Cinsel sapkınlık ideolojisi Türkiye’de ‘kelle’ aldı!
İfade hürriyetinin en yılmaz savunucusu olması gereken Baroların, karşı görüşe tahammül dahi edememeleri ve yargısız cezalandırma sistemiyle avukatları sindirmeleri, LGBT ideolojisine teslim oldukları anlamına gelir.
Ersin Çelik / Yeni Şafak
Gündemimiz Gazze. Gündemimiz İsrail’in barbarlığı, vahşeti. Gündemimiz modern Batı’nın modern Haçlı Seferi. Günümüz, gündemimiz Gazze halkının tüm dünyanın gözleri önünde yok edilmesi. Ancak bugün Türkiye gündemine döneceğim. Dostum İsmail Kılıçarslan önceki günkü, memleketteki ‘Kemalist zorbalık’ yazısına; “Gazze gündemine ara vermiş gibi olmak istemem ama yazmazsam çatlayacağım. O yüzden sizden de, Filistinli kardeşlerimizden de özür dileyerek yazayım” diye başlamıştı. Ben de memleketteki “LGBT zorbalığının” geldiği noktayı yazmak için aynı özrü diliyorum.
Eşcinsel yaşamı benimsemek, bir tercih değil artık. Dünyanın egemenleri, dev markalar, medya kuruluşları, Amerika ve Avrupa devletleri bu normal olmayan, ya da dümdüz ifade etmek gerekiyor; sapkın yaşam biçimi üzerinden yeni bir “ideoloji” inşa ettiler. Ben adına ‘LGBT ideolojisi’ diyorum. Sözde bayrağı olan, güçlü lobileri olan, ünlü savunucular edinen ve en önemlisi de iletişim araçlarını çok üst seviyede kullanan; baskın, ‘ötekileştirme mağduriyetiyle ötekileştiren', faşizmin de ötesine geçen bir anlayış. Bu yeni üstün dünya görüşü, kendileri gibi düşünmeyen, yani eşcinselliği yaşamasa da desteklemeyen herkesi yok etmek prensibiyle hareket ediyor. Şöyle bir bakın; devletler, anayasalar, iç hukuklar, liderler, şirketler, sivil toplum kuruluşları, dizi ve film sektörü, futbol kulüpleri, konvansiyonel medya ve de sosyal medya büyük oranda bu LGBT ideolojisine teslim olmuş vaziyette. Yazdıklarımı abartılı bulanlar olacaktır ama gözlemlerimin arkasındayım ve bu dalga üzerimize üzerimize geliyor. Çünkü nüfuz ettikleri her ortamda normali savunanları sindiren LGBT ideolojisi Türkiye’de de “kelle almaya” başladı. Hem de bir hukuk örgütlenmesinde alındı o kelle. Bir avukata, -LGBT ideolojisinden alınan güçle- görece hukukun kol gezdiği Ankara Barosu’nda açıkça hukuksuzluk yapıldı.
Avukat Merve Ayvalı, geçtiğimiz 14 Haziran’da kayıtlı olduğu Ankara Barosu’nun LGBT etkinliğini sosyal medya hesabından eleştirmişti. Şunu yazmıştı Ayvalı: “Ankara Barosu LGBT ideolojisinin propagandacısı olmuş, Ankara Barosu’na kayıtlı bir avukat olarak sessiz kalmıyorum, bu etkinlik iptal edilmelidir.” Ankara Barosu, hakkında disiplin kovuşturması başlattı. Merve Ayvalı sadece Baroya kayıtlı avukat değil aynı zamanda Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin de başkan yardımcısı ve çocuk hakları ile kadın hakları merkezlerinin üyesi. Kendisini tanıyor, takip ediyorum. Beş yıldır çocuk hakları için çalışıyordu. Bu merkezin çatısı altında okullarda eğitimler yapılıyor, çalıştaylar düzenleniyor ve adli süreçteki çocuk hak ihlallerine yönelik çalışmalar yürütülüyor.
Ankara Barosu Yönetim Kurulu önceki gün aldığı kararla Avukat Merve Ayvalı’yı, Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcılığı görevinden aldı, üyeliklerden çıkardı ve hakkında disiplin kovuşturması başlattı.
Bitmedi. Disiplin kovuşturmasının sonucuna göre, Ankara Barosu, Avukat Merve Ayvalı’yı geçici olarak meslekten çıkartabilir. Hukukçuların, bir hukukçuyu, hukuki bir yargılama olmadan, hukuk alanında çalışamaz hale getirmesi akıl tutulması değil de nedir? Evet, akıl tutulması. Hiç şaşırmamak gerekiyor. Çünkü LGBT ideolojisi, her türlü hukukun, anayasanın, insan hakları sözleşmesinin hatta yaradılışın üzerinde görüyor kendini. Erkeği erkek, kadını kadın olarak kabul etmeyen bu ideolojinin; bir avukatı, başka avukatların eliyle meslekten men etmeye kalkması günümüzde anormalliğini yitirmiş bir normalliktir aslında.
İfade hürriyetinin en yılmaz savunucusu olması gereken Baroların, karşı görüşe tahammül dahi edememeleri ve yargısız cezalandırma sistemiyle avukatları sindirmeleri, LGBT ideolojisine teslim oldukları anlamına gelir. Muhtemelen Ankara Barosu bu yazımdan dolayı bana da dava açacaktır. Meslektaşlarını meslekten men edecek kadar LGBT ideolojisine teslim olan bu sözde hukukçuların beni es geçmeleri zaten anormallik olur.
Bugün Gazze’ye çöreklenen ve içindeki bir avuç insanı yok eden emperyalist Batı, LGBT ideolojisiyle de gençlerin ve çocukların zihinlerini işgal ediyor. İnsanlık modern dünyada her alanda, her mecrada baskı altında ve büyük sınavlar veriliyor. Emperyalist Batı zihniyetine teslim olan, üyelerini LGBT ideolojisinin dayatmasıyla yargılayıp cezalandıran bir Baro, bu ülkede kimsenin hakkını savunamaz, savunacağını da iddia edemez.
Avukat Merve Ayvalı’nın uğradığı “LGBT zorbalığı”, Türkiye’nin nasıl bir zihin işgaliyle karşı karşıya olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Umarım görmesi gerekenler görür, büyük tehlikeyi fark eder ve alınması gereken önlemler de bir an önce hayata geçirilir.
HABERE YORUM KAT