Ciğeri Beş Para Etmez Bir Despotla Barış Yapmaya Çağırmak
Sefa Saygılı, “Barış için Esed’le görüşelim anlaşalım” lakırdısını dilinden düşürmeyen Esed lobisinin sahtekârlığına değindiği yazısında Esed’in neden muhatap almaya değmeyeceğinin gerekçelerini gayet yalın şekilde sıralıyor.
Sefa Saygılı’nın Yeni Akit’teki köşesinde yayınlanan “Esad’la Görüşmek Barış Getirmez” başlıklı yazısının (15 Eylül 2018) konuyla alakalı kısmı şöyle:
Son zamanlarda muhalefet ve Maocular başta olmak üzere bazı çevreler, “Suriye’de barışı tesis etmek için Beşar Esad’la Türkiye olarak görüşmeliyiz” tezini sürekli dillendiriyorlardı. Onlara göre yüzyılın en kanlı canisi unvanını çoktan hak etmiş Esad sanki kanatsız melekti.
İşte bu tartışmalar sürerken MİT müthiş bir operasyona imza attı ve Reyhanlı’da 53 kişinin hayatını kaybettiği katliamın faillerinden terörist Yusuf Nazik’i Suriye’nin Lazkiye şehrinde paketleyerek Türkiye’ye getirdi.
Yusuf Nazik, “Bana katliam emrini Suriye istihbaratı verdi” itirafında bulundu. Zaten biliniyordu ama korkunç katliamın Esad’ın emri ve desteği ile yapıldığı kesinleşmiştir. Kısacası Esad eli kanlı katil olduğunu defalarca ispat ettiği gibi karanlık ve çirkin yüzünü bir kere daha göstermiştir.
Bu acı gerçekler ortadayken Esad’ı savunanları anlamak mümkün değil. Esad’la görüşme isteyenlere onun nasıl bir zalim olduğunu bazı yaptıklarını hatırlatmak için kısaca tekrarlayalım:
Esad ülkesinde, üstelik kendi vatandaşı olan 1 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olmuş yüzyılın en canisidir. Hiç acıması, merhameti olmayan zalimdir.
Yine milyonlarca Suriye vatandaşı kendi ülkelerinin içerinde yer değiştirmiş, göç etmiştir. Öyle ki 21 milyonluk Suriye’de 14 milyon kişi topraklarından, evlerinden, eşyalarından, hayvanlarından, çevrelerinden, hatıralarından koparılmıştır. Bu insanların çoğu yurtdışına kaçmıştır. Sadece Türkiye’de 3 milyonun üzerinde Suriyeli vardır. 2 milyonu da sınırımıza dayanmış durumdadır.
Ülkesini açlığa, yoksulluğa, felakete uğratmış uğursuz biridir. Bebekler ve çocuklar yiyecek bulamamaktan, hastalar ilaçsızlıktan ve hekim olmadığından ölmektedir. Bunların yani 7 yıldır süren iç savaşın baş müsebbibi Esad’dır.
Esad kendi halinde siviller olan vatandaşlarının üzerine bombalar yağdırmakta, çocuk ve kadınlar başta olmak üzere insanları katletmektedir. Böylesine bir zalim tarihe en acımasız, en merhametsiz tiran olarak geçecektir.
Esad, kendi vatandaşlarının üzerine kimyasal zehir atarak katleden, uluslararası anlaşmalara göre kesinlikle yasak olmasına rağmen kimyasal silahlar kullanarak insanlığa ihanet etmiş biridir. Üstelik bu saldırıları bir savaşta düşmanlarına karşı değil kendi insanlarının üzerinde uygulamıştır.
Yine on binlerce Suriye vatandaşına işkence eden, suçsuz yere hapislerde inleten zalimdir. Pazar yerlerine bombalar yağdıran teröristtir.
Hatay Reyhanlı’ya terör saldırısı düzenleyerek 53 insanımızın hayatını kaybetmesine sebep olan DHKPC’li Mihraç Ural adlı teröristin arkasında Esad olduğu son operasyonla kesinleşmiştir. Üstelik bu teröristi Suriye’yi temsilen Rusya’nın Soçi şehrindeki toplantıya göndermiştir.
Hangi birini yazalım? Esad zalimdir, katildir, teröristtir, eli kanlı diktatördür. Türkiye Cumhuriyeti ise her zaman mazlumun ve haklının yanında yer almayı şiar edinmiş tutarlı ve insaflı bir devlettir. Kendi insanına dahi zulmün her türlüsünü reva gören böyle biriyle Türkiye niçin görüşsün ki? Onun kanlı elini niçin sıkarak tertemiz eline kan bulaşmasına neden sebep olsun ki?
Barış; Esad’la görüşmekle olmaz. Aksine Esad oldukça ve durdukça Suriye’de barış olmayacaktır. Barışın ilk şartı Esad’ın tarihin çöplüğünü boylamasından geçmektedir.
Esad’a yakınlık gösterenlere gelince, onlar bu sayısız faciadan ve son yakalanan terörist Yusuf Nazik’in itiraflarından sonra gerçeği görebilecekler midir? Sanmıyoruz. Çünkü onlar ideolojik saplantılarının esiridirler. Bu acınası tipler Türkiye’nin menfaatini ve iyiliğini değil kendi sapık ve aşağılık ideolojilerini düşünmektedirler.
HABERE YORUM KAT