Çözümsüzlük Bayramı Coşkuyla Kutlanıyor
Kenan Alpay, PKK'nın sabote edici eylemlerini, HDP'nin çelişki ve çıkmazlarını ve çözüm sürecinin geldiği noktayı; yanı sıra Ahmet Ümit'İn Zaman'daki röportajını ele alıyor.
KENAN ALPAY'ın yazısı:
Çözüm süreci yaşıyor mu? En iyi ihtimalle bitkisel bir hayattır ölmemişse bile. Çünkü HDP, seçim sürecinde devlet sınıflarının kendisine yüklenmek istediği role dört elle sarılmayı marifet bilerek siyaset yürüttü. Gelinen nokta itibariyle AK Parti'siz bir koalisyon kurma imkanı olmadığına göre HDP'nin "Masayı AK Parti Hükümeti yıktı. Erdoğan Dolmabahçe mutabakatını inkar ediyor" söylemi faydasız bir çırpınıştır.
CHP'ye verdikleri vekalet üzerinden işler kılmak istedikleri MHP'li koalisyon formüllerine aldıkları zelil kılıcı cevaplar HDP açısından ne kadar öğretici olmuştur bilemeyiz. Ancak bu süreçte PKK tarafından tekraren tırmandırılan kör ve mantık dışı şiddet sarmalının hangi siyaset tarzını felç edeceğini iyi hesaplamak icap ediyor.
Çünkü çözüm sürecini sabote etme sadedinde ileri sürülebilecek gerekçelerin en ahmakçası olan "askeri amaçlı baraj inşaatlarını engellemek adına yol kesme, şantiye basma ve iş makinelerini kundaklama" gerekçesidir herhalde.
Namluların Hegemonyasına Yaslanma Konforu
Dolmabahçe Mutabakatı denilen sürecin hem olumlu bulup hem de bu mutabakatın zaruri neticesi olan PKK'nın silahsızlanma kongresi toplama sorumluluğunu görmezden gelerek barış güvercini rolü kesmek ne manaya gelir? Silahsızlanma deklarasyonu bir yana günden güne alan hakimiyetini genişletmek/derinleştirmek fırsatçılığına göz yumulması bekleniyor. Eğer böyle olmasaydı bütün yakıp yıkmalara hatta KCK tarafından baraj inşaatlarını askeri amaçlara, Kürdistan'ı insansızlaştırmaya hatta kültürel soykırıma bağlayan ilerici kafa yapısının 'süreç bitti' tehditlerine sadece 'kaygı verici' demekle yetinmezlerdi. (...)