CHP'nin en kritik dönemi
Meclis'teki "Açılım" oturumları Türkiye'yi, çok önemli bir siyasi dönüm noktasına getirdi.
Bu, CHP'nin kendi geçmişi ile yüzleşmesi hadisesidir.
Ve, Türkiye'deki sancıları çözümleme noktasında son derece hayatidir.
Bombanın pimini CHP Grup Başkanvekili Onur Öymen çekti.
"Dersim'de analar ağlamadı mı" sorusunun böylesine bir yüzleşme-hesaplaşma ortamı oluşturacağını tahmin edebilir miydi bilmiyorum.
Ama şu anda, bütün savunmaları, dosyanın kapatılmasına yetmiyor ve CHP, tepeden tırnağa irdeleniyor.
Bu irdelemede, CHP'nin memleketi tek başına yönettiği "Tek Parti" döneminin masaya yatırılması kaçınılmaz.
Tek Parti dönemi masaya yatırıldığında da, 27 yıllık uygulamanın kare kare taranacağı muhakkak.
Onur Öymen, diplomasiden gelen söz ustalığı ve mantık kurnazlığı ile konuyu en kritik noktaya getirmiş bulunuyor.
Bunun "Atatürk'e havale" yöntemi olması tabiidir.
-CHP'nin o günkü lideri Atatürk'tür. Ne yapıldıysa Atatürk yaptı ve bugün, Atatürk'ün koltuğunda oturanlara da yapılanları savunmak düşer.
Öymen bunu söylüyor.
-Baykal nerede duracak, sorusu önüne geldiğinde, çok net biçimde cevaplıyor:
-Nerede duracak, Atatürk'ün koltuğunda oturduğuna göre onun yaptıklarını savunacak.
-Peki ya Dersim'de olan bitenler? O da savunulacak mı?
-İsyanlar bastırıldı, tabii ki savunulacak.
-Ama ya mağaralarda insanların fareler gibi zehirlenmesi... Aleme ibret olacak bir ders verilmesi... Şehrin havadan uçaklarla bombalanması... Çoluk çocuk demeden yapılan sürgünler... Arabaların far ışığında yapılan idamlar... Onlara ne demeli?
İşte burada ip kopuyor.
Baykal duruyor, bir soluklanıyor.
Evet tüm bunlar, CHP'nin Dersim dosyasında yer alıyor. Ne demeli bunlara?
Bir de ortada, oldum olası CHP'ye oy veren Alevi kitlesi var.
Alevi kitlesi ayakta.
Tunceli dernekleri ayakta.
CHP içinde Alevi milletvekilleri var. Onlara istifa çağrıları yapılıyor ve onlar, gelecek seçimde listeleri garantileme kaygısıyla kıvranıyor.
Şişi ve kebabı kurtaracak bir formül yok mu?
Baykal anlaşılır anlaşılmaz bir lisanla, "Geçmişte bazı acılar yaşanmış olabilir, bunlara saygı duyuyoruz" diyebiliyor.
Ne demek saygı duyuyoruz, Dersim'de neye saygı duyuyor CHP lideri?
Sorunun arkası gelmez ki...
Dersim günlerini yaşayan bir Alevi vatandaş, gazeteye konuşuyor:
-Sayın Öymen, sizin üç-dört yaşındaki kardeşiniz kurşuna dizildi mi?
Ne dersiniz bu adama?
-Atatürk öyle emretti, öyle oldu, demek onun acısını dindirir mi?
Tek Parti dönemi.
27 yıllık koca bir dosya bu.
Oku oku bitmez. Deş deş arkası gelmez. Yüzünüze kan sıçrar. Yüreğiniz kaldırmaz.
Alın, Şeyh Said İsyanı'ndan sonra devreye konan Şark Islah Planı'nı...
Şu anda herhangi bir CHP yöneticisi, bu planı, kamuoyu önünde yüzü kızarmadan okuyabilir mi?
İsmet İnönü'nün 1935 Şark Raporu'nu alın...
Şu anda CHP adına herhangi bir kişi, bu raporun muhtevasını savunabilir mi?
Her yıl, Menemen'in Kubilay boyutunu okuyoruz. Orada cinayet var, doğru.
Peki bir de, Menemen'e yönelik devlet operasyonunun orantılı bir güç kullanımı olup olmadığını sorgulayabilir miyiz?
Kaç kişi, hangi suçtan katledildi Menemen'de? Nasıl bir ibret numunesi sergilendi?
Farklı toplum kesimlerinin farklı acıları var ve bunların tamamı, varıp CHP'nin Tek Parti dönemi dosyasında buluşuyor.
Ve işte 2009 yılında Türkiye, bir CHP milletvekilinin pimi çekmesiyle birlikte tüm bu dosyaları karıştırmaya başlıyor.
CHP dosyası açıldıkça, bugüne kadar CHP ile birlikte yol almış bulunanlar, durdukları yere bir kere daha bakıyorlar.
Yıllar içinde nasıl bir siyasetin payandası olmuşlar, bunun farkına varıyorlar.
CHP ile birlikte, onun sahiplendiği bir siyasi şablon da masaya yatırılıyor.
Türkiye, bu noktadan sonra, gerçekten çok daha köklü dönüşümler yaşamaya adaydır.
"Açılım"ları konuşuyoruz ya, en büyük "Açılım"ın insanların zihin dünyasında gerçekleşeceğine kesin gözüyle bakabiliriz.
Bu "Zihni Açılımı"ın önünü kapatmak için, insanların önüne sembol kişilikleri çıkarmak ve onların arkasına sığınmak yol değil.
Bu, o kişilikleri beyin fırtınasının içine atmak olur ve onların da yaralanmalarına yol açar.
En doğrusu, 2009'a gelmek ve Türkiye'nin bugünkü şartlarından bakabilmektir. Bu da, köklü bir özeleştiri ihtiyacını duymakla sonuçlanacaktır.
CHP, Ergenekon avukatlığını da, Dersim savunmasını da bir kenara koymalı ve 2009 Türkiye'sinin partisi olmaya yönelmelidir.
Değilse Türkiye, CHP'nin çok dramatik görüntülerine tanık olacaktır.
BAŞSAĞILIĞI: Aziz dostum Ömer Lütfi Mete dar-ı beka yolculuğuna çıktı. Mekanı cennet olsun. Allah'tan sonsuz rahmet diliyorum. Ailesine, dostlarına başsağlığı diliyorum.
BUGÜN
YAZIYA YORUM KAT