
Çin’in Suriye ile ilişkileri üzerine
Çin'in Suriye'ye yaklaşımı muhtemelen yeni hükümetin kendi saflarındaki Uygurlar konusunda ne yapacağına bağlı olacaktır.
Rosaleen Carroll’ın al-monitor’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.
Beşar Esed'in gitmesiyle birlikte Suriye'nin dış ilişkileri önemli ölçüde değişiyor. Bu değişikliklerin ortasında, bir zamanlar Esed'in dostu olan Çin, - yeni Devlet Başkanı Ahmed el-Şara'nın iktidarı devralmasından bu yana – yapılan iki toplantıyla yeni Suriye hükümetiyle görüşerek ilişkilerinde yeniden ayarlama yapıyor.
En son görüşme çarşamba günü Suriye Dışişleri Bakanı Esad el-Şibani'nin, Çin'in Suriye Büyükelçisi Shi Hongwei başkanlığındaki bir Çin heyetini Şam'da ağırlamasıyla gerçekleşti. Suriye Devlet Haber Ajansı SANA'ya göre Şibani, Suriye ile Çin arasındaki “ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurgularken” Hongwei de “işbirliğini geliştirmeye hazır olduklarını ifade etti.”
Hongwei geçtiğimiz ay, liderliğini yaptığı isyancı grubun Aralık 2024'te Esed'i devirmesinin ardından iktidara gelen Şara ile bir araya gelmiş ancak görüşmenin detayları açıklanmamıştı.
İlişkileri nasıl şekillenirse şekillensin, Çin ve Suriye arasında ileriye dönük olarak iki temel mesele söz konusu olacak. Çin, her şeyden önce ‘Suriye'deki herhangi bir Uygur varlığının Çin güvenliğine tehdit oluşturmamasını’ sağlamaya çalışıyor. Öte yandan Suriye, uzun süren bir savaşın ardından yeniden inşasına yardımcı olacak yabancı aktörler arıyor. Suriye'yi yeniden inşa etmenin maliyetinin 250 milyar ila 400 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Suriye halihazırda Avrupa'dan milyarlarca dolarlık yardım almış durumda ancak uzun vadede yeniden inşası çok daha fazla yatırım gerektirecek. Teorik olarak Çin, yeniden inşa masraflarına yardımcı olmak için iyi bir konumdadır, ancak Uygur engeli ve uluslararası yaptırımlar Çin'in herhangi bir müdahalesi için zorluk teşkil etmektedir.
Çin'in Suriye'deki ikilemi
Esed döneminde Pekin ve Şam zaman zaman ılımlı da olsa dostane bir ilişki sürdürdü.
Suriye 2022 yılında Çin'in “Kuşak ve Yol Girişimi'ne” (Çin tarafından 2013 yılında başlatılan büyük bir küresel altyapı ve ekonomik kalkınma projesidir. Bu girişim, eski İpek Yolu'ndan ilham alarak Asya, Avrupa ve Afrika'yı birbirine bağlamayı amaçlayan bir yatırım ve iş birliği planıdır) katıldı. 2023 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Suriye'de 2011 yılında başlayan acımasız iç savaşın ardından Esed'i resmi olarak ağırlayan ilk dünya liderlerinden biri oldu. Esed'in ziyareti sırasında iki ülke stratejik bir ortaklık anlaşması imzaladı. Ancak ne bu ortaklık ne de Suriye'nin “Kuşak ve Yol Girişimi'ne” katılımı somut bir eyleme dönüşmedi. ABD'nin ve uluslararası kuruluşların Suriye'ye uyguladığı ve bugün de birçoğu yürürlükte olan yaptırımlar ‘Çin yatırımlarını’ caydırdı.
Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Grant Rumley'e göre, yatırım ve ortak proje eksikliğine rağmen, Esed döneminde iki ülke arasında “iyi bir çalışma ilişkisi” vardı. Rumley'e göre “Çin, ‘rejime diplomatik koruma sağlayacak’ ve rejim de Çin'in Suriye'deki en önemli önceliği olan ‘Uygur savaşçıların Çin'e dönmesini engellemeye yardımcı olacaktı.’”
Esed'in gitmesiyle birlikte Çin, Suriye'deki militan Uygur varlığı konusunda tedirgin. Suriye ve Çin hükümetlerinin 2018 tahminlerine göre Suriye'de ayrılıkçı Türkistan İslam Partisi'nden (TİP) yaklaşık 2.000 ila 5.000 Uygur militan bulunuyor. Birçoğu on yıldan uzun bir süredir Suriye'de bulunan TİP üyeleri, Esed'i devirmek için Suriyeli muhalif grup Heyet Tahrir el-Şam ile birlikte savaştı ve bazıları şimdi Suriye devlet güçlerine katıldı. 2017'de Suriye'deki bir Uygur militan Associated Press'e “Tek istediğimiz silahları nasıl kullanacağımızı öğrenmek ve sonra Çin'e geri dönmek” dedi.
Öncelikli olarak Türkistan İslam Partisi
TİP'in aralık sonunda yaptığı açıklamaya göre; Şara hükümeti tarafından üç Uygur savaşçıdan biri tuğgeneral, ikisi albay rütbesine terfi ettirildi. Al-Monitor'un ulaştığı Çin'in Washington Büyükelçiliği'nden bir sözcü ‘Pekin'in Şam'dan TİP'e karşı önlem almasını istediğini’ söyledi.
Sözcü, “Suriyeli geçici yetkilileri terörle mücadele yükümlülüklerini yerine getirmeye ve Türkistan İslam Partisi olarak da bilinen Doğu Türkistan İslami Hareketi de dâhil olmak üzere Güvenlik Konseyi listesindeki tüm terör örgütleriyle mücadele etmek için kararlı önlemler almaya çağırıyoruz” dedi. Hareket 2002 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü olarak tanımlanmıştı.
Çinli yetkili; Pekin'in “Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi” konusunda ısrarcı olduğunu da sözlerine ekledi.
Yetkili, “Uluslararası toplumun yardımıyla Suriye'nin siyasi geçiş sürecini istikrarlı bir şekilde ilerletmesini ve erken bir tarihte barış ve istikrarı yeniden tesis etmesini içtenlikle umuyoruz” dedi.
Şara'nın HTŞ'si ile TİP arasındaki yakın ilişki Çin için endişe verici. Rumley: “Şara'nın yükselişi Çin'in Suriye'deki çıkarları için bir geri adımdır” dedi.
Rumley: “ABD, Avrupa ve Rusya yeni Suriye hükümetine yaklaşımlarını daha geniş bölgesel hedefleri doğrultusunda ayar çekiyor. Çin'in çıkarları ise biraz daha sınırlı” diyor. Suriye'de koruyacak önemli bir varlığı bulunmayan Çin'in odak noktası ‘Uygurların militan bağlantıları’ olmaya devam ediyor.
Çin'in hesapları
Çin'in Sincan eyaletinde yoğunlaşan ve Türkçe konuşan Müslüman bir etnik grup olan Uygurlar uzun zamandır Pekin'in başını ağrıtıyor. Çin hükümeti on yıllardır Uygurlara karşı temkinli davranıyor ve onları militanlıkla suçluyor. 2009 yılında Sincan'da ayaklanmaların patlak vermesinin ardından Çin hükümeti azınlık grubuna karşı o zamandan beri devam eden kararlı bir baskı başlattı.
2023 tarihli bir ABD insan hakları raporuna göre, 2017'den 2023'e kadar Çin'in bir milyondan fazla Uygur'u yargısız gözaltı ve yeniden eğitim kamplarında alıkoyduğu ve bunun yanı sıra onları zorla çalıştırma, gözetim, zorla kaybetme ve istemsiz kısırlaştırmaya maruz bıraktığı iddia ediliyor. 2022 tarihli bir BM raporu bu eylemleri insanlığa karşı işlenmiş suçlar olarak nitelendirmiş, ancak Pekin bu suçlamaları reddetmiştir. Çin, Sincan'daki gözaltı merkezlerinin ‘radikalizm ve terörizmle' mücadele için gerekli olduğunu savunuyor.
Stimson Center'da kıdemli araştırmacı, Doğu Asya Programı eş direktörü ve Çin Programı direktörü olan Yun Sun Al-Monitor'a verdiği demeçte Çin'in Suriye ile ilişkilerinde “Uygur meselesinin çatışma sonrası yeniden yapılanma da dâhil olmak üzere her adımda engel teşkil edeceğini” ifade etti.
Çin, Suriye'de de Uygur grupların faaliyet gösterdiği Taliban yönetimindeki Afganistan'dakine benzer bir tutum takınabilir. “Al-Monitor'a konuşan Sun, “Uygur militanların sınır dışı edilmesi Taliban'ın Çin tarafından diplomatik olarak tanınması için bir ön koşul oldu. Nitekim Çin, Uygur grupların Çin sınırından uzaklaştırılması karşılığında Taliban'a diplomatik ve ekonomik teşvikler sundu. Çin 2024'te Taliban'ın Pekin elçisini resmen tanıdı.
Çin benzer bir yöntem kullansa bile teşvik oluşturmak zor olabilir. Suriye hala yoğun bir yaptırım ağı altında. AB ve Birleşik Krallık, Suriye'ye yönelik bazı yaptırımları askıya almış olsa da, halen pek çoğu devam ediyor. ABD ise ocak ayında altı aylık yaptırım muafiyeti ilan etti ve Al-Monitor'dan Elizabeth Hagedorn'un salı günkü haberine göre Washington Suriye'ye bir dizi koşul sundu. Suriye bu koşulları yerine getirene kadar ABD yaptırımlarının (ve ikincil yaptırımların) geniş bir bölümü yürürlükte kalacak ve bu da yabancı yatırım ve yardımları zorlaştıracak.
Sun, Çin'in “bu politikada acele etmek yerine sabırlı bir bekle ve gör yaklaşımı benimseyeceğini” öne sürdü. Ancak gelecekteki herhangi bir politikanın Uygur meselesine dayanacağını belirten Sun, “Orta Doğu'daki bölgesel güç dengesi gibi diğer şeylerle karşılaştırıldığında Uygur meselesi Çin'in doğrudan ilgi alanıdır” dedi.
Suriye kendini ve dış ilişkilerini yeniden inşa etmeye çalışırken, Çin için Suriye bir fırsat olabilir. Suriye'nin yeniden inşası için yardıma ve yatırıma ihtiyacı var. Çin'in de bu konuda yardımcı olacak imkânları var, ancak her halükarda Pekin'in yaklaşımı Suriye'nin “Uygur sorununu” ele alma konusundaki tavrına bağlı olacak.
HABERE YORUM KAT