1. YAZARLAR

  2. Yavuz Bahadıroğlu

  3. Çıktık (mı) Açık Alınla?
Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Çıktık (mı) Açık Alınla?

17 Mayıs 2010 Pazartesi 00:15A+A-

Başöğretmenim Hikmet Bey, (çocukluğumun ilkokullarında başöğretmen vardı) bizi askerler gibi uygun adım yürütürken (ilkokulun bahçesinde) marş söyletmeye pek meraklıydı...

 “Şimdi çocuklar, hep birlikte Onuncu Yıl Marşı’nı söyleyeceğiz. Söylemeyip de, söyler gibi yapanın dişlerini sökerim! Rahat. Hazıroool. Uygun adım, maaarş. Bir, ki.. bir ki...”
Biz asker değil çocuktuk sonuçta, ama o hepimizi asker gibi görürdü. Köy Enstitüsünde asker gibi yetiştirilmenin etkisi miydi, yoksa yedek subaylığından kalma bir heves mi, bilmiyorum.
“Başlıyoruz, çocuklar hadi: Çıııktık aaçık aalınla, oon yıldaa her savaştaaan...”
Bağırmaktan gırtlaklarımız yanıyordu, fakat Başöğretmeni memnun edemiyorduk.
Ne kadar bağırdıksa, gırtlaklarımızı ne kadar acıttıksa yaranamadık.
“Daha gür, daha gür!” diye gürleyip durdu, “hadi baştan alıyoruz.”
Çıktık açık alınla, on yılda her savaştan,
On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan.
Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,
Demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan.”
Türk’üz cumhuriyetin, göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri.” (Yıllar sonra bu marş yeniden moda oldu, peki ama daha iyi marşlar yazamayan sefaleti sorgulamak neden kimsenin aklına gelmiyor)
“On yılda onbeş milyon” deyip duruyorduk, ama bunu söylerken cumhuriyetin otuzuncu yaşına girdiğini, nüfusumuzun ise yirmibeş milyona dayandığını da biliyorduk. Yine de “On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan” derken, başımız bulutlara ulaşıyordu. Ne de olsa büyümek, gelişmek için nüfus çokluğunun şart olduğunu öğretmişlerdi bize.
Bir gün nüfus çokluğuna tıkanıp bundan yakınacağımızı, geri kalmışlığımızı nüfusun çokluğuna bağlayacağımızı ve doğum kontrol haplarını devlet eliyle dağıtacağımızı söyleseler inanmazdım.
Tuhaf, ama hâlâ aynı marşlar söyleniyor okullarımızda. Sadece okullarımızda değil, hemen her resmi açılışta esas duruşta, alkışlar eşliğinde bir ağızdan söyleniyor.
Bir taraftan nüfus çokluğuyla övünüyoruz, bir taraftan doğum kontrolü uyguluyoruz. Ne de olsa biz şaşıra şaşıra şaşırmamayı öğrendik, ama çocuklarımız şaşırıyor. Şaştıklarıyla kalsınlar!..
Sakın ötesini-berisini karıştırmasınlar, sorgulamasınlar, çelişkilerin hesabını kimselere sormaya kalkışmasınlar!
Başöğretmen Hikmet Bey gelir de, alimallah dişlerinizi söker.
¥
“Türk önde Türk ileri” diye övüne-gerine geldik yirmibirinci yüzyıla: Baktık tren çoktan kaçmış. Meğer biz bağıra-çağıra ideolojik marşlar söylerken, atı alan Avrupa Birliği’ni kurmuş. Teknoloji almış başını gitmiş. Onuncu Yıl Marşı’nın yazıldığı yıllarda, Avrupa ortalaması olarak kişi başına bin dolar bile düşmezken, geçmiş bu rakam otuz bin dolarların ötesine.
Biz saf saf “Demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan” böbürlenmelerinde teselli arayıp “laikliğe uzanan elleri kırar”ken, Onuncu Yıl Marşı’nı yeniden moda yapan kesimin en uyanıkları banka kurup 55 milyar dolarımızı hortumladı...
* Bütçenin yarısına yakını iç ve dış borçların faizine gidiyor...
“Çıktık açık alınla, on yılda her savaştan,
On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan.”
* Toplumun yüzde 30’u kaçak elektrik kullanıyor... Bu oran Doğu’da yüzde 50’ye ulaşıyor. İşadamlarının yüzde 60’ı rüşveti doğal sayıyor.
“Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,
Demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan.”
* Tüm vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 75’i otomatikman faize akıyor...
* Türkiye’de 1368 kütüphaneye karşılık 400 bin kahvehane ve 15 bin meyhane var...
* 75 saniyede bir trafik kazası oluyor... İkibuçuk saatte bir kişi bu kazalarda ölüyor. Her beş dakikada bir kişi yaralanıyor...
* Türkiye, dünyanın en çok tatil yapan üçüncü ülkesi..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT