CHP, İstanbul'u nasıl kazanmıştı?
Ali İhsan Karahasanoğlu 2019'da muhalefet bloğunun desteği ile seçilen Ekrem İmamoğlu'nun "başarısının" mahiyetini inceliyor.
Ali İhsan Karahasanoğlu / Yeni Akit
Seçimin mağlupları arasında Ekrem İmamoğlu da yok muydu?
İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu'na boşuna “Sülün Osman” dememiştik..
Hiç bozuntuya vermeden, “Bana babamdan miras kaldı. Ama satıyorum, çok ucuza. Çünkü ben köyüme döneceğim” diyerek Galata Kulesi’ni satmaya kalkan Sülün Osman’a, Ekrem İmamoğlu'nu boşuna benzetmedik..
Pazarda karşılaştığı abla, ölse CHP’ye oy vermeyeceğini yüzüne karşı söylediğinde.... Biraz da o ablanın cesaretini görünce, “Abla, nerelisin” ile başlayıp, tekrar tekrar aynı soruyu sorup, sonunda da “kaç çocuğun var, okuyorlar mı” diye devam edip, hanım ablanın bütün protesto heyecanını elinden alan Sülün Osman ile karşı karşıyayız..
“İstanbul’da AK Parti’ye karşı belediye başkanlığı seçimini kazanan bir büyük lider” takdimini kendisi için yaptırıp, “Bundan sonra artık CHP’nin makus talihi değişti, Ekrem İmamoğlu ile girilecek her seçim kazanılacak” algısı oluşturan da kendisi idi.
Oysa İBB için dahi, öyle önemli bir seçim başarısı yoktu..
İBB meclisinde ezici şekilde AK Parti üstünlüğü vardı..
Belediye başkanlığı seçiminde, 2019’a kadar hiç olmadığı şekilde, AK Parti-MHP bloğuna karşı CHP-HDP-İP birlikte tek aday olarak Ekrem İmamoğlu’nu desteklemişlerdi..
2014 Büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde oy dağılımını vereyim, Ekrem İmamoğlu’nun 2019’daki gerçekte sıradan bir sonuç olan İBB başkanlığını kazanmasını, nasıl büyük bir başarı gibi takdim ettiğini siz de görmüş olun..
2014 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminde oylar şöyle dağılmış.. AK Parti tek başına % 47.. CHP tek başına % 40. MHP: % 4. HDP % 5
2019 seçimlerinde HDP aday göstermiyor.. Bu durumda HDP’nin oyunu, CHP ile toplayın.. Eder size % 45.
Bir çırpıda AK Parti’yi gelmiş olurlar..
Diyeceksiniz ki, MHP de, 2014’de ayrı aday göstermiş iken, 2019’da AK Parti’ye destek verdi. MHP oyunu da AK Parti’ye eklemelisin..
İlk bakışta, doğru bir itiraz.
Ama 2014’deki MHP’den, 2019’da İyi Parti kopuşu yaşandı. Dolayısı ile MHP’nin oyunun yarısını AK Parti’ye, diğer yarısını da CHP’ye verirseniz, yine 2019 İBB Başkanlığı seçimini, diğer sol partilerin de desteğini alan CHP adayının önde bitirmesi gerekir..
CHP adayını destekleme konusunda, İyi Parti ile HDP nasıl bir araya gelir diye itiraz edip, “bu ilkesizliktir” diyebilirsiniz.
Ama sonuçta, CHP adayına, hem ülkücü geçinen İyi Partililerden, hem de PKK’lıları “hak arayan gençler” diye tanıtan HDP’nin oylarını verdirirseniz, sonuçta zaten İstanbul’da seçimi kazanıyorlar.. Ve 2019’da Ekrem İmamoğlu da seçimi, böyle kazandı.. Daha eski yıllarda İstanbul'u CHP'nin kazanamamasının sebebi, kendi oylarına ilaveten, HDP seçmeninin ve milliyetçilerin bir kısmının oylarını aynı anda alamamasıdır.
Ki, hem HDP, hem İyi Parti'nin oyları, sadece İstanbul'da CHP'ye gitmiş olsa, "Bu başarı Ekrem'in" derdik.
Ama aynı birliktelik; Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Mersin, Hatay'da da yaşanmış ise, Ekrem'in başarısından değil, olsa olsa CHP+HDP+İP'in bir arada olmasındaki ilkesizlikten bahsetmek gerekir..
Dolayısıyla Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanlığına seçilmesinde, kendisinin çok büyük bir başarısından bahsetmek mümkün değil
Ama öyle gösterildi..
Şimdi daha vahim bir algı operasyonuna imza atılıyor..
28 Mayıs’ta ikinci turu yapılan 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçiminde, Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı sanki hiç açıklanmamış. “Herkesten fazla ben çalışacağım ve genel başkanımızı seçtireceğim” sözünü veren “Göreceksiniz, 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacak” diyen Ekrem İmamoğlu değilmiş gibi..
14 Mayıs akşamı, sandıkların henüz % 20’si açılmış iken, “Seçimi kazanıyoruz. Adayımız/genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önde. Farklı bilgilere itibar etmeyin” açıklamasını yapan bu kişi değilmiş gibi..
Bir saat sonra tekrar basının önüne çıkıp, benzer açıklamayı tekrarlayan ve seçimde şaibeler oluşturulmak istendiğini iddia ederek, sanki Kılıçdaroğlu öndeymiş de, YSK ve AA tarafından Erdoğan önde gibi gösteriliyormuş gibi algı üzerine algı yapan Ekrem İmamoğlu değilmiş gibi..
İmamoğlu’nun o açıklamalarının tersine, 14 Mayıs seçimlerinde Tayyip Erdoğan, çok net olarak, Kemal Kılıçdaroğlu’na % 5 fark atarak, ancak % 50 üstünü alamadığı için seçim ikinci tura kalmamış gibi..
İkinci tura giderken de, Ekrem İmamoğlu, İBB’nin imkanlarını seferber ederek, yine il il dolaşmamış, birçok ilde provokatörce konuşmalar yapmamış gibi..
Yine çok kesin açıklamalarla, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını söylememiş gibi..
Tayyip Erdoğan tekrar cumhurbaşkanı seçildiğinde..
Hafızamızla alay edercesine, Kemal Kılıçdaroğlu’nu açıktan olmasa da istifaya davet edip, “Değişim zorunludur. Bir kurul değişikliği ile değişim olmaz” diyen de yine Ekrem İmamoğlu oldu..
Eğer gerçekten bir kurul değişikliği ile yetinilmemesi gerekiyor ise..
Cumhurbaşkanı yardımcısı adayları olarak Ekrem İmamoğlu dahil, hepsinin değişmesi gerekmez mi?
Sülün Osman, kendisini ayrı tutup, sanki cumhurbaşkanı seçiminde kendisi de yardımcı unvanı ile il il dolaşmamış gibi.. Seçim sonuçlarının açıklanması ile, kendisinin de “Başarısızlığı” perçinlenmemiş gibi..
CHP’nin MYK’sının değişmesi ile yetinilmemesi gerektiğini, genel başkan da dahil, tüm yönetiminin istifasını istiyor..
İyi de Ekrem İmamoğlu’nun da istifa etmesi gerekmez mi?
Kendisi de, Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak il il dolaşmadı mı?
Yenilenler arasında, Ekrem de yok mu?
Kılıçdaroğlu kazansaydı, “Ben kazandırdım” diyecek olan Ekrem, şimdi seçim kaybedildiğinde, “Ben kaybettirdim” demeyi boşverin, “Ben de kaybettim” demeye bile yanaşmıyor..
HABERE YORUM KAT