Cinayetten İki Gün Önce
8 yıl sonra ilk kez titizlikle ve kimseyi koruma kaygısı güdülmeden yürütülen Hrant Dink cinayeti soruşturmasında sekiz yıl boyunca saklanan bilgiler, belgeler bir bir ortaya çıkıyor. Bugüne kadar dokunulamayan isimlere dokunuluyor.
Cinayetten iki gün önce
Yıldıray Oğur / Türkiye
Üzerinden sekiz yıl geçti. Savcılar, hakimler değişti. Davaya kamuoyunun ilgisi azaldı, daha az haber olmaya başladı. Cinayette ihmali olan devlet görevlilerine yönelik soruşturma son olarak 17 Aralık operasyonunu yapan savcı Muammer Akkaş’taydı. Yıllarca soruşturmaları hasıraltı eden savcı Akkaş, görevden alınınca, kamuoyunun solundan destek için “Tam da Dink davasında adım atacaktım” diye dalga bile geçti.
Ama ardından soruşturmayı alan savcı bugüne kadar dokunulamayan polis şeflerini ifadeye çağırdı, bir kısmının tutuklanmasına karar verildi.
8 yıl sonra ilk kez titizlikle ve kimseyi koruma kaygısı güdülmeden yürütülen Hrant Dink cinayeti soruşturmasında sekiz yıl boyunca saklanan bilgiler, belgeler bir bir ortaya çıkıyor. Bugüne kadar dokunulamayan isimlere dokunuluyor.
Soruşturmanın yakında iddianamesinin çıkması bekleniyor.
O iddianamenin detaylarını ilk kez dün gece Ceren Kenar’la birlikte hazırladığımız TRT Haber’de yayınlanan Şimdi ve Burada programında yayınladık.
İddianamede halen tutuklu olan şüpheliler Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Coşkun Çakar, Fethullah Gülen cemaati adına kurulan suç örgütünün yöneticileri olmak, Hrant Dink cinayetini tetikçinin adını bile bilmelerine rağmen örgüt menfaatleri için izlemekle yetinmek ve böylece tasarlayarak bir kişiyi kasten öldürmeye yardım etmekle suçlanıyor.
Soruşturma dosyasına göre, Yılmazer’in Emniyet İstihbarat Dairesi içinde 2006 yılında kurduğu ve 2012 yılına kadar resmiyet kazanmayan c-5 şubesi, Ergenekon’dan Balyoz’a bütün davaların tasarlandığı yasa dışı gizli bir yapılanma.
İlk kez geçen hafta Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın yazdığı savcının ulaştığı 8 yıldır kayıp olan 14.09.2006 tarihli Trabzon Emniyeti’ne ait bir F-4 raporuna göre ise polis, Hrant Dink’i öldürecek tetikçinin adının “Ogün” olduğunu cinayetten 4 ay önce biliyordu.
Şimdi ve Burada ekibi ise yine 8 yıldır gündeme gelmemiş Trabzon Emniyet İstihbaratı’nın Ankara’daki Emniyet İstihbarat Dairesi’ne gönderdiği Hrant Dink’le ilgili başka bir rapora daha ulaştı.
Savcının geçen eylül ayında Trabzon Emniyet İstihbaratı’nda yaptığı araştırmada bulduğu Hrant Dink’le ilgili 9 klasör içinden çıkan raporun tarihi 17 Ocak 2007.
Yani cinayetten sadece iki gün öncesine ait bu rapor.
Dört istihbarat polisinin imzasını taşıyan raporda şöyle deniyor:
“17 Ocak 2007 günü bir konu gereği ilimiz Pelitli beldesinde bulunan polis okulu civarına gidildiğinde, Yasin Hayal isimli şahıs da Vizyon isimli kahvehaneden çıkarken görüldü.”
17 Ocak tarihi çok ilginç çünkü o gün Yasin Hayal ve arkadaşları, tetikçi Ogün Samast’ı bayrak ve silah vererek otogardan İstanbul’a yolcu etmişlerdi.
Yani polis Ogün Samast’ın İstanbul’a gönderildiği gün bile grubu takipteydi.
Savcıya göre bu raporda anlatıldığı gibi polisin Yasin Hayal’le karşılaşması bir tesadüf de değildi
Çünkü raporun altında imzası olan istihbaratçı polisler uzun süredir Yasin Hayal’i takip etmekteydi, cinayetten sonra da Yasin Hayal ve arkadaşlarını kolayca hep birlikte bulup yakalamıştı.
Yani polisler cinayetten iki gün önce Hayal’in Samast’ı uğurlamasında da takipteydi.
Soruşturmada 8 yıldır kayıp olan bu raporların nasıl kaybedildiği de ortaya çıktı. Trabzon Emniyet İstihbaratı’nın bütün rapor ve belgelerinin bulunduğu bilgisayar terminali Hrant Dink cinayetinden ne büyük bir tesadüf ki sadece 9 gün önce arızalandı ve Ankara’ya emniyet istihbarat dairesine gönderildi.
Fakat terminalin Emniyet Genel Müdürlüğü’ne giriş ya da tamiriyle ilgili herhangi bir kayıt bulunamadı.
Savcının ulaştığı bilgilere göre işte o terminaldeki belgeler Ankara’da yok edildi.
Peki, tetikçinin Trabzon’dan İstanbul’a gönderildiği gün bile cinayeti işleyen Yasin Hayal ve arkadaşlarını takip edenler, daha önceki raporlardan bildiğimize göre İstanbul’a gönderilen tetikçinin adının “Ogün” olduğunu dört aydır, hedefindeki kişinin Hrant Dink olduğunu bir yıldır bilenler, cinayet anına kadar da bu takibi sürdürmüş olabilir mi?
Cevabını bekleyen sıradaki soru bu…
O yüzden şimdilerde kimse siyaseten faydalı bulmadığı için ilgilenmese de hepimizin gözü 8 yıl sonra düğümün çözülmeye başladığı Hrant Dink cinayeti soruşturmasında olmalı...
HABERE YORUM KAT