Çözüm üretemeyen siyaset!
Ali Osman Aydın, altılı masanın ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olarak Ekrem İmamoğlu'nun siyasetin içerisinde çözüm üretmek yerine yeni sorunlara sebep olduğunu ifade ediyor.
Ali Osman Aydın / Yeni Akit
6’lı Masa ve İmamoğlu
Sıradan bir vatandaş olarak şunu anlamakta zorlanıyorum.
Türkiye için “umut” olarak lanse edilen, enteresan varoluşuyla tarihe geçecek olan 6’lı Masa, aylardır büyük tantana ile toplanıyor. Açıklamaları tumturaklı, akademik kavramlarla dolup taşıyor. Kağıt üzerinde bir Norveç, bir Finlandiya vadediyorlar insanlara.
Fakat kamuoyu onlardan daha somut, daha basit bir şey bekliyor. Bir aday! Cumhurbaşkanının karşısına çıkacak, onunla yarışacak hatta onu yenecek bir aday…
Ne hikmetse, onca istişareye rağmen bir türlü o adayın ismi açıklanamıyor.
Anlamakta zorlandığım bu. Bir topluluk bu kadar mı yeteneksiz, hantal olur, inanılır gibi değil. Aylardır, kamuoyunun beklentisine rağmen bir adayı açıklayamamak, sürekli bir şeyleri tehir etmek, bir strateji ürünüyse bile son derece silik, korku dolu bir tavır.
20 yıllık bir iktidara, savaşlara, ekonomik krize, iftira kampanyalarına rağmen “ortada” olan Cumhur İttifakının adayı Erdoğan’a karşılık, Millet İttifakının aday krizini bir türlü çözememesi, bir aday ilan edememesi, ittifakın sorun çözme konusundaki kabiliyeti hakkında bir fikir veriyor. Zaten daha önce Ahmet Davutoğlu müstakbel cumhurbaşkanının onlara rağmen karar alamayacağını söyleyerek, idari krizin, seçimlerden sonra da aynıyla süreceğini ilan etmişti.
Oluşturduğun mekanizmadan dolayı hem aday çıkaramıyorsun hem de seçimi kazanırsan, aynı mekanizmadan dolayı, topluma “kriz” vadediyorsun!!!
Kararsızlığı, dağınıklığı, iş bilmezliği tek bir fotoğrafta anlatmak isteseydik, 6’lı Masa fotoğrafıyla pekala yapabilirdik bunu. Macera severler, hayalperestler için bu süreç hayli eğlenceli olmuş olabilir. Ama aklı başında, ciddiyet sahibi Anadolu insanı için, sermaye sahipleri, tüccarlar, yatırımcılar ve iş adamları için bu süreç fazlasıyla kaygı verici ve belirsizliklerle dolu.
Güven telkin etmeyen bir siyasi konsensüs Türkiye için “gelecek” olamaz diye düşünüyorum. Önemli her konuda bu kadar zaman hareketsiz ve kararsız kalabileceğini açıkça gösteren bir ittifak, Türkiye’nin çok acil ve çok kritik dev meselelerine vakitlice müdahale edebilir mi ?
İMAMOĞLU’NUN ANADOLU GEZİSİ
Kimse de bir şaşkınlık var mı diye bakıyorum, ama insanlar durumu kanıksamış göründüğü kadarıyla. Evet, İmamoğlu’nun Anadolu gezisine çıkmasını insanlar normal karşılıyorlar herhalde.
Oysa, metrolarında aksamalar yaşanan, otobüsleri cayır cayır yanan, yürüyen merdivenleri, asansörleri sürekli arıza veren, trafik yoğunluğunun bezdirici bir hale geldiği, cenaze araçlarını bile insanların itmek zorunda kaldığı, “yönetilmeyen” bir şehrin belediye başkanının Anadolu gezisine çıkması bir skandal olarak yorumlanmalıydı. İnsanlar “ihmal ettiğin bunca iş varken ne işin var Kastamonu’da” demeliydiler!
Ben diyorum şahsen. Bu şehirde yaşayan biri olarak söz konusu durum fena halde canımı sıkıyor. Bunu bir saygısızlık olarak okuyorum. Ve şu soruyu soruyorum. Bir belediye başkanı, seçim bölgesi dışında dilediği kadar zaman geçirebilir mi? Bunu sınırlayan bir yasa yok mu?
Bütün büyükşehir belediye başkanlarının İmamoğlu gibi Anadolu turuna çıktıklarını bir hayal edin! Kayseri’nin ki Bursa’da, Bursa’nınki Gümüşhane’de, Manisa’nınki Trabzon’da, Edirne’ninki Elazığ’da!!! Nasıl manzara!? Olmaz öyle şey demeyin! Belediye başkanları aynı İmamoğlu gibi davranmayı kafalarına koyarlarsa buna kim mani olacak?
Dahası, vatandaşın meseleleri ile kim ilgilenecek?
Otobüslerle, kullanılan suların “temizliğiyle”, akmayan trafikle, açılamayan metro istasyonlarıyla kim ilgilenecek mesela?
İstanbul’un kritik hale gelen su seviyesi, içme suyuyla ilgili alternatif çözüm arayışına girmeyi gerekli kılmıyor mu? İstanbul belediye başkanının şu süreçte bu hayati önemi olan işi gündeminin ilk sırasına alması gerekmiyor mu?
Gerekiyor elbette. Zaten, normal bir belediye başkanı, İstanbul gibi bir dev şehri yönetiyorsa, şehrin gündeminden başka bir şeye yoğunlaşamaz. Daha doğrusu buna vakit bulamaz. İmamoğlu ise ikbaliyle ilgili gündem dışında, ne İstanbul’un ne de İstanbulluların gündemini kale alıyor. İstanbul böyle bir zihniyetin elinde talihinin en kötü zamanlarını yaşıyor…
HABERE YORUM KAT