Günlük kısır tartışmalar içinde Anayasa değişikliğine bakarsak, sıhhatli sonuçlara varamayız..

Şu an önümüzdeki tartışmayı, Genel Kurul’da konuşulduğu şekli ile basite indirmeliyiz.
Nedir o basit şekil?
Anayasa, mevcut maddeleri ile mi devam etsin?
Önerilen değişikliklerle mi?
Verilen oylar, ya mevcut Anayasa’ya verilmiş oluyor.. Ya da maddelerin değiştirilmiş haline!..
Bu anlamda, gerek oylamaya katılmayan CHP ve BDP ve gerekse oylamaya katılıp, ret oyu kullandığı ayan beyan ortada olan MHP, hep mevcut Anayasa’ya oy veriyorlar!
CHP de, MHP de, BDP de, “Darbecilerin hazırladıkları 1982 Anayasası devam etsin, bu maddelerde bir değişiklik yapılmasın” diyorlar.
AK Partili milletvekilleri ise, “Yapılabilinecek çok daha radikal değişiklikler varsa da, şimdilik bu değişiklikler de bir nebzelik iyileşmedir. Maddelerin 82 Anayasasındaki halini değil, değişmiş halini tercih ediyoruz” diyorlar!
Böylece ne oluyor?
CHP, MHP, BDP; eşitlik konusunda, eski maddeyi tercih ediyorlar.. “Şehid ailelerine, kadınlara, çocuklara yönelik ayrıcalık içeren madde yanlıştır. Bunlara ayrıcalık verilmesine gerek yok. Mevcut ‘Darbe Anayasası’na devam” diyorlar..
Maddenin yeni halinde bir yanlışlık olduğu iddiasındalar mı?
Hayır..
Tam aksine, “Daha iyisi olabilir, daha fazlası olabilir” diyorlar..
Daha iyisi olabilirse, ertesi günü de onu yaparsınız canım.
Şimdi azıcık iyisini kabul etsenize..
“Hayır, azıcık iyileşme olmaz, radikal iyileşme olmalı..” diyorlar..
İyi de beyler, siz çocuk mu kandırıyorsunuz? Azıcık iyileşmeye bile evet oyu vermiyorsunuz, nerede kaldı, daha radikal bir değişiklik?
Eşitlik maddesindeki düzenleme öyle..
Özel hayatın gizliliği ile ilgili madde hakeza öyle..
Bugüne kadar anayasal güvence altına alınmamış olan, özel hayatın gizliliği ile ilgili temel kurallar, Anayasa’ya alınıyor.
CHP, sabah akşam bağırıyor, “Ergenekon sanıklarının özel hayatlarına müdahale edildi” diye.. Alın size, Ergenekon sanıklarının özel hayatlarına müdahale edilmesini engelleyen maddeler.
Niye oy vermiyorsunuz?
“Daha iyisi olabilir” diye, öyle mi?
Bugün buna oy verin, yarın da daha iyisini yaparsınız canım..
Mümkün değil.. Tutturmuşlar gidiyorlar, “İstemezük.. İstemezük de istemezük!”
Seyahat hürriyeti ile ilgili madde ne değiştiriyor?
“Hakim kararı olmadan seyahat hakkı engellenemez” diyor..
Bu konudaki oylamada da, çok basit bir soru soruluyor aslında:
“Seyahat hürriyeti, hakim kararı olmadan da kısıtlanabilsin mi? İdari makamlar da seyahat hakkını kısıtlasınlar mı? Yani, mevcut madde ile mi devam edilsin?”
Yoksa, “Seyahat hürriyeti, ancak hakim kararı ile kısıtlanabilsin. İdari kararlarla engellenemesin. Yani maddede değişiklik mi yapılsın?”
Oylama, işte bunun için yapılıyor.
Ama bir bakıyorsunuz?
CHP’liler kaçmış! BDP’liler kaçmış! MHP’liler ise, “Hayır istemezük” diyorlar!
CHP’lilere tek tek sorsak: “Beyler siz hakim kararı olmadan, idari bir kararla, valinin kararı ile, kaymakamın kararı ile, bir bakanın kararı ile yurtdışına çıkmanızın engellenmesinden zevk mi alıyorsunuz?”
Ne cevap verecekler acaba?
“Zevk alıyoruz. Çok güzel böyle engellenmek” demeleri mümkün değil tabiî ki..
BDP’lilere sorsak, “Her gün şikâyet. Her gün şikâyet.. Yok şu hakkımız verilmedi, yok bu hakkımız kısıtlandı.. Sabah akşam şikâyet edip duruyorsunuz. Alın işte.. Bugünkü haklarınızdan, bir milimcik de olsa daha iyi bir konuma taşıyan düzenleme önünüzde. Bir idari birimin vereceği kararla engellenebilen seyahat hakkınızı, artık hakim kararı ile engellenmesi mümkün olabilecek. Bugünkü sistemde, hakim kararı ile bu hak zaten kısıtlanabiliyor. Ama fazladan idari kararla da kısıtlanabiliyor. Değişiklik gerçekleşirse, artık idari kararla seyahat hakkı kısıtlanamayacak. Söyleyin, hangisini tercih ediyorsunuz?”
Verecekleri tek makul cevap var: “Tabiî ki idari kararla kısıtlamaya karşıyız. Hakim kararı ile olsun bu kısıtlama.”
Ama görüyorsunuz işte; BDP’liler de, kendilerine eziyet edilmesinden adeta zevk alıyormuşçasına oylamaya katılmıyor, TBMM’den kaçıyorlar.. Hayır oyu vermiş oluyorlar!
MHP’lilere sorsak; “Kardeşim, iktidarda olanlar AK Partililer. Değişiklik ne getiriyor? İktidarda olanların kararı ile seyahat hakkının kısıtlanmasına son vermeyi getiriyor.. Yani iktidar, bugün elinde olan bir hakkı, değişiklik ile elinden çıkarıyor. Sadece hakimlere o yetkiyi veriyor. Buna niye karşı çıkıyorsunuz?”
Verecekleri bir cevap yok.
Ama onlar da gizli oylamada, “Hayır; idari makamların seyahat hakkını kısıtlaması güzeldir” diyorlar.. O yönde, “ret” oyu kullanıyorlar.
İşte Anayasa değişikliğinin özeti bu! İnansanız da bu, inanmasanız da bu!

VAKİT