalıkta dolaşıp, hiçbir tarihte askeriye içindeki o “casusluk hareketi”ne gerçek anlamda karşı çıkmadığınız halde, şimdi karşı imişsiniz gibi algı mı üretiyorsunuz?

Gelin, uyarımızı tekleştirelim..

Bu ülkeye karşı, her türlü casusluk hareketine karşı, milleti de, devleti de yöneticileri de uyaralım..

Ama araya..

Dindar insanları karıştırmak için..

Dindar insanları haksız yere suçlamak için, hayali isnatlar eşliğinde “gerici hareket” ifadelerini “casusluk hareketi”nin yanına eklemeyelim..

Casuslara hep birlikte karşı çıkalım.

Etki casuslarına da.. Diğerlerine de..

“Muhalifler, etki casusluğu adı altında susturulmak isteniyor” numaraları ile casuslara kol kanat germeyelim..

Evet, dindar rolünde, casusluk hareketlerine yardımcı olanlar var ise. Dindarlıklarına değil.. Casusluklarına karşı çıkalım..

Casusluklarını bırakıp, dindarlıklarını hedef tahtasına koyup, tüm dindarlara kara çalmayalım..

“casusluk hareketi”ni, tepesine indirdiği balyoz ile etkisiz hale getiren dindarları itibarsızlaştırıp, darbe gecesi halkın en önemli motivasyonu “sela”lar okunurken, cami derneğinin kapısının camını kıran saldırganları.. Bostancı’da, İzmir’de tankları alkışlayan darbe destekçilerini, gözümüzün içine baka baka, “Darbeyi önleyen Atatürkçü halk” diye yutturmayalım..

HABERE YORUM KAT