CHP ağzındaki baklayı nihayet çıkardı
CHP yemin etmeyerek Meclis'i boykot etti. BDP ile aynı safta yer aldı. Genel Kurul'a girip milletvekilliği yemini etmemek ve bundan sonraki Meclis çalışmalarına katılmamak resmen Meclis'i boykot etmektir. Bedeli ağırdır, hesabı zordur, açıklaması imkânsızdır.
On bir milyon insan oy verecek ve sizi Meclis'e gönderecek; siz ise iki tutuklu vekiliniz uğruna Meclis'i boykot edeceksiniz. Bunun çok makul bir gerekçesi olmalı! CHP, iki Ergenekon sanığını milletvekili adayı yaparken yargının bu tutuklu kişileri serbest bırakmama ihtimalini biliyordu. Hatta CHP Genel Başkanı, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'a yargıdan olumsuz karar çıkarsa buna saygı duyacağını da ilan etmişti. Peki, şimdi ne oldu da CHP tavır değiştirdi?
Ergenekon sanıklarını aday gösterme fikrinin iki mimarı var: Biri PKK ile çok yakın teması olan ve halen Ergenekon davasının tutuklu sanığı Yalçın Küçük; diğeri Demokrat Parti'nin başına geçeceği söylenirken aniden CHP'nin tepe yöneticileri arasına katılan Süheyl Batum. Bu iki kişi Ergenekon davasının tutuklu sanıklarının milletvekili adayı yapılacağını söylediğinde Kılıçdaroğlu açık bir dille yalanlamıştı. Sonra çark etti Genel Başkan. Sebebi hâlâ bilinemiyor.
Ergenekon sanıklarının milletvekili adayı yapılmasını gündeme getiren Süheyl Batum yoğun tepkiler üzerine 25 Ocak 2011'de Balbay ve Haberal'ın cezaevinden kurtulmayı amaçlamadığını vurgulayarak aynen şöyle demişti: "Anayasa açık, kurtarmak mümkün değil." Anayasa profesörü Batum asıl amacını o gün şöyle açıklıyordu: "Sembolik olarak bu ikisini milletvekili yapalım. Benimki bir öneri, onların kurtulmayacağını bile bile, arkalarında olduğunu sembolik olarak gösteren bir şey yapalım dedim. Bu, bir kurtarma değil, prensip meselesi..."
Nereden nereye! Dün yargının kararına saygılı olduklarını beyan edenler, amaçlarının Ergenekon sanıklarının kurtarılması olmadığını, zaten buna anayasanın müsaade etmediğini söyleyenler bugün Silivri'den kazmaya başladıkları tünelin Meclis'e çıkması, Ergenekon gibi tarihî bir davanın içinin tamamen boşaltılması için çırpınıyor, yırtınıyor, anormal işlerin içinde yer alıyor.
CHP iki vekil için kendini "Ergenekon'un rehini" haline mi getirdi? CHP'nin Mersin milletvekili İsa Gök, katıldığı canlı yayında ağzındaki baklayı çıkardı. Böylece CHP suçüstü yakalanmış oldu. Gök, sadece Balbay veya Haberal'ın söz konusu olmadığını, bütün Ergenekon tutuklularının serbest kalmasını istediklerini söyledi. İşte CHP'ye dayatılan plan bu! Ergenekon davasının içini boşaltmak, yargının bağımsızlığını yerle bir etmek. Gök buna öyle inanmış ki "AKP'ye diz çöktüreceğiz" diyor. Show TV'nin canlı yayınında hızını alamayan CHP milletvekili "bunu AKP çözecek, çözmek zorunda" diyerek stratejilerini de açığa vuruyor. Yani kördüğümü CHP atacak, AK Parti bu düğümü çözeyim derken akla karayı seçecek. Evdeki hesap bu; ya çarşıdaki hesaba uymazsa!
Artık manzara daha net: Mesele sadece Balbay ya da Haberal değil. CHP'yi maşa gibi kullanan Ergenekoncu bir güç Meclis'e girmeme, yemin etmeme baskısı uyguluyor. Aslında bu ilk adım. Sonrasında atılacak adımlarla darbe davaları akim bırakılacak. Darbelerin arkasında yer alan güçlerin hem aday belirleme esnasında hem de seçim sonrasında CHP üzerinde kurduğu hegemonya CHP'yi yanlış bir yola sürüklüyor.
Hesap edilmeyen bir gerçek var: Daha iki hafta önce AK Parti yüzde 50 oy alarak CHP'yi silindir gibi ezdi geçti. CHP hâlâ yüzde 25 bandında sıkışıp kalmış durumda. O banttan Ergenekon'un avukatlığını yaparak çıkamaz, derin devletin ahtapot kollarından kurtulamadığı için, zaten yüzde 25'in üzerine çıkamıyor. Halkın Ergenekon sanıkları hakkında ne düşündüğünü öğrenmek istiyorlarsa bütün tutuklu sanıkların aldığı oylara baksınlar. Meclis'i boykot eden 'yeni CHP' eriyor; eskisinden beter hale geliyor. Toparlanmazlarsa halkın şamarı çok daha sert patlayacak CHP'nin yeni yüzüne...
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT