1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Çağrı Der'de Mekke ve Mücadele Konuşuldu
Çağrı Derde Mekke ve Mücadele Konuşuldu

Çağrı Der'de Mekke ve Mücadele Konuşuldu

Çağrı Der’in bu haftaki konuğu ‘Akabe Biatlarına Kadar Mekke ve Mücadele’ konusu ile Mustafa Mancar oldu.

26 Kasım 2012 Pazartesi 11:00A+A-

 

Programın öncesinde daha önce gerçekleştirilen ‘meal bilgi yarışmasının’ ödülleri dağıtım etkinliği gerçekleştirildi. Programın bu kısmında Mustafa Bozacıoğlu katılımcılara teşekkürlerinin ardından, Kur’anın kendisinin yarışma konusu değil hayatımızın tamamında tabi olduğumuz imtihanın reçetesi, prospektüsü ve cevap anahtarı olduğunu belirtti. Yarışmanın sınırlarını belirleyen, asıl yarışı tarif edip çözümleri, varışa nasıl ulaşılacağını işaret eden kılavuz olduğunu vurguladı. Ayrıca müstakil bir programla ‘yarış/imtihan’ konulu bir sunumun gereğine işaret etti. Tüm katılımcılara metinli birer meal takdim edildi. Dereceye girenlere ayrıca ilan edilen hediyeleri verildi. Bu kısmın ardından söz konuşmacı Mustafa Mancar’a bırakıldı.

Mustafa Mancar, selamlamasının ardından, ‘aşura kerbela’  gündemini değerlendirdi. Olayın arka planının sundu. İşin temellerinde Hz. Peygamberin elçilikle görevlendirilmesinden Hz. Osman’ın hilafeti ve öldürülmesine değin ‘ırkçılık/asabiyet/kavmiyetçilik’ boyutlarının olduğuna dikkatleri çekti. Hz. Hasan’ın kan dökülmemesi adına hilafetten feragat edebilirken, Muaviyenin de aynı gerekçeyle, oğlu Yezide biat toplamasındaki tenakuza işaret eti. Hilafetten saltanata giden yolun böylece açıldığını söyledi.

Konuşmacı, sonra Mekke dönemi tahlillerine başladı. Mustafa Mancar, mücadelenin ‘ilah, rab, din, ibadet, şefaat, vesile’ gibi kavramlarla ‘La ilahe illallah’ manifestosu etrafında başlayıp sürdüğünü belirtti.  ‘Tevhid, şirk, cahiliye, cemaat’ vurgularının öne çıktığını, ilk masajların ‘ekonomik, hukuki, sosyal toplumsal, siyasî’ içeriklerinin yanında ‘ashabı uhdud ve diğer kıssalarla’ sıkıntılara göğüs germenin, mücadelede sabır sebat boyutunun işlendiğini aktardı. ‘Ümmi’ kavramının okur yazarlıktan ziyade, vahye muhatap olmamış olmak, kitap nedir, iman nedir bilmemek boyutunun önemli olduğunu belirtti. Allah’ı belli sıfatlarıyla (yağmuru yağdırmak gibi) tanımalarının yanında Mekkelilerin kabule yanaşmadıkları, Allah’ın hakkıyla tanıtılması, tüm sıfatlarıyla her an hayata müdahale eder oluşu üzerinde durdu.

Mancar, önce, çiddiye almama, görmezden gelme ile başlayan çekişmenin, yehdit ve işkenceye uzanan sürecini anlattı. ‘Gizli davet’in yanlış anlaşıldığını, bunun belki bireysel davet olarak alınabileceğini, geçici bir durum olduğunu ekledi. Hz. Ömer’in müslüman oluşu, Habeşistan hicret stratejisini, granik hadisesindeki çelişkileri ve tutarsızlıkları, kabul edilmezliği anlattı. 

Boykotu/ambargoları, Ebu Talip’in ölümü ile artan sıkıntıları, Taif açılımını, Pazar ve panayırlarda sürdürülen arayışları, davetin iletilmesi çabalarını, akabinde gerçekleştirilen akabe biatlarını, Musab bin Umeyr’in davetçi, öğretici/eğitici olarak Medine’ye gidişini, oradaki misyonunu aktardı. Mustafa Mancar, hicret etmeyenler, hicret edemeyenler ve hicreti erteleyenler (Hz. Peygamber. Ebu Bekr ve Ali) değinilerinin ardından, bu esnada dahi Hz. Peygamberin düşmanlarının dahi emanetlerini kendisine bıraktıkları‘emin’ vasfına dikkatleri çekti. Ahmet Altanın sıkıntılı döneminde eşini yoldaşlarına(!) değil üst kattaki Müslüman komşusuna emanet ettiği anekdotunu aktarıp ‘eminlik’ vasfının bizler için önemine dikkat çekerek sunumunu tamamladı.

Konuşmacının sunumu sırasında, bir önceki hafta işlenen/değinilen ‘özgürlük’ kavramına yaptığı atıfa, dinleyicilerin eleştirisi ve bu konudaki teatilerden sonra bu konuda da müstakil bir ders yapılması vurgusunun ardından, başka bir dinleyicinin Anadoludaki te’cir sırasında Ermeni vatandaşların çoluk çocuğunu Müslüman komşularına bırakmalarını hatırlatmasının ardından Kufelilerin Hz Huseyin’e ‘Kalplerimiz seninle ama kılıçlarımız Yezidle!’ sözlerini tahlilinin ardından program sona erdirildi.

24112012.20121126133221.jpg

24112012_001.jpg
 
24112012_005.jpg

HABERE YORUM KAT