1. YAZARLAR

  2. KENAN ALPAY

  3. Büyük zafer, küçük kafalar ve ideolojik takıntılar
KENAN ALPAY

KENAN ALPAY

Yazarın Tüm Yazıları >

Büyük zafer, küçük kafalar ve ideolojik takıntılar

31 Ağustos 2021 Salı 11:09A+A-

Büyük Zafer” denilince bazılarının akıllarına sadece tek bir şey geliyor. Zaten fanatik kampa göre ezelden ebede tek ve eşi benzeri olmayan mucizevi “ulu önder” olarak sabitlenen Mustafa Kemal ne yaptıysa, nasıl yaptıysa her şeyi ama her şeyiyle büyüktür, nadidedir ve aşılamazdır.  Bu sebeple dünya üzerinde olup biten hangi mevzuyu konuşursanız konuşun ilk ve nihai hedef bu eşsiz Tek Adam’ın mucizelerine hayranlık ve şükran duygularını teyid etmekten ibarettir. Suriye’den devasa bir göç dalgası mı var; sebebi daha baştan bellidir: çünkü onların bir Atatürk’ü yok. Afganistan’da Amerika ve NATO işgalini bitiren İslamcı bir Taliban örgütü mü iktidarı ele geçirdi; büyük yanlış derhal teşhis edilir; çünkü onlara laikliğin önem ve değerini öğreten bir Atatürkleri yoktu. Filistin’deki Siyonist İsrail işgali Amerika ve Avrupa’nın desteğiyle giderek derinleşirken durdurulamıyorsa sebebi bellidir; zamanında Ata/Türk’e isyan edip ilelebed lanetlenmiş kalmalarıdır!

Milli Mücadele Laiklik ve Kemalizm İçin Verilmedi

İroni yapmıyoruz, süreci tahlil ederken şaka yoluna da başvurmuyoruz. İsterseniz göz ucuyla şöyle bir bakın; Afganistan’da 20 yıldır süren barbarların işgalinin nasıl sona erdirildiğini mi konuşuyoruz yoksa Atatürk’ün efsanevi zaferlerini Vatandaşlık ve İnkılap Tarihi dersi gibi tekrar tekrar ve kitleler halinde ezber mi yapıyoruz? Evet, Afganistan meselesine bütün devletler ve toplumlar mevcut pozisyonundan bakarak bir takım değerlendirmeler yapıyorlar. Fakat Türkiye’deyse direnişiyle, kültürüyle, tarihiyle, stratejisi ve gelecek projeksiyonuyla Afganistan’ı konuşmaya hemen hiç fırsat bulamıyoruz. Sebebi belli; Afganistan’a bakarak Resmi ideolojiye meşruiyet kazandırma, Kemalizme sadakat ve şükran yenileme üzerine o bildik boğucu iklim kendisini yine dayattı. O militan, o fanatik din düşmanı laiklik-Kemalizm pratiklerinin kadir kıymetini belletmek, siyaset ve toplumun ne kadar nankör olduğuna dair diskur çekmek için devasa propaganda mekanizması aklı-mantığı, tarihsel ve aktüel hakikatleri bir silindir gibi ezip çiğnemek üzere acımasızca ve utanmazca harekete geçirildi.

En önemli çarpıtmaya itirazımızı bir kez daha vurgulayalım: Milli Mücadele katiyetle laik-dindışı bir toplum inşa etmek, Tek Adam ve Tek Parti düzeni kurup toplumun adalet ve özgürlük mücadelesine zincir vurmak üzere verilmedi. Bilakis Milli Mücadele İslam ve Müslümanların bu coğrafyadaki izzet ve şerefini teminat altına almak, toplumun adalet ve özgürlük arayışını serbest siyasi rekabet yoluyla güçlendirip geliştirmek için verildi. Milli Mücadele İslam inancı, kültürel sembol ve kodlar, Müslüman toplumun ahlaki değer ve kanunları kamusal alandan tecrit edilip tarihe gömülsün diye verilmedi. Bilakis Milli Mücadele İslam inancını, siyasal sembol ve kodlarını, Müslüman toplumun ahlaki değer ve kanunlarını Misak-ı Milli’nin en ücra köşesinde bile hâkim kılmak için verildi.

Arı-Duru ve Sahih Tahayyüllerimiz Çiğnendi

Ulusal Kurtuluş Savaşı” veya “laiklik ve Batılılaşma mücadelesi” gibi isimlendirmeler resmi tarih yazımının uydurmalarıdır ve bu tanımlamalar hiç bir hakikate dayanmaz. Cephelerde savaşan yüz binlerce Müslüman Allah yolunda ölümü göze almışlardı yoksa Ebedi Şef ve Milli Şef kılavuzluğunda Etiler, Sümerler, Hititler’le akrabalık kurmak, kafatası ölçümlerine göre medeniyet aidiyeti belirmek, damarlarda dolaşan kan üzerinden asalet yarıştırmak gibi hiç bir sapkın tahayyüle sahip değillerdi. Milli Mücadele’nin kavram ve sembollerinden de hareket noktası ve hedeflerinden de hiç bir surette Kemalist Tek Adam ve Tek Parti rejimine bir yol bulabilmek mümkün değildir. Bir oldu-bitti şeklinde ilan edilen Cumhuriyet isim olmakta öteye hukuki ve siyasi manada hemen hiçbir pratik karşılık bulamamış fakat devlet 27 yıl boyunca yukarıdan aşağıya bir toplumu Batıcı-laik-ulusal kimliğe göre dizayn etmek üzere Şeflik sistemi olarak milletin üzerine abanmıştır. Tek Adam ve Tek Parti’yi temel alan 27 yıllık Şeflik düzeni 10 yıllık periyodlarla askeri darbeler ve vesayet pratikleri ancak toplumsal dirençlerle aşılabilmiştir.

Cumhuriyet dönemindeki asıl büyük zafer Tek Parti düzenine son vermek, askeri darbelerin yasal ve bürokratik zeminlerini söküp atmaktır. Tek Parti Cumhuriyeti basit fakat milyonların iradesini ipotek altına alıp fakirleştiren, ufkunu karartan ve yoksunluğa mahkûm eden fasit ve faşist bir müsamereydi. Halkın iradesi önce pasif direnişlerle akabinde aktif arayış ve tekliflerle nihayet söke söke bu mizanseni sahneden silip attı. Ancak şimdilerde saçma sapan, tarihi hakikatlerin hilafına ve güya tarihle barışma adına Ulu Önder güzellemeleri, Atatürk’e rahmet okuma seansları, Ebedi Şef’e şükran ve sadakat bildirme yarışları moda oldu. Tarihi Kemalist ideoloji ve tezler çerçevesinde kurgulayıp yaşanan acıları, kayıpları, sapmaları, inkâr ve asimilasyon politikalarını temize çıkarmakta inat eden devlet sınıflarına uyum sağlanarak ülkeyi gül bahçesine çevirebileceğini sanan şaşkınlara tabi olarak bu ülke sadece ve sadece fena halde duvara toslar. Çünkü eleştiri ve itirazı sindirip bastırmaktan, ihanet ve gericilikle itham etmekten başkaca bir iş beceremeyen resmi ideolojiyle ne adam gibi bir anayasa yapılabilir ne de geçmiş ve gelecek arasında sağlam bağlar kurulabilir.    

Tarihle yüzleşmekten kaçarak, laik-ulus kimlik inşa etmek üzere girişilen zulümlerle hesaplaşmaktan korkarak olsa olsa bürokratik oligarşinin İslami kimliğe karşı konumlandırdığı Kemalist devlet ve toplum modelinin hortlamasına fırsat tanınır. Geçmişiyle geleceğiyle ülke ve toplumu “Ulu Hakan – Ulu Önder” sarkacına mahkûm etmek esasen adalet ve özgürlük mücadelesini hadım etmektir. Bu ülke daha fazla gecikmeksizin, kuşatıcı ve yapıcı bir yönelişle travmatik dönem ve aktörlerin sosyolojik, psikolojik ve siyasal-stratejik analizini yapmaya mecburdur. Vesayet toplumu olmaktan, resmi ideolojik kurguya mahkûm ve mecbur yaşamaktan, çocuksu söylem ve törenlerimize bütün dünyanın imrendiğini sanmaktan sıyrılıp kurtulmak için daha fazla beklemeye hacet yok. Adalet ve özgürlük temeli güçlü bir toplumu, refah ve güvenliği yüksek bir devleti çarpık bir tarih, sapkın bir ideoloji ve fanatik bir kimlik üzerine inşa edemezsiniz. Hakikatle inatlaşan, hakikati inkâr ve alay konusu yapan fert ve toplumu bekleyen akıbet neyse siyaset ve devleti de bekleyen akıbet odur.

Yeni Akit

YAZIYA YORUM KAT

8 Yorum
  • kiowa / 01 Eylül 2021 11:37

    kamal in hiç bir zaferi ve başarısıyoktur.....yalan söyleyen tarih utansın...inşaallah gerçek tarih en kısa sürede ortaya çıkar...yalan yer ile yeksan olur..

    Yanıtla (0) (0)
  • fuad / 01 Eylül 2021 11:34

    Bu ülkede yaşanan olumsuz koşulları İslam ile ilişkilendiren mutlu bir azınlık var, bunun yanısıra olumsuz koşulları iktidar nezdinde İslam ile ilişkilendiren mutsuz bir kitle var ki asıl zavallı bunlardır. Yaklaşık bir asır boyunda bu ülkede kemalist ideoloji hakim durumda bu mutlu azınlık ve mutsuz kitle(azınlık malesef kitleye dönüştü) bunun yanlışını sistemde aramak yerine sanki İslam ile hükmediliyor gibi sorunun kaynağını İslam'da görmektedir, celladına aşık bir toplumdan başka ne beklenebilir ki değilmi? Durum hiç iç açıcı değil fakat "Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir. Ali İmran-139

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatima zehra / 01 Eylül 2021 00:20

    " Emperyalizme karsi bagimsizlik mücadelesi verdik " diyorlarya koca bir yalan .. nasil mücadaele verdik ki onlarin tüm batillarini alip bu millete monte ettik ve bu millete onlarin batillarini hala korumaya kollamaya calistiriyoruz...Kenan bey kardesim kalemine ve gönlüne saglik... 7 düvelle mücadaele ettik de bir yalan olsa gerek. Zaten "tek kisi"de basli basina bir yalan. yalanlarla yasayan br toplumdan anca bu kadar degilmi..sevgi ile selamlar degerli kardesim..

    Yanıtla (0) (0)
  • bekir ziya / 31 Ağustos 2021 17:22

    Akıl, fikir ve basiret bu ülkeden çoktan beridir hicret etmiş gibi görünüyor maalesef. Dünya düzelir ama bu ülkenin zihniyeti düzelmez dense, yeridir.

    Yanıtla (0) (0)
  • hakan / 31 Ağustos 2021 16:25

    Allah razı olsun cesur adam.

    Yanıtla (0) (0)
  • Faik KAYNAK / 31 Ağustos 2021 14:31

    Kemalist sistem ,

    Tarihî hafızamıza ket vurdu/ kültürümüzü iğdiş etti/ 4 neslin ifsadına çanak tuttu / sahih din olgusunu dinamitledi / batı hayranı olan mutlu bir azınlık peydahladi/ sebataycı ve bulgar , selanik göçmeni herifleri yönetime getirdi , yüzünü batıya çevirdi ve onlarca sayacağımız habis sinsi muameleyi topluma enjekte etti ..

    Yenilgileri zafer , zaferleri ise yenilgi olarak kutlayan/ kartondan kahramanlari kutsayan, buna mukabil
    gerçek kahramanlarıı karalayan bir tabloyu koyuyor resmi ideoloji önümüze , bugün de aynısını yapmaya devam ediyor maalesef ..

    Kenan kardeşim yüreğine/ kavline/ Kalemine sağlık ..

    Yanıtla (0) (0)
  • Sinan tetwani / 31 Ağustos 2021 12:22

    Kaleminize sağlık KENAN abi
    Laik ulusalcı kişilerin endişesi anlamakta insan zorlanmaz ama müslümanım diyenlerin yaptıklarını anlamak çok zor geliyor
    Hani bu müslümanların kurani bir bakış açısı yok diyelim bunların tarih bilgiside mi yok?
    Ne çabuk unutuluyor yaşananlar
    Bu kadar balık hafızalı olmak yakışmıyor müslümanlara
    İnsanlar hiç bir şey okumasalar bile yaşadıkları onlara bir tecrübe olur ve bir yol haritası belirler
    Allah akıl fikir versin işimiz çok zor

    Yanıtla (0) (0)
  • Antikemalist / 31 Ağustos 2021 11:40

    Afganistan gerçekten çok iyi bir örnek! ABD, Taliban yönetimindeki Afganistanı bodoslama işgal etti TALİBAN YÖNETİMİNE KENDİ ELLERİYLE SON VERDİ! Mevcut rejimi KENDİSİ yıktı! 20 yıl işgal altıda tuttu, milyarlar harcadı! Çekildikten sadece 10 gün sonra KENDİ YIKTIĞI Taliban tüm ülkeyi geri aldı! Oysa İngilizler gibi, İÇERİDEN birilerini kahramanlaştırıp, rejime onların elleriyle son verseydi, sonuç kesinlikle bu şekilde olmayacaktı!!

    Yanıtla (0) (0)