1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Danıştay Başkanvekili, Danıştay’da dava açarsa!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Danıştay Başkanvekili, Danıştay’da dava açarsa!

12 Mayıs 2009 Salı 15:58A+A-

Danıştay Başkanı, “yargı bağımsızlığı”ndan bize nutuklar serdediyor ya.. Biz de kendisine bazı sorular yönelterek, “yargı bağımsızlığı”nın nasıl bir şey olduğunu sorgulayalım..

 “Nasıldır, nicedir, nasıl uygulanır” bu kavram, gözler önüne serelim..
Örneğin, soralım: “Bir Danıştay üyesi, Danıştay’da dava açabilir mi?”
Ne diyecek acaba sayın Mustafa Birden, bu soruya?
Yargı bağımsızlığı çerçevesinde ne diyecek, hukuk devleti anlamında ne diyecek?
Danıştay üyesinin, aleyhinde dava açıp, tazminat istediği kamu kurumu adına ne diyecek?
Bir Danıştay üyesinin açtığı davada, davacının Danıştay’daki üye arkadaşları, nasıl karar verecekler?
3 bin üyeli bir kurum olur, “Kimin kimden haberi olacak ki?” diyebilirsiniz..
Ama topu topu 100 civarında üyeye sahip bir yüksek yargı organı burası..
Hele hele davacı olan şahıs, Danıştay’da daire başkanlığı, Danıştay başsavcılığı, Danıştay başkanvekilliği yapan birisi ise, bu kişinin açtığı davada, Danıştay nasıl karar verir?
Evet, artık somut soruya geldik sanırım.
Davacımız, Tansel Çölaşan hanımefendi..
İHL karşıtlığı ile, başörtü aleyhtarı yazıları ile tanınan Emin Çölaşan’ın eşi olan Tansel hanım, Yalova Belediyesi’ni mahkemeye vermiş!
Şu gerekçe ile, bu gerekçe ile.. Onu daha sonra tartışırız.. Ama, Tansel hanımın açtığı davada, “nihai karar”ı verecek olan, Tansel hanımın “Başkanvekili” olduğu Danıştay!
Şimdi soru şu: “Danıştay Başkanvekilliği yapan bir kişinin davasında, Danıştay üyleleri ne derece tarafsız olabilirler?”
Soru şöyle de sorulabilir: “Danıştay başkanvekilinin açtığı davada, Danıştay üyeleri, yargı bağımsızlığı ilkesini ne derece hayata geçirebilirler? Bu konuda arzulu olsalar bile, bunu başarabilirler mi?”
Sorumuz Danıştay Başkanı sayın Mustafa Birden’e..
Yasama organına “Yetkiniz sınırsız değil” demek kolay.. Yürütme organına, “Sizin yaptığınız işlemler, zaten bize geliyor. Sizin de yetkileriniz sınırsız değil!” demek kolay..
Ama kritik soru şu: “Danıştay başkanvekilinin davacı olduğu davada, Danıştay tarafsız bir şekilde karar verebilir mi?”
Bu soruya, “Çok güzel karar verir. Her şey şeffaftır” diyebiliyor musunuz sayın Birden!?
Buyrun, cevap verin.. “Evet çok güzel karar verir. Hiçbir sorun da yoktur” diyebiliyorsanız, sorarım size: “Peki, bu davadan, niçin kamuoyunun hiç haberi yok?”
Öyle ya, “Bir Danıştay üyesi, görevinden dolayı, hakkını arayamayacak mı? O da bir vatandaş. Hukuk çerçevesinde tabii ki hakkını talep edecek. Bunda ne var? Önemli olan, davaların şeffaf bir ortamda, tarafsız bir şekilde yürütülmesi” denilebilir.. O zaman biz de soralım: “Bu davanın varlığından, sizin açıklamanızla biz haberdar olmazsak, davanın tarafsız bir şekilde yürütüldüğüne nasıl inanacağız ki?”
Kendiliğinizden açıklardınız davanın konusunu.. 2x2=4 eder kadar açık bir talep sözkonusu olduğunu ortaya koyardınız. Biz de, “Danıştay üyesinin böyle bir talepte bulunma hakkını niçin yok edelim ki?” der, konuyu kapatırdık. Ama kendiliğinizden açıklamadınız davayı.. Tesadüfen öğrendik, böyle bir davanın varlığını.. Ve şüphe ettik, “Kimbilir, daha böyle ne kadar davalar vardır?” diye..
Buyrun sayın Birden, cevap verin bakalım..
Yasama organının bile üzerinde gördüğünüz yargı organındaki şeffaflığın sağlanması adına, Tansel hanımın dosyasını kamuoyuna açıklayın..
Dosyayı da açıklayın, dosya hakkında verilen kararı, Danıştay Dergisi’nde, örnek içtihadlar arasına almayı düşünür müsünüz, onu da açıklayın!
Buyrun, “Böyle güzellikler, her hukuk devletinde vardır. Normaldir. Çok da şık bir durumdur” deyin. Diyebiliyorsanız eğer!
Sadece Tansel hanım değil, başka üyeler de var, Danıştay’da görülmekte olan bazı davaların davacıları arasında!
Onların isimlerini de ben vermeyeyim artık.. Sayın başkan, bir basın toplantısı mı düzenler, ilgili kişilere çağrıda bulunup, “Kendiniz açıklayın” mı der, bilmiyorum.. Ama kamuoyuna bu bilginin açıklanması gerekir ki, “yargı bağımsızlığı”nın öncül şartlarından olan “şeffaflık” sağlanabilsin!
Deniz Feneri davasını takip edelim.. Eyvallah..
Bu dava hakkında Adalet Bakanı neleri yapıyor, neleri yapmıyor izleyelim.. Eyvallah..
Ama Danıştay’da, Danıştay başkanvekilinin açtığı davayı da bilmemiz, izlememiz gerekmez mi?
Bakalım o davada neler olmuş, nasıl bir prosedür izlenmiş?
Benzer davalarda ne karar verilmiş, Danıştay Başkanvekilinin açtığı davada ne karar verilmiş?
Hepsini bilelim.. Bilelim, ona göre “Yargı bağımsızdır. Kendi arkadaşları hakkında bile, bağımsızlığı zedeleyen bir karar verilmemiştir” diyelim.. Veya, aksi yönde bir durum sözkonusu ise, “Yargı, bağımsızlığını terk etmiş!” diyelim..
Görev, Danıştay Başkanı Mustafa Birden’e düşüyor!

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT