HAKSÖZ HABER

Türkiye medyası ve kamuoyu günlerdir İstanbul’a yağan karı konuşuyor. Uzun kuyruklar, arabalarında mahsur kalan insanlar, otobüsten inip yürümek zorunda kalanlar, buzda kayarak bir başka araca çarpan arabalar… Günlerdir haber kanalları ve siteleri etkili kar yağışının sebep olduğu kaosu gündem edindi.

Bunun bir noktaya kadar anlaşılabilir bir şey olduğunu söylemek gerekiyor. Hele de iktidar ve muhalefet açısından yönetim zafiyetinden kaynaklı bir durum söz konusu ise meselenin gündem olması daha rahat anlaşılabilir. Ancak her şeyin bir sınırı vardır!

İstanbul’a yağan kar sebebiyle bazı araçlar saatlerce karda mahsur kaldı doğrudur. Bazı araçlar kaydı ve küçük çaplı kazalar yaşandı. Kimilerinin soğuk havada ve kar yağışı altında ulaşım imkansızlığı sebebiyle yürümek zorunda kaldığı da doğrudur. Bunlar mağduriyet olarak değerlendirilebilir pekala. Yine de olayın abartıldığını söylemek mümkün değil mi?

İnsanlar arabalarında mahsur kaldılarsa klimalarını açtılar. Otobüsler durduysa yürümek zorunda kaldılar ancak nihayetinde varacakları bir yer vardı. Araçlar buzlanma sebebiyle kaza yaptı ama kasko veya sigortaları vardı…

Bu yaşananlar bizlere yıllardır kış şartlarında çadır kentlerdeki Suriye kardeşlerimizin durumunu düşündürmeli değil mi? Zalim rejim ve onun ortakları İran, Rusya’nın katliamlarından kaçan kardeşlerimiz de buz gibi havada kilometrelerce yürümek zorunda kaldı. Bir farkla onlar nereye varacaklarını hatta varıp varamayacaklarını bile bilmiyorlardı.

Suriye'de araçlar kaza yapmadı üzerlerine bombalar yağdı. İnsanlar mahsur kaldıkları yerlerde hatta sığındıkları çadırlarda bile ısınma imkanlarından mahrum kaldıkları için soğuktan donarak öldüler. Sadece bu kış Suriye’nin kuzeyinde 15 çocuk donarak can verdi!

Yanlış anlaşılmasın İstanbul’da kar yağışı sebebiyle sorun yaşayanlara bir şey isnat etmiyoruz. Bizim dikkatimizi çeken konu şu, donarak ölen 15 çocuk klimalı arabasında mahsur kalanlar kadar gündemimize girmiyor! İşte bu insanlığımızı sorgulatacak bir durumdur!

Dönecek sıcak bir yerin varsa karda yürüyüş yapmak keyifli bir şeydir. Ancak nereye bile gittiğini bilmiyorsan kar keyif değil ölüm getirir! Bizim canımız pek kıymeti orasını anladık! Peki, ya kardeşlerimizin canı?