Cezayirliler, Arap devletlerinin Gazze’ye asker göndermesini istiyor
Cezayirliler, siyonistlerin 7 Ekim’den bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik sürdürdüğü “vahşetin” durdurulması ve tüm Filistin topraklarının özgürlüğüne kavuşması için Arap devletlerinin bölgeye asker göndermesini istiyor.
Fransız sömürgeciliğine karşı bağımsızlık mücadelesinde milyonlarca evladını feda ederek özgürlüğüne kavuşan Cezayir’de, halk Filistin’in yaşadıklarını "kendi kaderleriyle özdeşleştirerek", bağlılıklarını her daim ifade etmekten geri durmuyor.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun da temmuz ayında Çin’e gerçekleştirdiği resmi ziyarette Çin Merkez Televizyonuna (CCTV) verdiği özel mülakatta, “Filistin bağımsız olmadığı sürece Cezayir'in bağımsızlığını eksik gördüğünü ve ülkesinin bu prensip doğrultusunda hareket ettiğini” söylemişti.
Tebbun, geçen hafta ise 1 Kasım 1954 Cezayir Kurtuluş Devrimi’nin 69. yıl dönümüne ilişkin tüm kutlama ve etkinliklerin, İsrail’in Filistin’e düzenlediği saldırılar nedeniyle iptal edilmesi talimatı vermişti.
Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf da 31 Ekim'de yaptığı açıklamada, Arap dünyasının işgalci İsrail’e karşı tavrındaki gerilemenin Gazze Şeridi’nde yaşananlara neden olduğunu ifade etmişti.
Arap dünyasında, Filistin davasına geleneksel olarak bağlılıklarıyla bilinen Cezayir halkı da "Aksa Tufanı operasyonundan" bu yana işgalci İsrail’in aralıksız saldırılarına maruz kalan Filistin’e kilitlenmiş durumda.
AA muhabiri, işgalci İsrail’in Gazze Şeridi başta olmak üzere, Filistin topraklarındaki saldırıları Cezayir’in başkenti Cezayir’de halka sordu. Uluslararası toplumun harekete geçmesini isteyen Cezayirliler, Arap devletlerinin Filistin’in özgürlüğü için ordularını bölgeye göndermesi çağrısı yaptı.
Cezayirli Şemseddin Damas, işgalcilerin saldırılarına tepki göstererek, “Her bir Arap ülkesi ordusundan belirli bir gücü Filistin direnişine destek olması için göndermelidir.” dedi.
Filistin direniş gücünün önemli ancak yeterli olmadığını vurgulayan Damas, “Çünkü Filistin direnişi tek başına yeterli olamaz. Elbette önemli bir güçtür ama yeterli değil. Biz Arapların üzerine düşen budur. Filistin’e ordularımızla, gücümüzle destek olmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
Cezayirli Yusuf Bala da Arap devletlerinin Filistin halkını yalnız bıraktığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Bu bir savaş. Bir soykırım ve inanç savaşıdır. Hak ile batılın savaşıdır. Amerika Yahudilerin en büyük destekçisidir. Onlara silah ve her türlü desteği sağlıyor. Araplar ise Filistinlileri yalnız bırakmıştır.”
“Ne olur Filistin’i hatırlayın”
Cezayirli Ayşe Mukallil ise feryat edercesine Arap ve İslam dünyasına, Filistin halkına yardım eli uzatmaları çağrısı yaptı.
Mukallil, Arap devletlerinin bile Filistin’in düşmanlarıyla ittifak yaptığını anlatarak, “Hepsi, hatta tüm Arap devletleri, Filistin’in aleyhine ittifak sağlamışlar. Filistin halkı ölüyor, Arap dünyası aklını yitirmiş adeta, tüm olup bitenlerden bihaber. Ne olur Filistin’i hatırlayın, Gazze’nin çocuklarını düşünün.” dedi.
Arap ve İslam ülkelerinin Gazze’de işlenen katliamları izlemekle yetindiğini belirten Mukallil, “Neredesiniz ey Araplar’ diyen Filistinli kız çocuğunu hatırlayın. Çocuklarını, ailesini kaybeden Al Jazeera’nin muhabirini (Vail ed-Dahduh) hatırlayın. İslam’ın evlatlarını düşünün. Gazze ölüyor. Arap ülkeleri hakkı söyleme noktasında sessizce duruyor. Nerede Müslümanlar?” diyerek tepkisini sürdürdü.
Murad Bualam da Filistin direnişine destek vererek, Filistin halkı için dua etti.
Filistin’in güçle kurtuluşa ereceğini vurgulayan Bualam, şöyle devam etti:
“Allah, Filistin’deki mücahitleri muzaffer kılsın ve Filistin’i korusun. Filistin, sloganlarla özgürlüğüne kavuşmaz, sözlerle özgürlüğüne kavuşmaz. Konferanslar, konserler ve şarkılarla özgürleşmez. Filistin maddi ve manevi donanım ve güçle kurtuluşa erir. Allah’ın vaadi de bu şekildedir.”
HABERE YORUM KAT