Cumhuriyet’in reklamlara referans olan "trajikomik" yüzü!
29 Ekim’de reklamlarda inşa edilen Cumhuriyet algısı oldukça dikkat çekici veriler sunuyor!
Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
İletişim araçlarının tahakkümü altındaki dünyanın içinden geçtiği süreç “iletişim çağı” şeklinde ifade ediliyor. İletişim çağı tanımlaması hakkında çok fazla eleştirel şey söylendi. Bu tanımlamanın insanların bu kadar yalnızlaştığı ve mutsuzluğun gribal enfeksiyon misali yaygınlaştığı bir dünyada neye tekabül ettiğinin sorgulanması oldukça doğal.
Geleneksel medya araçlarının hakim olduğu zamanlara yapılan ilk eleştiri tek yönlülük meselesiydi. Burada mesaj hedef kitleye iletiliyor ve alımlamanın gerçekleşmesi isteniyordu. Dijitalleşme ile tek yönlülüğün kullanıcı geribildirimleri sayesinde çok yönlü bir sürece evrildiği iddia ediliyor. İşin özünde iletişim çağı denilen şey hala oldukça tek yönlü bir süreç.
Tek yönlülüğün inşa edici kurumlarının başında ise reklamlar geliyor. Reklamlar anlam ve söylem inşasında oldukça ön plandalar. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gerekçesiyle kurucu ideolojinin söylemini paylaşan reklamlar ise her yerde gözümüze sokuluyor. Televizyondan internet sayfalarına oradan YouTube’da açtığınız bir içeriğe reklamların eriştiği tüm alanlar 29 Ekim ile doldu taştı.
Peki, 29 Ekim reklam içerikleri nelerden oluşuyor? Bu sene de çok orijinal bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu söylemek güç. Her sene dönemin popülist söylem biçimleriyle beslenen bir milli bayram furyasına şahit oluyoruz. Bu sene haliyle 29 Ekim reklamlarında kadın söylemi üzerine inşa edilen kurgular başat rol olarak önümüzde duruyor.
Diğer bir faktör ise Mustafa Kemal Atatürk imgesinin daha belirgin bir şekilde kullanılması. Muhafazakar veya seküler fark etmeksizin her marka reklamının bir köşesine Atatürk’ü yerleştirirken kimileri ise doğrudan onu merkeze alarak popülist bağlama yerleştiriyor.
İletişim çağı denilen tek yönlü alımlama sürecinde reklamlar eliyle “kurtarıcı” imgesi bir kere daha inşa ediliyor. Kötülükleri savuşturan Atatürk, kadınları da zincirlerinde kurtaran yeni bir form içinde servis ediliyor. Herkes bu söylemin paydaşı olmak zorunda. Yoksa sistem kendi içinde oluşturduğu döngü sebebiyle paydaşlıktan kaçınanları “kategori dışı” ilan ediyor. Direnenler muhakkak vardır ancak muhafazakar markaların da bu günaha ortak olduklarını belirtmek gerek!
Metro isimli market ve tedarik zinciri, Yemeksepeti, Ziraat Bankası, Yıldız Holding, LCW, SOCAR, Türkiye Finans, Turkcell, Kiğılı, İzocam, ING, Kelebek Mobilya, Opet, Petrol Ofisi, Orge Elektrik… Liste uzayıp gidiyor.
Tüm bu reklamların içerisinde “Cumhuriyet güneşi Türk’ün sönmez ateşi…” şarkısıyla Turkcell, Türkiye’nin her yerinde cadde, sokak ve meydan isimlerinin Atatürk ve Cumhuriyet olmasını Mustafa Kemal sevgisine bağlayan Türkiye Finans, “rakı masasından yönetilen ülke” muhabbetlerine gönderme yaparak Atatürk’ün masasındaki hikmetleri anlatan Metro, her şey de "onun" imzası olduğunu söyleyen Kelebek Mobilya ve kadınların kurtarıcısı Atatürk imgesini oldukça komik bir tarzda işleyen Orge Elektrik’in reklamlarını ayrı bir yere koymak gerekiyor!
Artık gına getiren bir mantıkla toplumun gözüne sokulan Atatürk ve Cumhuriyet imgeleri sadece bir yanılsamadan ibaret aslında. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra gerçekleştirilen zorbalıklar, tek adam ve tek parti yıllarının otoriter uygulamaları, müslim ve gayrimüslimlere yönelik dışlayıcı, ötekileştirici politikalar reklamlarda kadın, çocuk, yaşlı imgeleri kullanılarak masumlaştırılmaya çalışılan gerçeğin makyajlanmış halinden ibaret!
Atatürk’ün bir ilah olarak sunulması ve her şeyin ötesindeki biricik kurucu ideolojisi ise baştan aşağı şirk kültürünün ürünü olan reklamlarla topluma boca ediliyor. Bunca çaba neden? Yıllardır dayatılan ve özünde gerçek bile olmayan suni bir sevgiden neşet eden ”minnet edebiyatının” sebebi ne?
Hiçbir dayatmaya minnet etmiyoruz! Reklam kokan mide bulandırıcı yalanlarınız size kalsın! Reklamlar eliyle inandırıcı kılmaya çalıştığınız komik ideolojiniz insanlığa ve Türkiye’ye hiçbir hayır getirmedi. Kadınların, ülkenin, çocukların her şeyin kurtarıcısı olduğuna kendinizi inandırdığınız şey kocaman bir yalan! Bunun farkında olmamanız ise dünyanın en uzun şakasından ibaret. Tek fark ise bu şaka komik değil trajikomik!
HABERE YORUM KAT