Çabalama kaptan, ben gelemem…
“Kaybeden Statüko”nun Amiral Gemisi, Ergenekon çetesine toz kondurmuyor.
Hürriyet'in darbeci örgütü canla başla savunan yayınları gırla gidiyor.
Geçmişte Susurluk Skandalı'nın üzerine gidiyormuş gibi yapmıştı, Hürriyet…
O dönemde Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen “Susurluk Zirvesi”nin perde arkasını içeride konuşulanlardan yola çıkarak “Susurluk'ta askerler de var” manşetiyle vermişlerdi!
Beş üst düzey komutanın Amiral Gemisi'nin kaptanını arayıp “yola getirmesinden” sonra Hürriyet, Susurluk sürecinin hasıraltı edilmesinde lokomotif rol üstlenmişti.
Susurluk günlerindeki “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” sloganlı “ışıkları söndürme” eylemi, kaptan köşkünde oturan zat-ı şahanenin klavyesindeki sakızdı:
Kaptan ve gazetesi, şimdilerde Ergenekon yapılanması hakkındaki gerçeklerin örtbas edilebilmesi için ter döküyor:
Zor durumdalar…
Ergenekon Operasyonu'na karşı elektrikleri söndürmüş, “Sürekli karartma” uyguluyorlar!
Amiral Gemisi'nin kaptanı E.Ö. Nokta dergisi tarafından deşifre edildiği günlerde muhtıra günlüklerine “fasa fiso” muamelesi çekmiş; emekli oramiralin yalanlamasına itibar etmiş; hatta “Bu da sivil andıçtır” demişti.
Org. Hilmi Özkök'ün son açıklamaları darbe girişimleri gerçeğini teyit etti; ancak E.Ö. Bey günlüklerin “hurafe” kabul edilebilmesi için inceden inceye çabalamakta…
Sağ olsun, gazetesinin yazarı Yalçın Doğan kaptanımızın kendisini iyi hissetmesini sağlayacak “pansuman masallar” anlatıyor: Sarıkız, Ayışığı ve Eldiven darbe girişimleri için “Palavra bunlar, asılsız senaryolar” diye yazarak okuyucularını yanıltabileceğini, gerçekleri hasır altı edebileceğini sanıyor.
Ergenekon'dan tutuklu Tolon Paşa bile günlükleri tekzip edememişken, Eruygur Paşa darbe girişimlerini şimdiye kadar tek kelime yalanlayamamışken; Y.D.'nin “Ergenekon'dan çok Ergenekoncu” tavrı fevkalade sırıtıyor.
Hürriyet, hafta başında Emekli Oramiral Özden Örnek'in eşini konuşturarak, hanımefendi üzerinden darbe günlüklerinin “iftira” olduğunu söylemeye çalıştı!
Sevil Örnek “Eşim 16 aydır hayata küstü: Eşimi iftiralarla öldürmek istiyorlar. İki emekli orgeneralin tutuklanmasına da ailece içimiz kan ağlıyor” demişti.
Üzgünüm, ama darbe günlüklerinin varlığı kaçışı olmayan bir hakikat:
Günlüklerin uydurma olmadığı, Özden Örnek Paşa'nın bilgisayarında yazıldığı geçen mart ayında kesinleştiğine göre; emekli oramirali hayata küstüren de “iftira atılması” falan değil, sözünü ettiğim kriminal gelişme olmalı!
* * *
Hürriyet, dün de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin “emekli” başkanını konuşturarak, Danıştay- Ergenekon bağlantısının kaçışı olmayan gerçekliğini gölgelemek istedi.
Hatırlayacaksınız, ilgili mahkeme böyle bir bağlantının var olmadığına hükmetmişti! Hakim Orhan Karadeniz, Danıştay davasını yürütmüş, kararın çıkmasından on gün sonra da yaş haddinden emekliye ayrılmıştı.
Emekli hakim, Danıştay kararında Ergenekon'la bağlantı kurulmayışının nedeni olarak şu iddiayı seslendiriyor:
“Danıştay saldırısının Ergenekon bağını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sordum, üç ay cevap gelmedi…
Bir daha sordum, bağ kurulamadığına dair yazı geldi.”
İddianamenin temel taşı Ergenekon-Danıştay bağlantısı olduğuna göre, emekli hakimin savı havada asılı kalıyor!
Ayrıca, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dün yazdığım “tuhaf ve net kanıtları hasıraltı edici uygulamaları” mahkeme başkanını doğrulamıyor.
Hepsinden evvel, mahkeme kesin olan bağlantıyı kendi başına neden kuramamış, acaba?
Müebbet hapis cezasına çarptırılan Osman Yıldırım'ın Cumhuriyet'e atılan bombaları Veli Küçük'ten aldıklarına dair ifşaatıyla neden ilgilenme gereği duymamış, mahkememiz?
Ankara'daki mahkeme, buna mukabil Alparslan Arslan'ın “Bombaları Süleyman Esen'den aldım” şeklindeki ifadesini doğru kabul etmişti!
Esen'in bu iddiayı reddettiğini dün yazmıştım:
Mahkemenin, Esen ve avukatının bu çerçevedeki dilekçesini reddetmesine ne demeli, peki?
Finalde, Hürriyet'te dün emekli hakime atfen yayınlanan “Belge yoktu” haberinin sonuna gizlenen son derece aydınlatıcı bölüme dikkatinizi çekmek istiyorum.
Danıştay sanıklarından Süleyman Esen'in avukatı Mehmet Ener Hürriyet'e bakın ne demiş:
“Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı gönderip böyle bir bağ olup olmadığını sordu. Soruşturmayı yürüten savcılık mahkemeye gizli kayıtlı 455 sayfa gönderdi…
14 klasör belgeyi sayfa sayfa biliyorum. Bunların arasında Ergenekon şüphelilerinin Danıştay saldırısıyla ilgisinin olmadığına dair bir belge yok. Olsaydı, mahkemenin kararında bu ışığı görürdük!”
YENİ ŞAFAK
YAZIYA YORUM KAT