1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. “Darbeler ve Darbecilere Karşı Adalet ve Özgürlük Mücadelesi”
“Darbeler ve Darbecilere Karşı Adalet ve Özgürlük Mücadelesi”

“Darbeler ve Darbecilere Karşı Adalet ve Özgürlük Mücadelesi”

Kocaeli’de “Darbeler ve Darbecilere Karşı Adalet ve Özgürlük Mücadelesi” konuşuldu.

25 Şubat 2018 Pazar 22:54A+A-

28 Şubat darbesinin 21. yıldönümü vesilesiyle Kocaeli’de Özgür-Der’in organize ettiği ve Kenan Alpay’ın konuşmacı olarak katıldığı bir program yapıldı.

24 Şubat Cumartesi akşamı İzmit Fuarı Sivil Toplum Merkezi’nde gerçekleştirilen programda 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a Türkiye’de darbeler ve darbecilere karşı adalet ve özgürlük mücadelesi konuşuldu.

Kocaeli Özgür-Der’in tertip ettiği programa Sakarya Özgür-Der’den bir heyetin yanı sıra Kocaeli’de faaliyet yürüten kardeş kuruluşların bazıları tarafından da temsil düzeyinde katılım gerçekleştirildi.

Canan Osman Aran’ın sunuculuk yaptığı program Muhammet Saraç’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Konuşmasına Suriye geneli ve daha özelde ise Doğu Guta’da yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek başlayan Kenan Alpay, Suriye’deki son durum üzerine tespit ve değerlendirmelerde bulundu, duyarlılığın arttırılması yönünde çağrılar yaptı.

Daha sonra Türkiye’de yakın siyasi tarihe damgasını vurmuş olan darbe ve darbecilik konusuna geçen Kenan Alpay, darbeciliğin açık bir suç olduğunu ve kim tarafından yapılırsa yapılsın karşı çıkmak gerektiğini söyledi.

Darbeci geleneğin köklerinin Türkiye’de İttihat-Terakki kadrosuna uzandığına dikkat çeken Kenan Alpay, Kemalist düzenin de bu bağlamda bir kopuşun değil aksine devamlılığın eseri olduğunu kaydetti. Ek olarak ilk darbeden son 15 Temmuz darbe girişimine kadar gerçekleştirilen darbeler arasında bir ayrım yapmanın doğru olmadığını da belirten Kenan Alpay, nasıl ki 28 Şubat 12 Eylül ve öncekilerin devamıysa 15 Temmuz girişiminin de 28 Şubat darbesinin bir devamı olduğunun altını çizdi. 15 Temmuz’un bazı kişi ve odaklarca FETÖ’ye indirgenmek istendiğini ve bunun yanılsama olduğunu vurgulayan Alpay, KETÖ’nün bu girişimin bir parçası olduğunu belirterek laik-Kemalist ulusolcular, ordudaki NATO’cular gibi bir takım unsurlar ve daha başka kliklerin hepsinin Gülen çetesi ile 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunduğunu ve hikayenin özünün bunun bir “koalisyon darbesi”nden ibaret olduğunu söyledi. Başta 28 Şubat döneminde direnen çevreler olmak üzere direnmeyi seçen siyasi iradenin tutumu ve halkın meydanları doldurduğunu gören darbe koalisyonunun bazı unsurlarının geri çekildiğini ve müdahane yaptığını belirten Kenan Alpay, kısmen de bundan ötürü 15 Temmuz suçunun salt FETÖ’nün üstünde kaldığını ifade etti. Bu kesimlerin bugünkü takiyyeci tutumunun kimseyi aldatmaması gerektiğini hatırlatan Alpay, darbeciliğin bir hastalık olduğunu, bu hastalığa yakalanan zihniyet sahiplerinin değişmesinin neredeyse mümkün olmadığını örnekleriyle ortaya koydu. Halihazırda Türkiye’de KETÖ kümesinde toplanabilecek laik-Kemalist ulusolcu darbecilerin takiyye libasına büründüğünü ve şartların elvermesi durumunda asıl yüzlerini ortaya koymaktan, darbe ruhunu yeniden hortlatmaktan asla geri durmayacaklarının altını çizdi.

Öte yandan 28 Şubat darbesinin insani ölçekte yol açtığı geniş çaplı yıkımın bilançosunu da çeşitli açılardan ortaya koyan Kenan Alpay, gelinen noktada mağduriyetlerin giderilmesi bağlamında alınan mesafeyi muhasebe etti. Bu meyanda yaşanan olumlu gelişmeleri takdir eden Alpay, bunların rehavete sürüklemesi ve sanki tüm sorunlar çözülmüş gibi bir hava estirmenin doğru olmayacağını kaydetti. Artık ham olmadığımızı ama henüz tam olarak “olduk” da denilemeyeceğini belirten Alpay “Olmaya çalışıyoruz” demenin ve adalet & özgürlük zeminini geliştirmenin önemine dikkat çekti. Yine bu noktada dün kasıla kasıla 28 Şubat için “bin yıl olsa da sürecek” diyen, halka üstten bakan, toplumun başından dipçiği eksik etmeyen müstekbir zorbaların bugün yargılanıyor oluşunun öneminin altını çizen Kenan Alpay, darbecilik bataklığının kökünü kurutmak için sorunun özünü oluşturan resmi-ideolojik paradigmaya yani Kemalizm’e dokunulmamış olmasının ve ek olarak cezaevlerinde 28 Şubat’ın hala da sürüyor olmasının haklı bir izahının yapılamayacağını kaydetti.

Dün Müslümanları “irticacı” diye damgalayıp “İrticacılar İran’a!” diyen darbecilerin bugün Suriye bağlamında Esed’in hamisi İran’la sarmaş dolaş hallerine de dikkat çeken Kenan Alpay, darbeci Kemalist ulusolcuların öteden beri Baasçı olduklarını ve İran’la birlikte 28 Şubat’tan kat be kat acıları Suriye halkına yaşattıklarını ifade etti.

Kenan Alpay sözlerini cezaevlerindeki 28 Şubat darbesi mağduru Müslüman mahkûmların durumunu hatırlatarak ve onların mağduriyetinin biran önce sonlandırılması gerektiği vurgusuyla tamamladı.

Program soru-cevap faslını müteakip Canan Osman Aran’ın yaptığı kapanış konuşması ve duayla son buldu.

kocaeli-20180225-01.jpg

kocaeli-20180225-02.jpg

kocaeli-20180225-03.jpg

kocaeli-20180225-04.jpg

HABERE YORUM KAT