HAKSÖZ HABER

Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı etnik, dini ve kültürel soykırım bir zamandır dünyanın gündeminde. Çin, Doğu Türkistan’ı vahşet politikaları ile insansızlaştırırken kimse gerçek anlamda bir şey yap(a)mıyor!

Milyon ile ifade edilen insan, toplama kamplarında fiziksel ve zihinsel şiddet ile karşı karşıya. Müslüman kadınlar evlerine Çinli erkekleri almak zorunda bırakılıyor. “Selamunaleyküm” demek ve sakal bırakmak dahi suç olarak sayılabiliyor.

Dünyadaki Doğu Türkistan diasporası ise gün geçtikçe genişlemekte. Memleketlerinde yaşam hakkı bulamayan Doğu Türkistanlılar dünyanın dört bir yanına dağılıyor. Türkiye ise Doğu Türkistanlıların hicret etmeyi tercih ettiği ülkeler arasında.

Doğu Türkistanlı mülteciler Ankara ve İstanbul’daki Çin temsilciliklerinin önünde yaptıkları eylemlerle seslerini duyurmak istiyorlar. Zaman zaman polis engeli ile karşılaşan mültecilerin yapabilecekleri çok fazla bir şey yok!

Mülteciler daha önce kamplardaki aile üyelerinden haber almak istediklerini ilan etmişlerdi. Çin’in Ankara Büyükelçiliği ise sosyal medyadan yaptığı paylaşımla resmen bu isteği tahfif ve tahkir etmeye çalıştı.

Kamplardaki aileleri ile görüştürüldüğü anlaşılan mültecilerin “duygu dolu anlar” yaşadığını ifade eden Büyükelçilik, paylaşımında Sincan olarak ifade ettikleri Doğu Türkistan’ın adını bile zikretmemeye çalışıyor. “Sıcak ve duygu dolu geçen görüşmede özlem gidererek birbirlerine iyi dileklerini ilettiler.” ifadesinden Çin Komünist Partisi’nin Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin acısını bir propaganda malzemesi olarak kullandığı anlaşılıyor.

Bizzat Büyükelçi gözetiminde gerçekleşen “duygu dolu” anlar zalim Çin rejiminin alçaklığını da gösteren bir hüviyete sahip. Müslümanların acısı ile dalga geçen ÇKP’nin bunu Ankara Büyükelçiliği eliyle yapması ise durumun vahametini gösteriyor!