1. YAZARLAR

  2. Hilmi Yavuz

  3. CHP, Kemalizm'den vaz mı geçti?
Hilmi Yavuz

Hilmi Yavuz

Yazarın Tüm Yazıları >

CHP, Kemalizm'den vaz mı geçti?

02 Ekim 2011 Pazar 19:33A+A-

CHP Genel Başkanı Kemal Bey'in [Kılıçdaroğlu], partisinin 22 Temmuz genel seçimlerinde, beklediği başarı düzeyini tutturamayışının nedenleri arasında, CHP'nin bir ideolojisinin olmayışını da zikrettiğini öğrendik medyadan. Doğrusu ya, bu açıklamaya şaşırmadım değil:

Benim bildiğim, eğer yanılıyorsam düzeltin, CHP'nin ideolojisinin Kemalizm olduğudur! CHP'lilerden hem de en yetkililerinden işittiğimiz buydu: CHP'nin ideolojisi, Kemalizm'dir! Bu, CHP'nin 'devletin partisi' olması; CHP'nin, Kemalizm yoluyla Devletin resmî ideolojisine eklemlenmesi demektir!

Daha doğrusu, devletin Kemalizm dolayımında CHF'ye eklemlenmesi! Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, 1935 yılından başlayarak Kemalizm'i resmî ideoloji olarak kabul etmiş olduğu biliniyor. Taha Parla'nın da belirttiği gibi bu konu daha 1920'lerde tartışılmaya başlanmış ve adı konmamış olsa da 1931'de Cumhuriyet Halk Fırkası programında tanımlanmıştır. Partinin resmî ideolojisi, devletin resmî ideolojisi olmuştur.

Kemal Bey'in açıklaması bağlamında sorulması gereken bazı sorular var: Önce politik sorular: Kemal Bey, 'CHP'nin ideolojisi yok!' derken neyi kastediyor? İki olasılık var: Kemal Bey, ya (i) Kemalizm'i ideolojiden saymamakta, ya da (ii) CHP'nin Kemalizm'i bir ideoloji olarak temellük etmekten vazgeçtiğini imâ etmektedir? Hangisi?

Elbette, sonrasında politik olmayan entelektüel sorular da var: Kemal Bey, 'CHP'nin ideolojisi yok!' derken, 'ideoloji'den neyi anlamaktadır? İdeolojiyi nasıl tanımlıyor Kemal Bey? Biliyoruz: İdeolojinin deyiş yerindeyse, birçok tanımı var. Rahmetli Cemil Meriç, 'Umrandan Uygarlığa'daki 'Bir Tarife Doğru' başlıklı yazısında 'bir araştırma[nın], ideolojinin otuz farklı manada kullanıldığını gösterdi[ğini]' bildirir. Mefhumun kendisi 'kaypak ve karanlık'tır Meriç'e göre...

Bu bir yana, Karl Marx'ın 'ideoloji'den ne anladığı ile, mesela Marx sonrası Marksistlerin bile 'ideoloji'den ne anladığı arasında dağlar kadar fark vardır. Şerif Mardin de 'İdeoloji'de 'İdeoloji deyimi[nin] Marksistler arasında bile uzun zaman tamamen olumsuz bir çağrışımla yaşadı[ğını]' ama '20. yüzyılda Marksistler arasında bu 'olumsuz' çağrışımı[n]' ortadan kalktığını yazar.

Bir başka soru da şudur: Kemalizm bir ideoloji midir? Eğer öyleyse hangi anlamda? Dahası, 'sert' bir ideoloji mi, yoksa 'yumuşak' bir ideoloji mi? Kemalizm, bir ideoloji değilse nedir? Pragmatik doktrin mi, bir normlar sistemi mi? Kemalizm, gerek sağ gerekse sol tarafından, bir 'meşrulaştırıcı söylem ya da 'sembol' işlevi gördüyse, bu ne demeye geliyor? Kemal Bey, Kemalizm'i, meşrulaştırıcı bir söylem olarak görmüyorsa, CHP'yi, Sağ'a ve Sol'a göre nerede konumlandırmaktadır? Evet, nerede? Ortanın Solu'ndan, Sosyal Demokrat'lıktan, Demokratik Solculuk'tan vaz mı geçildi? Kemalizm, bunların tümünü meşrulaştırabilecek bir elastikiyete sahipti oysa. Şimdi ne oldu da hem bunlardan hem de Kemalizm'den vazgeçildiği imâsını taşıyan 'CHP'nin ideolojisi yok!' açıklamasına gerek duyuldu?

Sorular bitmiyor. Bitmiyor, çünkü Kemal Bey, bu konuları entelektüel bir arkaplan üzerinden okuyup analiz etmiyor; -ya da bilemiyorum, belki de edemiyor! Kemal Bey, 'ideoloji' gibi birtakım meselelerle samimi olarak ilgileniyorsa, niçin partideki siyaset bilimcileri, CHP'nin 'ideolojisi'nin ne olduğu ya da ne olması gerektiği konusunda bilimsel bir çalışma yapmaya çağırmıyor?

Bu sorular, Kemal Bey'in CHP Genel Başkanlığı'na 19 Mayıs'ta seçildiğine ve adının 'Kemal' oluşuna bakarak 'İkinci Kemal' hayalleri kuran safderûn zevâta ithaf olunur.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT