1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. “CEHEPE” hilafetten ne anlar?
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

“CEHEPE” hilafetten ne anlar?

09 Mart 2010 Salı 13:29A+A-

Bunlar zavallı bir topluluk. Eminim, bunlar Hilafet makamının ilgası ile ilgili yasa maddesinden, devrim kanunundan bile habersizdirler. Bir kere olsun okumamışlardır, bilmezler, bilmediklerini de bilmezler.. Echelü cühela’dırlar..

Mesela Mustafa Kemal’in bir zamanlar “Halife ve Hakam efendimiz” diye, 1. Meclis döneminde Kuvayı Milliye ve Millet Meclisi adına Heyeti temsiliyeyi temsilen İstanbul’a mektup gönderdiğini bile bilmezler..
Hani anlatsan da anlayacak durumda değiller. Çünkü öfkeleri ve korkuları akıllarını sanki zail etmiş gibi.. Onların bilgileri olmasa da bu konuda dinleştirdikleri bir kanaatleri vardır.. Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmuşlardır..
Aslında açık ve kaba bir şekilde suç işliyor bu zavallılar.. Ağızlarından çıkanı kulakları da duymuyor.. Bu arada CHP’lilerin ikiyüzlülüğü de çıkıyor ortaya. Hani seçim meydanlarında çarşaflı kadınlara rozet takıyordunuz.. Hani hatırlarsınız; CHP bir önceki seçimde İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin öncülüğünde çarşaf açılımı yapmış ve bu açılım kamuoyunda çok tartışılmıştı. CHP lideri Deniz Baykal da, Tekin’in bu açılımına destek vererek bizzat çarşaflı üyelere rozetini takmıştı. Demek bu işler “Mezara kadar değil, pazara kadar”mış. Seçim gitti, açılım bitti..
Mersin’de, CHP kadın kolları üyesi bir grup, “hilafetin kaldırılışının yıldönümü” nedeniyle yaptıkları basın açıklamasının ardından yanlarında getirdikleri çarşafları yırtarak eylem yaptı. CHP’li kadınlar CHP İl Kadın Kolları Başkanı Havva Ongunsel, CHP İl Başkanı Yılmaz Şanlı’nın da katılımı ile hilafetin kaldırılışının 86. yıldönümü ile ilgili basın açıklaması yaptı. Ongunsel’in basın açıklamasını bitirmesinin ardından CHP’li kadınlar yanlarında getirdikleri çarşafları yırtarak ayaklarının altında ezdi.
Önce belirtelim ki, Hilafet kaldırılmadı, Hilafet mana ve mefhum olarak Cumhuriyetin şahsı manevisinde mündemiçtir diye, bu görev TBMM’ye verildi.. Dolayısı ile Hilafete karşı saygısızlık, TBMM ve Cumhuriyete karşı yapılmış bir saygısızlıktır.. Bu yasaya dayanarak dini vakıflar ve Diyanet teşkilatı idarenin içine alınmıştır ve devlet, din eğitim ve öğretimi yükümlülüğünü üstlenmiştir..
Önce haddinizi bilin bre densizler ve aklınızı başınıza toplayın.. Suç işliyorsunuz.. Bir daha söyleyeyim; sizin anlayışınıza göre, bu konu değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen yasalardan biridir..
Dileyen şu kaynağa bakar. HİLAFETİN İLGASINA VE HANEDANI OSMANİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ MEMALİKİ HARİCİNE ÇIKARILMASINA DAİR KANUN. Kanun Numarası: 431, Kabul Tarihi: 03.03.1924, yayımlandığı Resmi Gazete tarihi: 06.03.1924, Yayımlandığı Resmi Gazete sayısı: 63. “Madde 1 - Halife halledilmiştir. Hilafet, Hükümet ve Cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan Hilafet makamı mülgadır.” Hilafete dil uzatmak, Cumhuriyete, Hükümete ve Meclise dil uzatmakla aynı şeydir, yasaya göre..
Birilerinin bunlara, çıkıp şunu söylemesi gerek: Sizin yaptığınız rejim müdafaası değil, İslam karşıtlığıdır.. Hani sorsan, onlar da Müslüman olduklarını söyleyecekler.. Onlar, ilk meclisin duvarında asılı iki bayraktan biri olan “Kelime-i Tevhid” bayrağını, “irtica bayrağı” sanırlar.. Kelime-i tevhid bayrağının Kuvayı Milliye ve Müdafayı Hukuk’un bayrağı olduğunu da bilmezler.. Bir de kendilerini Kuvayı Milliye’nin devamı zannederler..
Mesela bu CHP’liler, bir zamanlar Mustafa Kemal’in, Vahidüddin’e “Halife ve Hakan efendimiz” diye mektup gönderdiğini bile bilmezler.. Hem zaten Kuvayı Milliye ve Müdafayı Hukuk, zaten “Hilafet ve saltanatı kurtarmak için” örgütlenen, harekete geçen halk örgütleri değil miydi?! Padişah da Mustafa Kemal’i bu vazife ile Anadolu’ya göndermemiş miydi aslında?.
CHP’lilerin aklı karışık. Onlara göre bu devleti asker kurmuştur. Hayır, orduyu Meclis kurdu. Meclisi kuranların kim olduğunu öğrenmek istiyorsanız, Meclisin yapısına bakın. Açılış merasimine bakın..
2. Meclis darbe meclisidir.. Halk Partisi de bu darbenin çocuğudur.. Sonrası malum zaten, adaylar sofrada belirleniyor. Tek parti var. Sandığın üzerinde parti bayrağı örtülü, başında jandarma bekliyor. Seçmeni dediğin partili.. Vali zaten aynı zamanda parti başkanı.. Oylama dersen, açık oy gizli tasnif. İtiraz da yok, çünkü oylar hemen sayılıp yakılıyor.. Bu şartlarda oluşan bir meclis var. CHP de bu ilkelliğin suç aleti, maşası.. Mecliste muhalefet yok. Kanun teklifleri sofrada son şeklini alıyor, gerekçesiz olarak meclise sevkediliyor, müzakeresiz bir şekilde oy birliği ile kabul ediliyor..
Mustafa Kemal’in Topal Osman’ın elinden kurtulmak için giydiği çarşafı CHP’li kadınlar, Mustafa Kemal’in kurtuluş hatırası diye korumaları gerekirken(?!) yaptıkları şu işe bakın.. Histeri nöbetine tutulmuş gibiler.. Bu kadıncağızlar, keşke Yakup Kadri’nin şu “Çarşaf ve peçeye dair” yazısını bulup bir okusalar.. Zavallılar, azıcık “malumat sahibi” olurlar bari bu konuda. Hani dini bilmiyorlar, kurtarmak istedikleri halklarının geleneğinden habersizler, kendi geçmişlerini de bilmiyorlar..
Habere bakar mısınız: “Halifeliğin kaldırılmasını böyle kutladılar” başlıklı haber: 3 Mart’ta “Tevhidi Tedrisat” yasasının kabul edildiğini belirten, 3 Mart 1924’te hilafetin kaldırılması ile “ümmetçi devlet anlayışından ulusçu devlet anlayışına geçildiğini” ifade eden CHP Mersin Kadın Kolları Başkanı Havva Ongunsel, “Aydınlık Türkiye için kara çarşafları yırtıp Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Atatürk’ün inkılaplarına sahip çıkacağımıza söz veriyoruz” dedi. Bu kadınlar ümmetin de milletin de ne olduğundan habersiz. Cehaletinse bu kadarı ancak eğitimle mümkün. Kim niçin ve nasıl eğitmişse bunları.. “Türk ulusçuluğunun üssül esasının din-i mübini İslam” olduğunu da bilmezler.. Hani “Türk milletinden, İslam ümmetinden, garp medeniyetindeniz”den ne çabuk vaz geçtiniz.. Hem ümmetten millete geçmek diye de bir şey yok. Biz tüm dünya Müslümanları, İslam ümmetinin bir parçasıyız.. Eğer bu rejim cadısı karılar, bir şey yapmak istiyorlarsa, Hilafet fonu üzerine oturup, riba (dinen haram olan faiz) işi ile uğraşan bir bankanın yönetiminde yer alıp, İstiklal Savaşı’na destek için gönderilen ümmetin parası ile irtica, laiklik şarlatanlığına soyunmasınlar.. Hem İslam ümmetinin birliğinin kurulması size niye bu kadar batıyor ki!.. Hilafetin ihyası Türkiye’nin de, İslam dünyasının da şansıdır..
Hanımlar, ne iyi ettiniz de bu işi yaptınız, hiç olmazsa hafızamızı yeniledik..
Neyse ki, bu yaptığınızın ne anlama geldiğini anlayan CHP’liler de var artık aranızda da, size kapıyı gösterdiler.. Hadi başka kapıya! Hadi şimdi de 31 Mart’a hazırlanın, ardından Menemen filan.. Siz de bir gün, böyle böyle, düşe kalka öğreneceksiniz gerçekleri, suyun insanı boğduğunu, ateşin yaktığını, taşın ancak yürekleriniz kadar sert olduğunu bir gün siz de öğreneceksiniz ve o zaman semaya ağlayarak bakacaksınız, yaptığınız aşağılık zulümleri hatırlayıp.. Hele bir de din günü var ki!
Geçen gün Uğur Mumcu’da Namaz Platformu’ndaki bir panelde bir arkadaş anlattı. Öğretmen okulunda gizlice namaz kılarken öğretmen tarafından secdede yakalanan ve secdede iken yediği tekme ile burnundan kan boşalan bir arkadaş, 78 yaşındaki hocası ile cami avlusunda karşılaşınca, o günleri bin pişmanlık içinde hatırlayan öğretmeninin helallik dileyişini.. Belki, her secdeye varışında vicdanında o tekmenin acısını duyan eski laikçi bir öğretmenin vicdan azabını siz de yaşayacaksınız bir gün hanımlar..
Selam ve dua ile..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT