CHP’de saflar ayrışırken
CHP’deki ayrışma hiç bitmedi.. Sürekli ayrışıyor, bölünüyor ve küçülerek yollarına devam ediyorlar.. Kılıçdaroğlu seçim öncesi bir açılım yaparak erimeyi durdurmaya çalışıyor ama birileri bunu istemiyor..Oslo tartışması böyle başladı. Tarhan’ın çıkışı da sanki bununla ilgili..
CHP içinde birileri “Barış” diyor. Başörtüsünü sorun etmek istemiyor, dindarlarla barışmak gerektiğini söylüyor.
Kılıçdaroğlu’nun Menderes’in mezarını ziyareti de bu anlamda önemli. Ama birileri bundan rahatsız oldu. Hem de 12 Eylül’ün yıldönümünde böyle bir ziyaret anlamlı ve önemli..
CHP’de bir kanat, kendi başarılarına umut bağlamıyorlar.. AK Parti dağılırsa, işler karışırsa, olağanüstü şartlarda tekrar CHP’ye gün doğabilir mi?
Ergenekon’a yakın çevrelerin umudu bu..
Ama bir başka kanat, CHP’nin bugünkü muhalefet anlayışının partiyi bitirdiği ve hiçbir çözüm üretmeden sürekli talep eden ve şikayet eden bir CHP’nin topluma umut veremediği görüşünde..
Erdoğan ya da AK Parti olmasa bile, halk CHP’ye değil, o misyona aday olan yeni oluşuma destek verecektir..
Bütün bu yaşananlar AK Parti’nin eseri değil, AK Parti bu sonucu sağlayan halkın taleplerinin eseridir.
Daha doğrusu her iki süreç birbirini birlikte varetmiştir..
Nasıl, birileri Oslo süreci üzerinden Türk-Kürt barışını sabote etmeye çalışıyorsa, aynı enstrümanı kullanarak CHP içindeki barış ve diyalog arayışını, demokratik açılım sürecini sabote etmeye çalışıyor..
“Kim onlar” derseniz, CHP’nin sahibi sol, halk, örgüt filan değil.. Derin bir yapı.. O derin yapı, CHP’deki bu yeni yönelimi onaylamıyor. Derin yapının sözcüsü olan parti içindeki unsurlardan bunu kendilerine has yöntem ve uslublarla dile getiriyorlar..
Aslında ben Kılıçdaroğlu’nun derin iradenin dışında ve onlara rağmen hareket ettiğini düşünmüyorum. Ancak, derin yapının nihai taleplerine ulaşmak adına dayatılan çözüm önerileri ile ve yol ve yöntemle bu hedefe varılamayacağı endişesi hakim bu çevrelerde..
CHP’deki demokratik güçler devre dışı.. Onlar vitrinde dekor malzemesi manken gibi duruyorlar..
CHP içindeki rekabet, kadrolar arasında amaç ve yöntem üzerinde..
Başörtülülere karşı havuç politikası mı uygulayacaksınız, sopa mı? En basit şekli ile cevaplanması gereken soru bu..
Sopa politikasını savunanların sayısı çok değil ama sesi daha çok çıkıyor.. Öteklileri geçmişe ihanet ve oportünizmle, ikiyüzlülükle suçluyorlar..
Yani CHP içinde bir takiye sendromu yaşanıyor!
Bir çok CHP’linin kafasında Kılıçdaroğlu’nun Menderes’in kabrini ziyaret etmesi bir takiye!
CHP keskin sirke politikaları ile küpüne zarar vermeye devam ediyor.. CHP’nin muhalefete ihtiyacı yok aslında. Bu konuda kendi kendine yetiyor..
Bu işleri daha nereye kadar sürdürürler bilmiyorum, ama CHP’nin geleceği olmadığı açık. Ilımlı mesajlar verse bir kanat bayrak kaldırıyor, sert mesaj verse öteki kanat..
CHP’nin doğusu-batısı, kuzeyi-güneyi farklı..
CHP’nin ılımlısı da, radikali de uçlara kayıyor.. Alevisi, Kürdü, Nuseyrisi farklı tellerden çalıyor..
Demokratı farklı, ulusalcısı farklı.. Laikleri bile kendi arasında 40 parça. Geçmişi ile yüzleşemiyor. Resmi ideolojiyi bir kambur gibi sırtına taşımak zorunda hissediyor kendini.. Resmi tarih ve geçmişte yaşananlar peşini bırakmıyor..
Bunu açıkça söylemese de geçmişinden utanan, gelecek hayali olmayan, bugün için kendini köşeye sıkışmış ve çaresiz hisseden bir CHP var ortada..
CHP’nin geleceği yok. Bu partinin hali ölemeyen adamın haline benziyor sanki..
Aslında CHP diye bir partinin hiçbir zaman, hiçbir ülkede olmaması gerek. CHP yeniden kendi küllerinden dirilmek istiyorsa, adından, programından başlayarak kendini yeniden inşa etmesi gerek. 19. YY sonlarında, savaş yıllarında komünizm, faşizm ve kapitalizmin ulus devlet politikaları gölgesinde oluşan kavram ve kurumlarla bir yere gidemez.. Onun için varlığını ispatlamak adına ses vermek isterken işte bugün yaptığı şeyleri yapmaya mecbur hissediyor kendini. Oysa bütün bunlar CHP’nin yok olmama adına boşluğa fırlattığı bir çığlıktan başka bir anlam taşımıyor.. Belki de, CHP’nin varolma savaşının, varlığını sürdürme çabalarının umutsuz çığlıklarıdır bunlar..
Selam ve dua ile..
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT