Sayın cumhurbaşkanı uzun yıllar geçtiği için herhalde bazı şeyleri yanlış hatırlıyor. 2014 yılında yeni cumhurbaşkanı seçilmesinden önce Abddullah Gül "28 Ağustos’ta partime döneceğim, doğal olan budur" diyordu. Ayrıca parti içinde de onun tekrar başbakan olması için ciddi bir destek vardı.
AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu alel acele toplanıp 27 Ağustos için olağanüstü kongre kararı aldı ve yeni başkanı da Erdoğan seçti. (Ahmet Davutoğlu)
Bu yapılandan sonra Abdullah Gül için "partimize tekrar üye olmamıştır" demek ne kadar doğru oluyor?

Burda bir hinlik var

Bu denilenin tam aksi oldu diye hatırlıyorum

Adam CB makamından tarafsız biri olacağını diyerek sonra hiç bir çalışmaya katılmadı

Eğer parti içinde ciddi bir destek olsa idi 2018 de garantici olmayıp nasıl olsa AKP deden de oy gelir diyerek adaylığını koyması gerekirdi
Ama yapamadı çünkü lider vasıflı bir kişi değil

Ha Abdullah Gül gelmesin diye Ahmet Davutoğlu yapıldı diyorsunuz ama şuan ikisi de beraber oluşumda anılması ilginç değil mi???....

Harbi üye olmak için illa başbakan veya yönetim de bir yer verilmesi mi gerek?

Ama dediğim gibi gerçekten bir parti kurmalarını çok istiyorum ve ne kadar karşılıkları var görmek istiyorum
Birde acaba oyları kimden alacaklarını merak ediyorum

Küçümseme, hakir görme doğru bir davranış değil.
Abdullah Gül'ü, Ahmet Davutoğlu'nu, Ali Babacan'ı ve diğerlerini partiden uzaklaştırmak için senelerce elinizden geleni yaptınız. En temel ayrışma noktası da kamu malı, yolsuzluk ve kurallara dair tasarruflar oldu. Bir parti başlangıçtaki kurucular ve diğer öne çıkan aktörlerin yüzde 99'unu kenara itmişse burada sorun büyük ölçüde bu isimlerde değil onları kenara itenlerdedir.

Ayrıca daha da tehlikesi AK Parti isimli beşeri bir oluşumu 'Ümmet' diye nitelemektedir. Bu ne rasyonel ne mantıklı ne de İslami bir yaklaşımdır. Ümmet denirken kast edilenin 'hak, din, İslam vb' şeyler olduğu açık. Bu çok çatışmacı, haksız ve kısa sürede tehfirci bir dilin işaretidir.
Erdoğan'ın bu saatten sonra kazanacağı bir seçim bulunmuyor. Malesef bu tam anlamıyla bir tükeniş.

Evet biraz kibirli olmuş ama son yıllarda olanları da hepimiz aşikar bir şekilde gördük
Ve üstelik bu uzaklaştırma kelimesine biraz takıldım
Harbi abdullah Gül uzaklaştırıldı mı yoksa kendi mi yaklaşmadı?

Bu yolsuzluk ve israf döneminde o saydığın isimler bil fiil iş başında idiler
Yani o şahıslar kendileri de sorumlu

Bende bu kenara itilme olayına takmıştım ama demek ki itilecek kadar da işler yapmışlar
Hani o beraber yola çıktıkları arkadaşlarına karşı bu kadar birbirlerine benzemeyen muhalefettteki lerin ORTAK MUTABAKAT ADAYI olan varya, acaba ne kadar bir ters yöne gitti ki zamanında CB olamaz eşi başörtülü diye tepki gösteren tarafta haftalarca adaylığı konuşulanlar sonra birinin eğer o aday olursa ona vereceğime direkt RTE veririm diye ortada kalan garantici bir şahıs acaba kim takar
Harbi biri 2014 ten beri
Diğerleri de belli yıllardan beri hiç AKP'nin çalışmalarına katıldığını duymadım

Ha parti kurmalarına gelince ben 2018 de ki CB seçimlerinde Abdullah Gül ün gerçekten aday olmasını istemiştim ve acaba gerçekten karşılığı var mı görmek istemiştim ama bildiğiniz gibi MUĞLAK ŞAHIS garantici

Ve üstelik harbi çok merak ediyorum Erdoğan'a rakip olup gerçekten oy alabilecek ler mi
Yoksa hani bir ara bu İP kurulduğunda öne çıkarılan MERAL ABLA gibi sonra partisinden de düşük oy alması çok geride kalmadı

Bakalım neler göreceğiz
Ama gelişmeler inşallah hayrimiza olur

Akp yi "ümmet" olarak düşünmek ne kadar sağlıklı bir durum; onu kamuoyu takdir edecektir.. Politika yarışına böyle yüksek perdeden gayeler yüklemek ne kadar inandırıcı! Fakat ne olursa olsun bu keskin ithamdan sonra Erdoğanın seçim sloganı belli olmuş oluyor:

"Ey ümmet, bölücülere oy vermeyin!"