Cenazeden laiklik ruhu çıkarma oyunu!
İnsanın ölüm karşısına sükunet halinde olması asıldır. Ve gerçekten ölüm karşısında insanın yapacak hiçbir şeyi yoktur.
Ölen kim olursa olsun, hayattaki konumu ne olursa olsun, mutlaka insan ruhunda tarif edilemez bir acı, bir ıstırap, acayip bir yalnızlık duygusu, acayip bir acziyet duygusu uyandırır.
İnsanlar bu duygularla Allah'a yönelir. Kendilerini de bekleyen ölümü hatırlarlar.
Ölen kişiye karşı son görevlerini yerine getirmeye çalışırlar.
Cenazeyi öbür dünyaya gönderirken sıranın bir gün kendilerine de geleceği gerçeği ile yüzleşirler.
Ölümü hatırlamak istemeyenler cenazelerden uzak durur. Ama bu uzak duruş o gerçeğin kendilerine de gelmesini engellemez.
Bazıları da ölüm gerçeğini unutmamak, ölüm sonrası hayatta Allah karşısında mahcup olmamak için sürekli ölümü hatırlamak adına cenaze namazlarını kaçırmaz. Tanısın tanımasın, bilsin bilmesin herkesin cenaze namazlarına giderler.
Bütün dünyada ölüm karşısında yaşayanların tavrı pek farklı değildir.
Hangi dinden olursa olsunlar, ölümün yakıcılığı insanı sükunete sevk eder ve bu sükunetle ölülerini defnederler.
Fakat Türkiye'de bir süreden beri ölen kişiye karşı son görevleri yerine getirme konusunda oldukça kötü bazı alışkanlıklar geliştirildi.
Özellikle yaşarken laikçilik oyunu oynayanlar ve Müslüman Türk İnsanı'nın yaşam biçimini kendi dünyevi tarzları ile değiştirmek için olağanüstü çaba gösteren insanların cenazelerinden laiklik ruhu çıkarmak moda oldu.
Sükunetin, ölüm karşısındaki acziyetin yerini toplumun bir kesimine mesaj vermek adına atılan sloganlar, insan gürültüleri aldı.
Bağırıyorlar da bağırıyorlar.
Ey laiklik nerdeysen çık ortaya...
Öbür dünyaya mesaj veremeyeceklerine göre mesaj elbette yaşayanlaradır.
Bu bir anlamda bir kısım yaşayan ölülerin yaşayanlara mesajıdır.
Yaşam biçimlerini dayatmanın ölümcül oyunudur.
Ölüme karşı ideolojik bir direniş biçimidir.
Ölünün arkasından Fatiha okumak hiç akıllarına gelmez.
Zaten Fatiha ile pek irtibatları yok ki, "Çocuklar namaz kılmak yerine bale yapsın" diyorlar.
Müslüman bir toplumda bunu söyleyecek cesareti kendinde bulabilmeleri gerçekten şaşırtıcı. Ve bu tür kişilerin ölümlerinin ardından bu kadar nümayişçi bulmaları ise gerçekten garip.
Ölüm elbette bir oyun değil. Herkes bunu Azrail'in kendilerini ziyaretleri sırasında kavrayacaklarına şüphe yok. Ancak önemli olan bunun yaşarken hatırlanması...
Azrail kapıyı çaldığında sizi laikçilik kurtarmaz. Çünkü o zaman slogan atmaya asla mecalimiz olmaz.
"Gerçek şu ki, sen de öleceksin, onlar da öleceklerdir." (Zümer Suresi/30)
"Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa: "Bu, Allah'tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa: "Bu sendendir" derler. De ki: "Tümü Allah'tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?" (Nisa/78)
BUGÜN
YAZIYA YORUM KAT