CHP ve Türkiye'nin darbe geleneği
Aydın Ünal, Özgür Özel'in askeri darbeler hakkındaki açıklamasının talihsizliğine dikkat çekiyor.
Aydın Ünal / Yeni Şafak
Hangi Özgür Özel gerçek?
15 Temmuz gecesi Özgür Özel de TBMM’deydi. Meclis Başkanı İsmail Kahraman, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’i Divan’a çağırmış, hatta “bir demokrasi öpücüğü vereyim de barışalım” diyerek Özgür Özel’i öpmüştü. Divan’a üzerindeki tişörtle çıkmaması için AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu ceketini çıkarıp Özel’e giydirmiş, o da “Milli Görüş ceketini bana da giydirdiniz sonunda” diye latife yapmıştı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde beni bir odaya çağırdılar. Özgür Özel de oradaydı. Meclis’te grubu bulunan 4 parti adına ortak bir bildiri yayınlayacaklarını, bu bildiriyi benim yazmamı istediklerini söylediler. El yazısıyla 4 sayfalık taslak bir metin yazdım, tartıştık, son halini verip bilgisayara geçirdik. Taslak metni aldım, “müsaadenizle bunları alıyorum, hatıra olur” dedim. Özgür Özel, “darbe başarısız olursa bu müsveddeler değerli olur, bizim için şeref belgesi olur ama başarılı olursa hakim yüzümüze okur, ‘bunu siz mi yazdınız’ diye sorar, artık koğuş arkadaşı oluruz Aydın Bey” demişti.
Şimdi CHP Genel Başkanı olan Özgür Özel, gençlerle yaptığı bir sohbette, “Gece telefon çalsın, ‘darbe oluyor’ desinler ama ‘gençler yapıyor’ desinler, ben o darbeye teslim olurum” ifadelerini kullandı.
Gerçekten de CHP, gençlerin yaptığı darbelere hep teslim olmuş, hatta o darbelerin bizzat içinde aktif rol üstlenmişti. 27 Mayıs darbesi örneğin: Önce CHP’li gençler sokakları karıştırmış, ardından genç subaylar darbe yapmış, ihtiyar Cemal Gürsel’i sonradan darbenin başına geçirmişlerdi. Talat Aydemir 40’lı yaşlarında bir subaydı, darbe girişimlerinde genç subaylar, hatta genç Harbiyeliler aktif rol oynamışlardı. 12 Mart Muhtırası da “Milli Demokratik Devrim” rüyası gören genç CHP’lilerin ve genç subayların eseriydi. Cumhuriyet Gazetesi’nin 2003 yılında attığı “Genç Subaylar Rahatsız” manşetinin arkasında duran da, 27 Nisan Bildirisine sahip çıkan da CHP’ydi.
Sadece 12 Eylül’ü “yaşlı subaylar” yapmış, darbeye giden sürece epeyce katkı vermiş olmakla birlikte CHP bu darbenin mağduru olmuştu.
İyi de, 15 Temmuz’u da genç subaylar yapmak istediler. 18-22 yaşlarındaki Harp Okulu öğrencileri, teğmenler, 30’lu yaşlarındaki yüzbaşılar, yarbaylar, 40’lı yaşlarındaki albaylar darbe girişiminde bulundular.
Özgür Özel, gençlerin giriştiği darbe girişimine o zaman, 15Temmuz’da neden teslim olmadı?
Acaba CHP Grup Başkanvekili iken tam CHP’li değildi de, Genel Başkan olunca mı CHP’li oldu?
Hangi Özgür Özel gerçek? 15 Temmuz’daki mi, yoksa şimdiki mi?
CHP’nin darbelerin hazırlık aşamasında aldığı aktif rol ve darbeleri savunmak konusundaki istikrarlı tarihine bakınca “şimdiki Özgür Özel daha gerçek, daha samimi” diyesi geliyor insanın.
Kim bilir; 15 Temmuz gecesi bana “artık koğuş arkadaşı oluruz” diyen Özgür Özel, darbe başarılı olsaydı, kenara çekilip, “biz uyarmıştık” diyerek kendisini sıyıracaktı belki de. 15 Temmuz gecesi İstanbul’da bir eve geçip televizyondan darbe girişimini keyifle izleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisini ve yakın kurmay ekibini elbette yargılamayacaktı darbeciler. CHP de her zaman yaptığı gibi genç darbecilere teslim olacaktı.
Özgür Özel’in açıklaması, CHP tarihi açısından “istikrarlı” olmakla birlikte son derece “tehlikeli” bir açıklama. Yine bir teşvik, yine bir yanlış yönlendirme. CHP, tarihi boyunca böyle nice genci mayın eşeği gibi öne sürerek kanlarının akmasına neden oldu; bu kanlı ve tehlikeli oyundan vazgeçmiyor.
Özgür Özel’in gençleri darbeye teşvik eden açıklaması son derece talihsiz. Bu açıklama aynı zamanda Özel’in 15 Temmuz gecesindeki tavrını ve duruşunu ama en çok da samimiyetini sorgulatan bir açıklama.
Her halükarda, genç ya da yaşlı, darbe heveslisi olan kim varsa, Özgür Özel’in teşviklerine kanmadan önce, 15 Temmuz gecesi canını ortaya koyan halkı ve 16 Temmuz öğleden sonra karakolda kanlar içinde poz veren generalleri hatırlasın.
Türkiye’de darbe artık o kadar kolay değil; arkasında CHP bile olsa.
HABERE YORUM KAT