Çocuklarımıza Allah Bilincini Nasıl Kazandırırız?
Çocuklar aşağı yukarı üç yaşlarında çevresini keşfetmeye başlar bu keşif yolculuğunda kimi zaman sorduğu sorular kendine yol gösterici olur. Anne ve babalar çocukların heyecanlı bir arayış ve kendini konumlandırış yolculuğunda onların en önemli rehberleridir.
Çocuklardaki eğitim sürecide çocukların sorularını takip etmek ve sorduğu sorulara yönelik eksikleri tamamlamak şeklinde gelişir. Elbette çocuğumuzun öğrenme ihtiyacının içeriği yaşamış olduğu sosyal ortamdan etkilenir. Çocuğun ailesi ve ailenin sıcak gündemi ev ortamındaki paylaşım çocuğun bilinçaltı sürecini oluşturur ve bu süreç sorular şeklinde yüzeye çıkar. Etrafında konuşulan konulara önce yabancı kalan çocuk bilinçaltında saklı tuttuğu yabancı bilgileri sorduğu sorularla zihninde aydınlatmaya çalışır. Bu noktada verilen cevaplar oldukça önemlidir. Sorduğu soruları ciddiye almalı, sorularını devam ettirebileceği ve doğru yeri bulacağı şekilde yanıtlar vermelidirler. Anne babalar çocukların sorularını anlayabileceği şekilde yanıtlayarak bir aydınlatıcıdır ve gerçekçi cevaplarıyla iyi bir model örnekliğidir.
Çocuğumuz kaç yaşında Allah’ı tanır? Bu sorunun her çocuk için standart kabul edilebilecek bir yanıtı yoktur. Her çocuğun farklı bir hikayesi ve anlam dünyası vardır. Bu açıdan her çocuk için Allah’ı keşfetme ve tanıma isteği gelişim sürecinin aynı noktasında olmayabilir. Çocuğumuzun Allah'ı keşfetme ve onunla ilgili sorular sormaya başlaması onun nasıl bir aile içinde büyüdüğüyle ilgilidir. Çocuk anne-babasının Allah’ı tesbih ettiğini ve sürekli Kur’an okuyup anlama çabası içinde olduğunu görürse Allah’ı tanımaya yönelik soruları elbette ki daha erken olacaktır.
Çocuklarımıza beş altı yaşlarından evvel eğer kendileri sormuyorlarsa Allah ile ilgili ayrıntılı bilgi vermek çok isabetli olmayabilir. Üç dört ve bu yaşın altındaki çocuklar zihinsel gelişim seyirleri açısından ‘soyut’ varlıkları algılayamazlar. Algı gelişimlerini aşan bir bilgiyi onlara vermeye çalışmak çocuğumuz için olumlu sonuçlar vermeyebilir.
Evimizde çocuğumuzun da içinde bulunduğu ortamlarda Allah’ın büyüklüğü, bizlere verdiği sayısız nimet ve güzelliklerin bizi mutlu ettiği gibi konuları konuşmak ve bu gündemi taze tutmak üç-dört yaş çocukları için uygun bir eğitim başlangıcı sayılır. Çocuklar oyun oynarlarken biz farkına varmasak da çoğu zaman yetişkinlerin konuşmalarına dahil olurlar. Böylece ev ortamında konuşulan ve konusu edilen her şeyden haberdar olurlar. Bu konuşma çocuğumuzun bilinçaltında toplanacak ve zamanla konusu edilen ve sürekli bahsi geçen Allah’ın kim olduğunu öğrenme isteği oluşturacaktır.
Her çocuğun kendine has bir anlam dünyası vardır ve her çocuk etrafında şahit olduğu olayı aynı açıdan görüp aynı analiz süzgecinden geçirmez. Ancak her çocuk farklı yöntem ve zaman dilimini kullansa da netice olarak öğrenmeyi arzular ve bilgi edinme sürecindeki en belirgin işareti sorduğu sorulardır.
Bir örnek olay olarak ele alacağımız Muhammed Faik evde sürekli Allah diye birinden bahsedildiğini duyar konusunun geçmediği bir gün dahi yoktur. Ve anladığı kadarıyla adı geçen Allah ailesinin çok sevdiği biridir. Aklına bir soru takılır ve annesine sorup öğrenmeye karar verir. Anne Allah kim? Anne bu soruya çok şaşırır. Nasıl cevaplandıracağını pek bilemez. “Allah bize istediğimiz her şeyi veren, bizi çok seven, bizim de kendisini çok sevdiğimiz yaratıcımızdır” şeklinde sorusunu cevaplar. Muhammed Faik sorusunun cevabını aldıktan sonra tatmin olur ve odasına döner. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Muhammed Faik'in aklına bir soru daha takılır. Ve hemen annesinin yanına gider. “Anne biz Ömer amcaları çok seviyoruz ve onların evine ziyarete gidiyoruz, onlarda bizim eve ziyarete geliyorlar. Peki biz Allah’ı çok seviyorsak neden onun evine gitmiyoruz?” Anne bu soruya oldukça şaşırmış ve dikkatle Allah’ın evi olmadığını oğluna anlatmaya çalışmış. Aldığı cevapla ikna olmayan Muhammed Faik bu kez başka bir soru sormaya karar vermiş. “Peki madem biz Allahın evine gitmiyoruz o neden bizim eve gelmiyor?”
Yukarda bahsi geçen hikayenin kahramanı Muhammed Faik üç-dört yaşlarında evde sürekli bahsi geçen Allah adında ve ailesinin çok sevdiği birinin farkına varmıştır. Farkına varış öğrenmeye giden yolda ilk adım olmuştur. Ardından farkına vardığı ve kendisinin hakkında bilgi sahibi olmadığı bu yabancıyı merak etmiştir. Merak, öğrenmeye giden yolda ikinci adımı olmuştur. Merakını gidermeye yönelik sorularını güvendiği ve kendisini bir kişi olarak ciddiye alacağına inandığı annesine yöneltmiştir. Bu öğrenme sürecinin en önemli aşamasıdır. Verdiğimiz cevap çocuğumuzun bu aşamadan sonraki yönünü belirleyecektir. Bu aşamada yapmamız gereken çocuğumuzun yeni sorulara yönelterek öğrenme sürecindeki yolunu kapamamaktır. Onu ciddiye alarak doğru ve anlaşılır cevaplar vererek öğrenme hevesini kırmadan hevesini destekleyerek yeni bilgilere yöneltmek olmalıdır. Muhammed Faik ile ilgili yazmış olduğumuz hikayemizin son bölümünde ise Muhammed annesinin verdiği cevaplar ve hayata dair deneyimleri sonunda Allah'la ailesinin sevdiği ve görüştüğü bir yakını arasında özdeş kurmuştur. Bu noktadan sonra yapmamız gereken Allah’ın insanlara benzemediğine dair ayrıntılı bilgiler vermeye çalışmak yerine çocuğumuzun algı düzeyinin biraz daha gelişmesini beklemek olmalıdır. Ayrıntılı ve teknik diyebileceğimiz itikadi açıklamalar yapmamız halinde ise çocuğumuz yüksek ihtimalle bu açıklamayı çok fazla anlamayacaktır.
Okul öncesi dönemin çocukları masal dünyasında yaşarlar. Olağan üstülüklerle donatılmış sihirli değnekleri, tılsımlı hayatları olan masal kahramanları ilgilerini cezbeder. Bu açıdan özellikle 5-6 yaş çocuğu çok net bir şekilde algılayamasa bile her şeye gücü yeten her seslendiğinde kendisini yanımızda bulduğumuz her şeyden ve herkesten büyük Allah'ın varlığını anlam dünyasında bir yere yerleştirebilir. Allah varlığı onun için bir anlamda masallarda dinlediği ve sürekli hayallerini kurduğu kahraman karaktere çok benzemektedir. Bu yaş çocuğu evde Allah ve ona layık kul olma gayretinin sürekli taze tutulması halinde Allah’a dair soruları daha çok olacaktır. Anlama süreci daha hızlı ve anladığı özümsediği ve öğrendiği bilgi daha kaliteli olacaktır.
Altı yaş çocuğuna Allah’la ilgili neler öğretiriz dediğimizde; Allah’ın yaratıcılığı ve sıfatları, gören gözeten ve dileklerimizi kabul eden bir güç olduğu, sahip olduğumuz tüm nimetleri bize verenin Allah olduğunu anlattığımızda anlayabileceklerdir. Bu bilinç sürecini tamamladıktan sonra Allah için biz neler yapabiliriz konularını işlemek ve bu konuda çocuklarımıza sohbet ortamlarında bazı aktarımlar yapmak Allah bilinciyle ilgili eğitimizin ikinci aşaması olacaktır. Bu konuda söyleyebileceklerimizin çerçevesi ise Allah iyi insan olmamızı ister, zor durumda olan insanlara yardım etmemizi öğütler gibi bilgiler olmalıdır. İyilik nasıl yapılır, iyi insan nasıldır, kötü insan nasıldır gibi açılımını yapabileceğimiz bilgiler de devamında anlatılır.
Bütün bu bilgileri anlatırken çocuğumuzun en önemli öğretmeni olma rolünü üstlenen ailelerin çok dikkat etmesi gereken konu; istemediği işleri yapanları çeşitli şekillerde cezalandıran bir Allah şeklinde çocuğumuzun kafasında eli sopalı bir öğretmen resmi oluşturabilecek tarzda anlatmamaktır.
Yüreklerimizdeki imanın adı “Allah insanı sevmiş ve ona sevmeyi öğretmiştir.” Merhamet etmiş ve insana merhameti öğretmiştir. Zulmün kötülüğün ve aşağılanmış bir yaşamın karşında olmayı insana layık görmüştür. Çocuklarımızı hayatımızın en güzel rengi ve imtihan vesilesi kılmıştır. Geleceğimizi inşa etme şansını çocuklarımızın eliyle bizlere vermiştir.
Ayakları yere sağlam basan kişiler, nitelikli ve bilinçli sahih bir İslam anlayışına sahip nesiller yetiştirmek için biz anne babaların daha fazla çalışması, dikkatli olması ve daha bilinçli davranması gerekmektedir.
YAZIYA YORUM KAT